Wednesday, April 9, 2008

NOU KIDS ON THE BLOCK

GUARDIOLA, FABREGAS VE MESSI’Yİ BİZLERE KAZANDIRAN TAKIM, GELECEĞİN YILDIZLARINI ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR. HİÇ ŞÜPHE YOK Kİ YABANCI DEV YILDIZLAR BARCELONA AKADEMİSİNDEN ÇIKMIŞLARDIR.

Lionel Messi, Josep Guardiola, Cesc Fabregas, Carles Puyol, Victor Valdes, Xavi, Andres Iniesta, Giovanni Dos Santos, Oleguer Presas, Pepe Reina, Mikel Arteta, Luis Garcia, Albert Luque, Ivan de la Pena, Thiago Motta, Gerard Pique, Fran Merida, Luis Garcia, Gerard, Sergi, Albert Ferrer, Jordi Cruyff ve Bojan Krkic… FC Barcelona’nın bir Euro bile transfer ücreti ödemediği bu liste uzayıp gider. Hepsi diğer kulüplerden daha üstün yüksek sınıf futbolcu çıkartan bir gençlik altyapısından yetiştiler ve bu sistemde bir oyuncu olabilmek için 15 yıl geçmesi gerekiyor.
70’li yıllarda Johan Cruyff’in takım arkadaşı ve uzun süredir altyapı teknik direktörü olan Quique Costas “Oyunculardan birçoğu henüz yedi yaşındayken takıma girdiler. Biz bir oyuncuyla 17 ya da 18 yaşında sözleşme imzalamayı tercih etmiyoruz, çünkü asla Barcelona stilini öğrenemeyeceklerdir” şeklinde konuşuyor.
Barcelona stili uydurma bir şehir efsanesi değil. Cruyff’dan esinlenilen metod uzun vadede başarı sağladı. Katalan efsanesi Josep Guardiola “Oyuncular çabuk düşünmek zorundadır ve aklıyla oynamalıdır. Her zaman bir sonraki pası bilmelidir. Hepimize böyle oynamamız gerektiği öğretildi. İnsanlar da bizim güzel ve etkili oynamamızı bekliyor.” diyor. Manchester United altyapı politikasıyla övünüyor, özellikle de Busby Babes ve 92 mezunlarıyla… Fakat Ryan Giggs, Gary Neville ve Paul Scholes emekliye ayrıldığında United’ın altyapısındaki başarısı sorgulanır oldu. 1992’nin deneyimli mezunlarını saymazsak sadece Wes Brown, John O’Shea ve Darren Fletcher bu altyapıdan yetişip tutarlı bir şekilde başarı sağladılar.
Arsenal’da ise yetenek keşfedip yetiştiren kişi Arsene Wenger, fakat İngiltere’de çok küçük bir başarı elde etti. Frank Rijkkaard’ın dokuz oyuncudan oluşan ilk takımında altı Katalan vardı.
Barcelona her zaman kendi kadrosunu kendi yarattı fakat Maradona’dan Laudrup’a, Kubala’dan Ronaldinho’ya dışarıdan değerli oyuncular da getirdi. Altyapı ve transfer arasındaki denge kaybolursa taraftarlar tıpkı 90’lı yıllarda Hollandalı teknik direktör Louis van Gaal takımı vatandaşlarıyla doldurduğunda yaptıkları gibi tepki gösterirler.
Yabancılar, 141,000 ücretli üyeleri ve 79,000’le dünya futbolundaki en yüksek elemanı olan bir kulübün neden büyük transferlere imza atmadığını merak edebilirler, fakat kulübün felsefesinin önemli bir bölümünü altyapı oluşturuyor. Altyapının £4.5 milyon yıllık bütçesi Ronaldinho’nun yıllık ücretiyle aynı miktarda…
Costas yaptığı açıklamada “Bizim gerçekten çok büyük miktarda keşif yapan şubemiz var. En az 25 tane İspanya’da ve epey ülke dışında bu şubelerimizden var. Hepsi ne arayacaklarını iyi biliyorlar ve titizlikle çalışmalarını bu yönde sürdürüyorlar. Diğer kulüpler gibi belirli pozisyonda olan oyunculara bakmıyoruz. Teknik üstünlük, zihinsel kuvvet, ilerleme hızı ve çevik futbol beyni arıyoruz. Bütün bu kategorileri aynı anda kendisinde barındıran oyuncuların çoğu zaten forvet oyuncusu olmuşlardır bile, daha sonra onları 16 yaşına geldiklerinde defans oyuncusuna dönüştürüyoruz. Eğer her şeyi mükemmel olarak yaparsak sonuç olarak başarı gelir. Bir oyuncu takımın kimliğini ve formasının renklerini de sevmek zorundadır. Bu paradan daha önemlidir.” şeklinde konuşuyor.
Bu özellikleri Lionel Messi’de de buldular. Messi bu konuyla ilgili “Barcelona’nın altyapı sistemi bir genç oyuncunun yetişmesi için en iyi yöntem. 13 yaşınızda hocalarınız size kazanmayı değil, bir oyuncu olarak gelişmeyi öğretiyorlar. Arjantin’de futbol daha çok fizik işidir fakat Barcelona’da her şey topta bitiyor. Biz 22 oyuncu hep beraber temasın daha çok olduğu daha küçük sahalarda da oynayabiliriz. Bu sizi hızlı düşündürür. Farklı pozisyonlarda oynadık, böylece maçlara diğer oyuncuların bakış açılarından da bakabildik. Bize işi bitirmeyi ve alanı iyi kullanmayı öğrettiler. Elbette ki fizik de önemli fakat her şeyden en önemlisi topu ayağımızın altına almak… Bu uyum bize çok yardımcı oluyor” diyor.

MR BOJAN-GOALS – Barcelona’nın son harika çocuğuyla tanışın: Ona bazen “yeni Messi”, bazen “yeni Ronaldinho” diyorlar. Fakat eğer karşılaştırmak istiyorsanız ona “yeni Eto’o” demeniz daha doğru olacaktır. İnanılmaz bir temposu, dengesi ve top sürme yeteneği olan Bojan Krkic Ağustos’ta 18’ine basacak. İlk çıkışını Eylül’de yapan yetenek büyük ihtimalle bu sezon Frank Rijkkard’ın adamları arasında en büyük avantaj olacak. Bojan’ın yıldızı zaten İspanya’da U17 ve U21 kategorilerinde parlamıştı.

Barcelona’nın altyapısı 12 takımdan oluşuyor. Her yıl bu grup 24 oyuncu alıyor. 12 yaşındakilerin de dahil olmak üzere teknik direktörlerin çoğunun profesyonel UEFA lisansı var. La Masia’nın en ünlü mezunu Josep “Pep” Guardiola… Eğer taraftarlara Barcelona’yı temsil eden iki eski oyuncuyu sorarsanız size Cruyff ve Guardiola diyeceklerdir. 1990 yılında ilk çıkışını yapan Guardiola yaklaşık 400 maçta oynadı, Barcelona’yı ligde altı şampiyonluğa taşıdı. Bir Avrupa Kupası ve iki İspanya Kupası gördü. Costas onunla ilgili “Guardiola Barcelona’ya 12 yaşında geldi. Bir deri bir kemikti, eğer gücü bir kenara bırakırsak onda çok özel bir şey vardı. Normal bir oyuncudan daha hızlı düşünüyordu. Çok sevimli bir çocuktu. Bir teknik direktör olarak sırrı belki de buydu. Çocuklar her sabah kalktıklarında aynada Guardiola’nın yansımasını görmek isterler” diyor.
Şu an 37 yaşında olan Guardiola ise “Cruyff’un nasıl oynamamız gerektiğini gösteren bir teorisi vardı. O bize topu hızlı hareket ettirerek nasıl oynanabileceğini öğretti. O oyunculara sadece olağanüstü tekniğini kullanmayı öğretti. Oyuncu ararken hala bu özellikleri arıyoruz” şeklinde konuşuyor.
90’ların başındaki rüya takımın ve Cruyff’in kaptanı Jose Ramon Alexanco da “Belki de Cruyff’un en büyük mirası kulübe getirdiği metoduydu.” diyerek bu söylemleri destekliyor.
Çocuklar Barcelona’ya 6 yaşından itibaren getiriliyor. Onları her Cumartesi kahramanları gibi olmak için oynarken görebilirsiniz. Hocaları ise işlerini yapıyorlar ve çocukların futboldan keyif almasına izin veriyorlar.
La Masia 1709’da inşa edildi ve Barcelona tarafından 1958 yılında satın alındı. 1979 yılında burası Barcelona okulunun evi haline geldi ve her taşta geleceğin yıldızları yaşadı. Bu yatakhanelerde yaşayan 60 çocuğun yarısı Katalan… Yerli çocuklar ise evlerinde yaşıyorlar. Xavi de böyle yapıyordu, stadyuma metroyla gidiyordu. Barcelona’nın 14’ünden önce çocukları evinden ayırmakta tereddüt ettiği oluyor. Çünkü bazı çocuklar evlerini özlüyorlar ve böyle olduğunda kulüp oyuncuyu evine geri yolluyor.
Barcelona’nın altyapısından mezun olan ilk 182 çocuktan 21’i ilk kez Barcelona’da, 31’i İspanya’da oynadı. 74’ü profesyonel olarak futbol yaşamını sürdürdü.
Cruyff’un altında mezun olan ve hepsi de Katalan olan sekiz oyuncu ilk takımlarında beraber oynadılar. Aralarında Hristo Stoichkov ve Romario da vardı. Barcelona dünya devleri üretmeye devam etti, fakat Cruyff’un 1996’da ayrılmasından sonra her şey geri dönülemez şekilde değişti. 2003 yılında Arsenal 15 yaşındaki Cesc Fabregas’ı aldı. Bir yıl sonra Manchester United Gerard Pique’yu aldı. En parlak başarı ihtimallerinin iki tanesi gitmişti. Barcelona önceki pozisyonunu bir daha yakalayamadı.
Pique “Barcelona’nın sırrı onların keşif yapan şubeleri ve şöhretleri… Herkes Nou kampında oynamak ister. Messi dahil olmak üzere birçok çocuk bunu hayal etti. Şimdi o dünyanın en iyi oyuncusu çünkü küçüklüğünden beri taraftar olduğu bir kulübü seçme şansı oldu. Bu kulüp süper star potansiyeli taşıyan çocuklar yetiştirdi” şeklinde konuşuyor.
İspanya yasalarına göre bir oyuncu kontrat imzalamak için 18 yaşını beklemek zorundadır. İngiltere’de ise 16 yaş yeterlidir. Bu da bazı yetenekleri İngiltere’ye taşınmaya teşvik ediyor. Costas “Çocuklar Cesc’in ne kadar başarılı bir kariyere sahip olduğunu gördüler ve hepsi onun gibi olabileceklerini düşündüler. Anne ve babalar, ajanslar bunu çabuk ve kolay para olarak görüyorlar. Ayrıca bunu kısa dönem çözümü olarak görmüyorlar. Bir futbol kariyeri bir maratondur, sürat koşusu değildir. Biz oyuncuları sabırlı olmaya teşvik ediyoruz. La Massia çok başarılı ama ilk takımı Barcelona olan çok fazla oyuncu yok. Onların bizden beklentileri çok büyüktü. Bu jenerasyonda, büyük ihtimalle son 10 yıldaki tek süper star Messi oldu.”
Bu organizasyon genç oyuncuların üzerine öyle çok düştü ki, hatta kulüp Güney Amerika’da keşfettikleri çocukları getirebilmek için ailelere iş imkanı sağladı. Oyuncularla ön sözleşme imzaladılar fakat ayrılıklar sürmeye devam etti. Fran Merida Eylül 2005’te Arsenal’a katıldığında Barcelona yetiştirdikleri bir oyuncu için tazminat alamadı. Çok öfkelenmişlerdi ve Ekim 2007’de İspanyol mahkemesi Merida’ya kişisel bir ön sözleşmenin maddelerine uymadığı gerekçesiyle £2.1 milyon ceza verdi. İspanyol avukat Rodrigo Garcia konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İngiliz takımlar genç bir İspanyol oyuncuyla sözleşme imzalamadan önce artık bir kez daha düşünecek.” şeklinde konuştu, bu örnek teşkil eden bir olay olsa da kulüpler hala en iyi yeteneklerini kaybetme korkusuyla karşı karşıya…
2006 yılında Barcelona, Nou Kampının üç mil uzağında Ciutat Esportiva Joan Gamper idman alanını açtı. Bu alan şehrin varoşlarına çok yakındı.
Barcelona’nın tüm takımları antrenmanlarını yeni tesislerde sürdürdü. Garip bir biçimde Barcelona hala La Massia ve Nou Kampı arasındaki boyutu tam bir saha kadar bile olmayan bu alanda hala idman yapıyor. Bu tercihin nedeni oyuncunun geleneksel değil, açık ve tarafsız düşünmeye teşvik edilmek istenmesi… Barcelona haftada üç gün antrenman yapıyor. Haftada bir kere normal boyutta sahaya sahip olan Nou Kampını kullanıyorlar. %40’ı İngiliz olan turistler, otobüsleri bu alandan geçerken Eto’o, Henry ve Ronaldinho’yu burada idman yaparken görünce, daha büyük idman alanları olan dünyanın en büyük kulüplerinden biri nasıl bu sahada idman yapar düşüncesiyle gözlerine inanamıyorlar.
Bir kaynağımız “Bu psikolojinin bir bölümü… Barcelona gösteri dünyasının önemli elementlerinden biridir. Turistlerin bizi izlemelerine izin veriyoruz, çünkü kendi takımlarını böyle izleyemiyorlar. Onlar hayranlarımız haline geliyorlar ve formalarımızı gururla giyiyorlar. Gözcüler izliyorlarsa ne olmuş? Onlar kendi takımlarına ne kadar iyi olduğumuzu söyleyebilirler” şeklinde konuşuyor.
Herkes buna katılmıyor. Alexanco “Biz hala eskiden oynamaya çalıştığımız gibi idman yapıyoruz. Çok şiddetli ve enerjik… Sürekli topu sürüyoruz, pas veriyoruz ve en akılcı şekilde topu himaye etmeyi öğreniyoruz. Agresif oynuyoruz, fakat her zaman itici gözüküyoruz. Eğer bir oyuncu sağ ayağını iyi kullanabiliyorsa ona eğilmelidir. Önemli olan topa odaklanmaktır. Ben İtalya’da da oynadım fakat orda insanlar hiç bu şeyleri düşünmediler. Cruyff’un bize öğrettiği küçük detayları hiç bilmediler. Şimdi Xavi, Cesc ve Iniesta gibilerini görüyorsunuz. Biz asla sonuçlara odaklanmıyoruz. Biz insanları ‘kazandın mı?’ sorusundan çok ‘Nasıl oynadın?’ sorusunu sormalarını teşvik ediyoruz. Rekabet olgusundan daha önemli şeyler de var. Çocuklar 16 yaşını geçtiklerinde tekniksel, taktiksel, ve fiziksel ihtiyaçlara eğiliyoruz” diyor.
Barcelonalı gençler İspanya’da ya da başka yerlerde yüksek başarılar elde ediyorlar. Eski B takımı kaptanı ve Sunderland’den İskoç takımı Falkrik’e ödünç verilen Arnau Riera konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Barcelona’daki B takımında oynuyorsanız doğru ligde oynuyorsunuz demektir. İngiltere’de hazırlık takımları pratik yapılan maçlar gibidir fakat İspanya’da gerçek rekabet vardır ve bu bir oyuncu için çok önemlidir. Ligi kazanmak için mücadele edersiniz, çünkü bilirsiniz ki ikinci lige geçme şansınız vardır. Alicante gibi yerlerde 8,000 taraftarın önünde deneyimli 30 yaşındaki oyuncular karşısında oynama deneyimine sahip oldum” şeklinde konuşuyor.
Tabii ki her oyuncu ilk takımlarında oynama lüksüne sahip olamıyorlar. Bir kısmı sakatlıkları nedeniyle profesyonel futbol yaşamlarına başlayamıyorlar. Hazır olmadan kimse aktif futbol yaşantısına başlayamıyor. Birçok oyuncu yine de Barcelona bayrağı altındaki aile ortamı nedeniyle bu kulübü tercih ediyor.
Riera “Takımlar bizi yenmek istediler, çünkü biz Barcelona’ydık. Oyuncular profesyonel bir futbolcu olarak hayatı çabuk öğrendiler. Basın toplantıları yapmak zorunda kaldım ve genellikle takımla yolculuk ettim. Birçok büyük oyuncuyla bilinçli olarak aynı odayı paylaştım. Samuel Eto’o bana çok çılgın hikayeler anlattı” diyor.
Bu sezon 16 yaşındaki İsrailli orta saha oyuncusu Guy Assulin ilk çıkışını Girona karşısında yaptı. Ondan büyük şeyler bekleniyordu. Menajeri ve vatandaşı Pini Zahivi’yle beraber Assulin üç yıllık bir antlaşma yaptı ve İngiliz devlerinin üstesinden gelmesi için £15 milyon ödendi. Henüz 12 yaşında Assulin’e hangi takımda oynaması istediği sorulduğunda “Barcelona” cevabını vermişti. La Masia’ya katılıp iyi bir eğitim almıştı.
Arnau “İki yıl öncesine kadar Andres Iniesta’yla beraber eğitim alıyordum. Sınıflara gidip A seviyesine eşdeğer eğitim alıyorduk. İlk takımına girdiğinde futbolu programını değiştirdi. Frank Rijkaard’a Şampiyonlar Ligi’nde oynayamayacağını asla söyleyemezdi.” şeklinde konuşuyor.
Alexanco “Biz futbolcuyu ve bireyi sosyal ve entelektüel olarak geliştiriyoruz. Biliyoruz ki onları sosyal yaşama hazırlamak için sorumluluğumuz var.” şeklinde konuşuyor.
İyi eğitimli futbolcuların daha fazla seçeneği oluyor. Fabregas’ın annesi onu Arsenal’e gitmesi için zorladı çünkü bir başka kültürü öğrenip Londra’da yaşamın nasıl olduğunu görmesini ve İngilizce öğrenmesini istiyordu. İngiltere’de oynayan İspanyol bir oyuncu bize “Kulübümüzdeki genç delikanlılara yurt dışında oynamak isteyip istemediklerini sordum. Hepsi kafasını sallayıp “Hayır” dediler. Sanki onlara bir uzaylı görüp görmediklerini sormuştum” diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
Bu sezon Bojan Krkic, Giovanni Dos Santos gibi eski öğrencilerini ilk takımlarında oynarken gören Costas “Gelecek çok sağlıklı görünüyor. Fakat İngiliz akbabalar hala bizi korkutuyor. Altı tane çok iyi 15-16 yaş arası kardeşimiz var. Onlardan vakitsiz ayrılmak istemiyorum. Eğer sadece ceplerini düşünürlerse karmaşık bir kariyerleri olur. Bugünlerde futbol bir orman gibi ve çocukları çalmak için yapılan her hamle normal karşılanıyor. Tabii ki karar yine ailelerin ve çocukların ama bize güvenirlerse güvenilir ellerde olurlar” şeklinde konuşuyor.
Guardiola’dan Messi’ye La masia mezunları buna tanıklık ettiler.