Friday, December 26, 2008

Celtic ve Rangers arasındaki şiddet olayları

İki kulüp arasında her zaman ezeli bir rekabet olmuştur. İki takım arasında hem uyuşmazlık vardır, bazen merkezi din olur (Katolik – Protestan çekişmesi), bazen de siyasi bir çekişme olur (Kralcı ve Cumhuriyetçi)… Bunların sonucunda da taraftarlar arasında giderek artan bir düşmanlık oluşur ve bu futbol rekabeti ülkenin futbol sahnesini domine eder. Hatta bu şiddetin sonucu bazen ölümlere bile yol açar. İki takım arasındaki rekabet bağnazlık sınırının üstündedir. Celtic’in İrlanda halkının Katolik vatandaşlarıyla tarihi işbirlikleri bulunmaktadır. Bazı Celtic taraftarları Cumhuriyetçi marşlar söylerler. Rangers taraftarları ise geleneksel kralcılardır, birçoğu da bu yönde şarkı söylerler. Bu rekabet yüzünden kariyeri boyunca her iki takımda da forma giymiş çok nadir futbolcu vardır. Bunlar Alex Bennett, Scott Duncan, Robert Gordon Campbell, George Livingstone, Alfie Conn, Maurice Johnston, Kenny Miller, Steven Presley, Mark Brown ve Barry Robson’dır.
Artık her iki takım da mezhep farkı yüzünden problemleri olduğunu kabul etmekteler. Kültürel tahammülsüzlük, mezhep görüşleri gibi sebepler yüzünden taraftarların suç işlediklerini de inkar etmiyorlar. 1996 yılında Celtic “Bağnazlığa Karşı Gençler” kampanyasını başlattı. Ian McLeod da tüm ırklara, renklere ve inançlara saygı duyduklarını açıkladı. Rangers da 2003 yılında “Önyargılara Karşı Kibir” adında anti-mezhepçilik kampanyası başlattı.
2006 yılında UEFA, Rangers taraftarlarının “Billy Boys” adlı şarkıyı söylemelerini yasakladı. Bunu taraftarlarının Villarreal takım otobüsünün camlarını kırdığı gerekçesiyle Rangers’ın £8,800’lük para cezası izledi. Fakat taraftarlar holiganlıklarına devam etti ve £13,500 daha para cezasına çarptırıldılar ve UEFA tarafından gelecekteki herhangi bir olay nedeniyle ağır şekilde uyarı aldılar. Buna rağmen Rangers taraftarları ayrıca 2007’de UEFA Kupası maçında Osasuna’ya yenildikleri için polisle çatıştılar.

Rangers - Celtic

Rangers defans oyuncusu Madjid Bougherra, Celtic karşılaşma öncesi geç de olsa çalışmalara katıldı.
Maurice Edu ayak bileğini incitmişti fakat düzeldi, Chris Burke ise gripten kurtuldu ve golcü Kenny Miller saygısız bir darbe almasına rağmen iyi.
Celtic üçlüsü Stephen McManus, Paul Hartley ve Barry Robson Ibrox’a yapılacak yolculuk için geri döndüler.
Golcü Jan Vennegoor da antrenmanlara döndü fakat büyük ihtimalle karşılaşmada yer almayacak.
Rangers menajeri Walter Smith yaptığı açıklamada “Kris Boyd’u takımınızdan çıkarmak her zaman zordur çünkü gol atmak onun doğasında var. Geçen sezon çok zor geçti ama burada olmamızın nedeni de bu, çünkü bazen zor kararlar almamız gerekiyor. O her zaman goller atıyor. Bu sezon takım için çok ağır çalışıyor ama gol atma kapasitesi her zaman var. Şu ana kadar bu sezon 18 gol attı, bu iyi bir sayı ve umarım bu her şeye rağmen devam etmeyi başarır. Bu sezon oyununa biraz daha kalite katmaya çalıştı, bunu daha önce denememişti. Sanıyorum daha önce sadece gollerine güveniyordu. Fakat bu sezon takımı için gerçekten çok çalıştı. O aynı zamanda bunun gol atmasına bir engel oluşturmadığını gösterdi ve bu da zaten en önemli beklentidir.” şeklinde konuştu.
Celtic menajeri Gordon Strachan ise “Cumartesi gecesi yenilsek de bir şey değişmeyecek. Herhangi bir yenilginin acısı tablodaki sıralamaya bir etkisi olmuyor. Daha önce ligin zirvesinde yer aldım ve sonra Falkirk’e yenildim, hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. Geçen yıllar boyunca da bunun örneklerini gördük. Diğer sonuçlar, sürpriz yenilgiler pahalıya mal oldu. Açık olmam gerekirse her maçta puan değişiyor. Fakat Ibrox öyle bir yerdir ki oraya gittiğinizde maçtan keyif almalısınız çünkü harika bir atmosferi var” dedi.

Friday, December 12, 2008

Şampiyonlar Ligi Magazin

PANATHINAIKOS V ANORTHOSIS




TIME
PICTURE: SOUND

COMMENTARY




5.38
Map to Panathinaikos

Şimdi ise Panathinaikos ve Anorthosis’in nakavt sahnesinden 90 dakikayı izleyeceğiz. Fakat sadece bir tanesi ilerleyebildi.




5.45
Athens aftermath of riots
Greek statue shots

Yunan başkentinde fırtınalı bir haftadan sonra sonunda dikkat futbola çevrildi.




5.51
Ten Cate frustration shots
Victory over Inter shots
Gilberto set up shots

Panathinaikos ilk iki maçını kaybetmiş olabilir fakat Inter karşısında kazanılan farklı galibiyet, bir üst tura çıkma hayallerini canlı tuttu. Yunan Tanrıları asırlık mazilerini gülerek kutlarken bir orta saha oyuncusu sakinliğini koruyordu.




6.07
GILBERTO
(ENGLISH)

ŞU ANDAN İTİBAREN AKLI BAŞINDA OLMALISINIZ. EĞER EVİMİZDE KENDİ İŞİMİZİ YAPAMAZSAK HERKES INTER’E YAPTIĞIMIZ ŞEYİ UNUTUR. BENCE ANORTHOSIS MAÇI EVİMİZDE OYNAYACAK OLMAMIZA RAĞMEN INTER MAÇINDAN DAHA ZOR OLACAK.




6.23
Panathinaikos getting of team bus
Anorthosis + Gilberto warming up

Teknik director Henk Ten Cate 54. doğum gününü kutlarken Kıbrıslı şampiyonlar karşısındaki bir beraberlik ilerleme açısından yeterli olacaktı. Yaşadığı deneyim Gilberto’ya çıtanın yüksek olduğunu öğretti.




6.34
GILBERTO
(ENGLISH)


AVRUPA’DAKİ HER OYUNCU BU MÜCADELEDE OYNAMAK İSTER. BEN BURAYA BAZI ŞEYLERİ KAZANMAK İÇİN GELDİM AMA BUNU ELDE EDEBİLME KALİTESİNE SAHİP OLMAMIZ İÇİN KENDİMİZE İNANMAMIZ GEREKİYOR.




6.43
Panathinaikos warm ups and teams out
Kick off

Bu acımasız gecede taraftarlar soğukkanlı davranmıyorlardı fakat bazıları kısa bir sürede Avrupa dışında buz kesildiler.




6.50
Panathinaikos take control with Gilberto as the helm Tziolis header over

Panathinaikos grup sahnelerinde şu ana kadar kendi evlerinde kazanamamışlardı fakat son zamanlarda enerjileri yükseldi. Gilberto orta sahada hakimiyet kurarken Alexandros Tziolis bir tehdit oluşturuyordu.




6.58
Karagounis starts well on the left wins free kick – takes it and its saved

Avrupa’da daha önceki birçok maçta Giorgos Karagounis her şeyin merkezindeydi. Panathinaikos’un sadece bir puana ihtiyacı vardı fakat oturmak onlara gore değildi.




7.09

Ketsbaia shot
Anorthosis best chance as Taher kicks over the bar from Laban’s cross

Anorthosis’in bir zaferle kendilerini bir üst tura çıkarma ihtimalleri hala vardı fakat Hawar Taher bunu gerçekleştirecek harika bir fırsatı kaçırdı.





7.17
Mantzios has chance blocked and then good skill weak shot

Temuri Ketsbaia en kötü olmanın kaygısı içindeydi. O esnada misafirleri olası her fırsatın üzerine gidiyordu.




7.26
Karagounis starts roaming popping up on the left right through centre leading to a good cross

Orta sahadaki uğurları Ketsbaia’nnın başını ağrıyordu. Fakat turnuvadaki ikinci golü şu ana kadarki en erişilemeyen golü oldu.




7.34
Karagounis again dribbling to create chance which goes into the side netting

Şeytanın bacağını kırmak için durmadan tekrar ve tekrar denedi.




7.42
Mantzios shot saved

Vangelis Mantzios, Arian Begaj’ın yaptığı iyi bir kurtarışla karşılaşıp zor durumda kaldı.




7.48
Haft time
Anorthosis Sub keeper Nagy comes on

Formu bulmakta zorlanan Anorthosis ilk yarı bittiğinde Begaj’ı Zultan Nagy ile değiştirmek zorunda kaldı.




7.54
Mantzios through ball to Cleyton saved

Ve ilk geldiği dakikalardan itibaren büyük bir sınavın içine girdi.




8.00
Panathinaikos frustration shots
Goumas shot wide deflected

Panathinaikos’un engellemeleri taç çizgisinden itibaren başlarken zaman onları kurtarıyordu. Alınan bir beraberlik 7 yıldan beri ilk kez son 16’ya kalmaları için yeterli olacaktı.




8.11
Karagounis shot over

Fakat çok açıktı ki daha fazla istiyorlardı. Ve bu da savunmada Panathinaikos’un kazanmasını engelleyen bir hata oluşturuyordu.




8.16
Goal 1-0 Karagounis + reaction

Cedric Bardon, ancak Karagounis’in hamlesini yok ediyordu. Nagy’nin altında kıpırdayan topu izler izlemez ev sahibi takımın taraftarları büyük bir sevince boğuldu. Bu hata onu çok incitmişti.





8.33

Karagounis trying to get second


Bu tek golle açıkça görülüyordu ki Karagounis’in açlığı sınır tanımıyordu.




8.39
Anorthosis unable to respond

Fakat misafirler, fırsatlarını kısıtlamaya başlamışlardı.




8.44
Ketsbaia, Scoreboard + Karagounis subbed

Bu turnuvanın sürprizi bizi Kıbrıs’taki Şampiyonlar Ligi maceralarına geri götürüyor. Karagounis’in değişimi gecikti ama sonunda kişisel olarak alkışlandı.




8.55
Full time scenes

Görev tamamlanmıştı. Panathinaikos bir üst tura çıkarken Ten Cate’nin doğum günü maça tat katmıştı. Anothosis için UEFA Kupası’nda yer alma hayalleri Bremen karşısındaki Inter’e bağlıydı. Bu gecenin sahibi tek bir adam oldu – Karagounis…




9.10
GILBERTO
(ENGLISH)
Full time scenes

BUGÜN O, TAKIM İÇİN HARİKA BİR İŞ ÇIKARDI. BU MÜCADELENİN NASIL YÜRÜDÜĞÜNÜ BİLİYOR. NE YAPACAĞINI İYİ BİLİYOR. HAYALİM ŞAMPİYONLUK… KENDİMİZE GÜVENMEMİZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM.




9.25


End






















BREMEN v INTER




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




9.26
MATCH IDENT
Bremen v Inter

NO SCRIPT




9.29
Pizarro goal

Anorthosis’in uğradığı yenilgi eğer Jose Mourinho’nun grup liderlerini yenerlerse ve Chelsea’de Mourinho ile bir sözleşme imzalayan Claudio Pizarro ile darbe yaparlarsa, Bremen için UEFA Kupası’nda yer alma şansı demekti.




9.41
Rosenberg goal

Bremen son 14 maçından sadece 3 tanesini kazanmıştı fakat bunu bilmeniz gerekmiyor. 20 yaşındaki orta saha oyuncusu Mesut Özil Inter’e her türlü sorunu sağlıyordu ve Markus Rosenberg de buna tuz biber oluyordu.




9.54
Ibrahimovic goal and replay
Mourinho.

Rosenberg’in İsveçli vatandaşı Zlatan Ibrahimovic görkemli bir gol attı fakat bu İtalyan şampiyonlar için yeterli değildi. Mourinho bile teslim olmuştu. Takımı sekiz puan alıp ilerlediği için şanslıydı.




10.11
Group B table

Panathinakios zirvede bitirirken Inter bir grup lideriyle karşılaşacak. Kıbrıslılar için bir peri masalı sona ererken Bremen UEFA Kupası’nda oynayacak.




10.18


End



















CLOSER




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




10.19
Various different shots of the 16 qualified teams

Son 16’ya kalıp bir sonraki tura çıkan takımları tebrik ediyoruz. Roma’ya giden yolda bir basamak daha kaldı. Şubat’ta tekrar beraber olacağız. Görüşmek üzere…




11.14


End

Wednesday, December 10, 2008

FC Steaua Bucureşti - ACF Fiorentina Maç Bilgileri

Grup F’de FC Steaua Bucureşti de, ACF Fiorentina da çok iyi bir yere gelebilir. Kim bu mücadelede zirveye çıkarsa üçüncü sırada yer alacak. Fakat beraberlik İtalyan konuk için UEFA Kupası macerasına devam etmesi için yeterli olacak.
Fiorentina iki takım arasındaki en avantajlı yere sahip takım. İki takım da kazanıp iki puan için dört gözle bekliyor. Steaua ve Viola da bu yarışta FC Bayern München ve Olympique Lyonnais’i alt edip UEFA Şampiyonlar Ligi nakavt sahnesine çıkmak istiyor.
Roman takım Almanya’da 3-0 mağlup oldu. Bu gollerden ikisini Miroslav Klose, birini Luca Toni ikinci yarıda attı. Aynı anda Fiorenta, Sebastien Frey’in iki kez gol attığı Lyon maçında 2-1’lik skorla Lyon’un eline teslim oluyordu.
İki takım 30 Eylül’de Florence’de karşı karşıya geldiğinde maç 0-0 bitmişti. Bu da Steaua’nın bu mücadelede aldığı tek puan oldu. İtalyanlar epey pozisyon kaçırdı. 1. eşleşmede ise Bayern karşısında tek golü Daniel Van Buyten kafasıyla erken attı.
Steaua’nın grupta ev sahibi olduğu diğer maçta Lyon konuk takımdı. Çok iyi bir başlangıç yaptılar. İlk 11 dakikada Arthuro ve Dorin Goian gol attı. Fakat Lyon Benzema ve Kader Keita’yla durumu eşitledi. Sonra Ovidiu Petre’nin bir, Fred’in iki golü maçın skorunu belirledi.
Steaua 35 grup maçında sadece dört zafer ve 11 beraberlik gördü. Son zafer 13 Eylül 2006’da FC Dinamo Kyiv’de gerçekleşti.
Steaua stadyumundaki 3 maçtan iki tanesi golsüz sonuçlandı. Bunlar AS Roma karşısında oynanan 1984/85 UEFA Kupası ve Juventus karşısında oynanan 1995/96 sezonundaki Şampiyonlar Ligi maçlarıydı. Bir de 1991/92 UEFA Kupası sezonunda Genoa CFC’nin karşısında oynanan maçta 1-0’lık yenilgi var.
4. eşleşmede Casera Prandelli’nin takımı Adrian Mutu’nun 11. dakikadaki golüyle lider oldu. Fakat ilk zaferleri Tim Borowski tarafından darbe aldı.
Fiorentina, Romanya’daki resmi maçta ilk zaferlerini arayacak. Buraya son ziyaretlerinde 1996/97 UEFA Kupası sezonunda CF Gloria 1922 Bistrita karşısında 1-1 berabere kalmışlardı. Bundan önce de 1973/74 UEFA Kupası ve 1982/83 UEFA Kupası’nda FC Universitatea Craiova karşısında 1-0 ve 3-1’lik yenilgiye uğramışlardı.
Bir başka 6. eşleşmede Lyon ve Bayern karşı karşıya geliyor.

STEAUA

Eğer Steaua 2 gol daha atarsa UEFA kapsamındaki golleri 300’e ulaşacak.
Beş Steaua oyuncusu bütün 7 maçta da forma giydi; Robinson Zapata, Dorin Goian, Petre Marin, Sorin Ghionea ve Dayro Moreno.
Goian’ın 1 maçlık cezası var. Bogdan Stancu da sarı kart görmüştü.
Munteanu “Tek bir zaferle gruptan çıkmak harika olacak. Üçüncü olarak bitirmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum ama yapabileceğimizden eminim. Çünkü tüm oyuncular UEFA Kupası’nda forma giydiler. Kış transferleriyle ilgili kafa yormak istemiyorum. Aklımı tamamen Fiorentina maçına vermiş durumdayım. Bir dahaki sene Steaua’nın daha farklı, daha kaliteli oynayacağına dair garanti verebilirim. Birçok beraberlik ve bazı yenilgilere rağmen üç puana sahip olduğumuzdan dolayı çok mutluyum. Sonunda oyuncularımı gülerken görebiliyorum. Bu da beni mutlu ediyor. Onlara minnettarım çünkü yaptıkları şey kolay değil.” dedi.
Steaua kaptanı Mirel Radoi, Unirea Urziceni karşısında 200. kez forma giydi.
Steaua’nın 24 lig golünün 9 tanesi maçların son 15 dakikasında geldi.
Hiçbir Steaua oyuncusu şu ana kadarki 17 maçın tamamında forma giymedi ama Zapata 16 kez giydi.
Bu sezonki 13 lig golünün 9 tanesi ikinci yarıda geldi.
Steaua, 7 Nisan 2007’de Dinamo’ya 4-2 yenildiğinden beri Liga 1’de oynadığı 29 maçta kendi evinde hiç yenilmedi.
Sakatlar şöyle: Ifeanyi Emeghara (diz sakatlığı nedeniyle 10 Mayıs’tan beri yok. 2009 baharında forma giyebilecek), Pantelis Kapetanos (sol addüktörü nedeniyle 15 Kasım ve 1 Aralık arasında forma giyemedi, şimdi de sağ kasığı nedeniyle 1 Aralık’tan beri yok), George Ogararu (sağ ayak bileği nedeniyle 19 Kasım’dan beri yok), Janos Szekely (bacağı nedeniyle 25 Kasım’dan beri yok)
Goian 12 Aralık’ta 28. doğum gününü kutlayacak.

FIORENTINA

Alberto Gilardino’nun 5. eşleşmedeki golü Fiorentina’nın Avrupa liglerindeki 150. golüydü.
Lyon maçı Gilardino’nun 50. UEFA maçıydı.
Yedi Fiorentina oyuncusu bu sezon tüm yedi maçta da forma giydi. Bunlar: Sebastien Frey, Dario Dainelli, Luciano Zauri, Zdravko Kuzmanovic, Mario Alberto Santana, Felipe ve Gilardino
Adrian Mutu 13 şut attı, bu miktar bu mücadeledeki en yüksek miktar oluyor.
Dainelli Lyon maçında sarı kart gördü, bu yüzden forma giyemeyecek.
Fiorentina teknik direktörü yaptığı açıklamada “Kendimize güvenimiz ve şevkimizle son üç dakikada gol atarak her şeyi değiştirdik ve çok şanslıydık. Daha iyi oynamak istiyoruz çünkü gelişirken büyük bir mesafe aldık. Mutu sezon başladığından beri bizim için çok önemli, umarım sürekli formda kalır” dedi.
Frey tüm 15 Serie A maçında forma giyen tek Fiorentina oyuncusu. Her dakikada oynadı.
Tüm mücadelelerde sadece altı Fiorentina oyuncusu gol attı. Bunlar: Gilardino (15), Mutu (7), Montolivo (2), Kuzmanovic (2), Giampaolo Pazzini (1) ve Felipe (1)…
Gilardino bu sezon takımın 22 lig golünün 11 tanesini attı. Bu 22 golden 10 tanesi maçların son 30 dakikasında geldi.
Fiorentina, 17 Aralık’ta kendi evlerinde Torino ile karşı karşıya gelecek.
İşte sakatlar: Martin Jorgensen (ayağı nedeniyle 30 Eylül’den beri yok), Pablo Daniel Osvaldo (kalçası nedeniyle 15-25 Kasım ila 25 Kasım – 7 Aralık tarihleri arasında oynayamadı), Massimo Gobbi (elmacık kemiği nedeniyle 29 Kasım’dan beri yok. Bir ay içinde ameliyat olacak. 28 yaşındaki oyuncu Roma için idman yaparken sakatlanmıştı ve 1 Aralık’ta bıçak altına yatmıştı), Dario Dainelli (kalçası nedeniyle 25 Kasım’dan beri yok. 5. eşleşmede Lyon maçında sağ kalça kasını incitti ve en az iki hafta oynaması beklenmiyor)
Fiorentina kış tatilinde 1-8 Ocak arasında İspanya’daki Marbella’da antrenman yapacak.

Friday, November 28, 2008

Wolves vs Birmingham

West Midlands’te ligin zirvesindeki iki takım olan Wolves ve Birmingham bir derbi maçı oynayacak.
Wolves, mavilerin beş puan üstünde. Bu yüzden yedi kez arka arkaya zafer yaşayan takım bu başarılarını sürdürmek istiyor. Tabii ki son üç maçını kazanan Birmingham da iyi bir formda…
Wolves’in kalecisi Carl Ikeme’nin sahaya çıkıp çıkmayacağı şüpheli, çünkü Salı günü oynanan ve 3-1 sonuçlanan Sheffield United maçında incik kemiği yaralanmıştı, bu yüzden zorlanıp yerini Wayne Hennessey’e bırakmıştı.
Yine de Ikeme’nin hafta sonu oynaması bekleniyor çünkü başkan Mick McCarthy onu kullanmak istiyor. Matt Murray, Hereford’da geçirdiği yeni bir diz sakatlığı nedeniyle sezon dışı kaldıktan sonra Cheltenham’a kiralanan Shane Higgs takıma geri döndü.
Kanat oyuncusu Michael Kightly’nin burnu kırılmıştı. Öte yandan orta saha oyuncuları Dave Edwards (baş dönmesi) ve David Jones (baldır incinmesi) da sakat durumda ama o zamana kadar iyileşmek zorundalar. Defans oyuncusu Michael Mancienne ise hastalandı.
Kanat oyuncusu Matt Jarvis (diz arkasındaki kriş nedeniyle) ve defans oyuncuları Jody Craddock (ayak parmağı kırığı nedeniyle) ile George Elokobi (bağ dokusu nedeniyle) kadroda yer almayacaklar.
Birmingham’da ise kaptan Lee Carsley (kalça), kiralık orta saha oyuncusu Nigel Quashie (topuk) ve sol bek oyuncusu France Queudrue, Ipswich karşısında oynanan ve 2-1’le zafer elde edilen maçta sakatlandılar ama Midlands derby’sinde yer alacaklar.
Başkan Alex McLeish, Kevin Philips ve Marcus Bent’in ön ikilide başlamasına karar verdi. Cameron Jerome’un da etkili oynaması bekleniyor.
Sağ bek Stuart Parnaby (dizardı krişi) tamamen antrenmanlara geri döndü ama aktif olması için maç formunu yükseltmesi gerekiyor.
Damien Johnson (kalça), golcü Garry O’Connor (kasık), Stephen Kelly (uyluk) ve kanat oyuncusu Gary McSheffrey (diz) sakatlıklarında iyi bir sürece girdiler ama bu maça çıkmaları için henüz erken.

Wednesday, November 26, 2008

Sporting - Barcelona maçıyla ilgili

Sporting teknik direktörü Paulo Bento, FC Barcelona tarihlerinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde bu kadar büyük başarıya imza atmalarına rağmen çok inatçı olduğunu ve Barcelona’ya geçit vermeyeceklerini söyledi.
4. eşleşmede Shakhtar Donetsk’i yenen Sporting, Barcelona’yla beraber son 16’da kalma şanslarını garantiledi. Bento’nun takımının en büyük avantajlarından biri Blaugrana’nın aynı gece FC Basel 1893 ile berabere kalması oldu. Böylece hem İspanyol Liga liderlerinin üstünde yer aldılar, hem de C grubunda ilk sıraya yerleştiler.
Bento yaptığı açıklamada “Ilk sırada bitirmek önemlidir, çünkü bu her zaman ikinci gelmekten iyidir. Çok iyi bir yerde olduğumuz için üzerimizde fazla baskı yok ama her maçta olduğu gibi bu maçta da büyük bir sorumluluğumuz var. Amaç her zaman kazanmak… Elbette ki bu maç iki önemli lig fikstürü bulunan takım arasında olacak ama maça olabildiğince konstantre olmak istiyoruz. Hepsinden öte herkese bir kez daha Şampiyonlar Ligi’nde mücadeleci bir takım olduğumuzu göstermek istiyoruz” dedi.
39 yaşındaki teknik direktörün defansta problemleri var. Çünkü Abel ve Tonel yok. Pedro Silva’da şüphe yok. Sporting son yedi Portekiz Liga karşılaşmasında sadece 5 gol atabildi. Bu da Lisbon takımının UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısını zorluyor. Yine de Bento “Şu ana kadar Avrupa arenasındaki her maçımızda gol attık. Umarız Çarşamba günü taraftarlarımız bizi gönülden destekler. Taraftarlarımızın da desteğiyle iyi bir gösteri sunacağımıza ve grupta iyi bir yere geleceğimize inanıyorum.” diyor.
Bento’nun karşısındaki Josep Guardiola’nın tek bir zaferle ilk sırayı perçinleyeceklerini bilmesine rağmen mücadeleyi bırakma gibi bir niyeti yok. “Kesinlikle iyi bir performans sunmak ve kazanmak istiyoruz.” açıklamasını yaparak da bunu kanıtlıyor. Sevilla FC, Valencia CF, Real Madrid CF gibi rakipleri karşısında başarılı maçlar çıkaran Guardiola Sporting’in hafife alınmaması gerektiğini söylüyor. “Gelecek maçlarla ilgili endişelenmiyoruz. Benim görevim çabalamak ve her maçı kazanmamızı sağlamak. Bu maç da diğerlerinden farklı değil” diyor.
1991/92 sezonunda bir oyuncu olarak takımını Avrupa Şampiyonası’nda kupa kazanmasını sağlayan eski Barcelona kaptanı, Manchester United tarafından yenilgiye uğradıkları geçen sezonun yarı finalini unutmuyor. Bu da onu ve takımını motive ediyor. Konuyla ilgili “Bu mücadelede her zaman yüksek bir level vardır. Sporting’in çok iyi bir levelde olacağına inanıyorum. Paulo Bento çok iyi bir teknik direktör. Geçen sene ilerlediğimiz noktadan daha ileriye gitmek istiyoruz. Yarı finallere gidersek bu bizi finale götürür” diyor.
Sporting, Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya ilk kez kalırsa, ki başlangıçtan beri yaşadıkları süreçte bu mümkün görünüyor, tarihlerinde yeni bir sayfa açacak.
Barcelona, Portekizli rakiplerinden şu anda bir puan önde. Estadio Jose Alvalade’deki sonuç kimin birinci sırada bitireceğine dair soruları cevaplandırmış olacak. 6. eşleşmeye kadar bir Sporting zaferi ya da beraberliği çok önemli bir kritik noktayı oluşturuyor.
Josep Guardiola’nın Barcelona’sı 16 Eylül’de Camp Nou’da Rafael Márquez (21), Samuel Eto'o (60 pen) ve Xavi Hernández’in (87) golleriyle 3-1’lik zafer yaşamıştı. Sporting’in golünü ise Tonel (72) atmıştı.
UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki bir önceki dört denemesinde Sporting son 16’ya kalamamıştı. 1982/83 sezonunda bir Avrupa şampiyonasında bir başka İspanyol takım Real Sociedad de Fútbol’u 3-2 yenmişlerdi.
Paulo Bento’nun takımı UEFA Şampiyonlar Ligi’nde kendi sahalarında oynadıkları son 4 maçı da kazandı. İspanyol takımlarla yaptıkları son 7 maçta 5 kez kazandılar, bir kez berabere kaldılar, bir kez de kaybettiler.
Lisbon kulübü, Portekiz’in başkentindeki bir karşılaşmada Barcelona’yı 2-1 yenmişti. Bu 1986/87 UEFA Kupası sezonunda olmuştu. Sporting’in gollerini Manuel Negrete (41) ve Raphael Meade (61) atmıştı. Barcelona’nın golünü ise Roberto Fernández atmıştı. Bu Barcelona’ya karşı yaşadıkları en büyük zafer oldu.
Barcelona, 2005/06 Şampiyonlar Ligi yarı finalinde SL Benfica ile 0-0 beraber kalmıştı. Katalan kulübü kendi sahalarında Paris’te Arsenal FC ile final oynayıp 2-0’lık bir zafer yaşamışlardı.
Sporting’in Brezilyalı orta saha oyuncusu Fábio Rochemback Mayıs’ta Middlesbrough’dan ayrılıp tekrar takımına geri dönmüştü. Fabio, 2001/02 – 2002/03 sezonlarını 45 kez liginde forma giydiği Barcelona’da geçirmişti.
Guardiola bir oyuncu olarak bir başka Portekizli takım FC Porto ile üç kez karşılaşmıştı. 1993/94 sezonunun yarı finali de dahil olmak üzere üçünde de kazandılar.

Tuesday, November 25, 2008

Bugünkü maçla ilgili bilgiler...

FC Bayern München, Tim Borowski’nin 4. eşleşmede ACF Fiorentina karşısında oynanan maçta geç gelen golüyle Grup F’deki yenilmezlik rekorunu korudu.
İki takım 17 Eylül’de Bükreş’te karşılaştıklarında Daniel Van Buyten’in 15. dakikada attığı kafa golü maçın gidişatını değiştirmişti.
Bayern’in 1. eşleşmedeki zaferinden sonra Lyon karşısında 1-1 berabere kaldı.
Fiorentina’yla oynanan 2 maç Bayern’e 3-0’lık bir zafer getirdi. Luca Toni, Miroslav Klose ve Bastian Schweinsteiger golleriyle adlarından söz ettirdi.
Bayern, Lyon’la beraber 8 puanı paylaşarak zirvede… Bir önceki evrede 2003/04, 2006/07 sezonlarında da benzer başarı göstermişlerdi.
eşleşmedeki ilk maçta Bayern, 1981/82 Avrupa Şampiyonası’nda karşılaştıkları FC Universitatea Craiova’dan beri ilk kez Romanyalı bir takımla karşılaşmıştı. 1981-82 sezonundaki bu çeyrek finallerin birinde 2-0 kazandılar, diğerinde 1-1 berabere kaldılar.
Lucio 4. eşleşmede 50. kez bir Şampiyonlar Ligi maçında forma giydi.
Bayern toplamda 88 faul ile karşılaştı ve bu diğer takımlardan daha fazla.
Bayern’in oyun dışı bırakılmış bir oyuncusu yok.
Teknik direktörleri yaptığı açıklamada “Puanlardan ötürü çok memnunuz ama daha fazla gol umuyorum. Yeteri kadar şansımız var. Yavaş yavaş istediğimiz yere doğru ilerliyoruz. Kış tatiline girmeden evvel ligin zirvesinde yer almak istiyoruz. Takımın ritmi artıyor ve Ribery gibi bir oyuncumuzun olması bizi heyecanlı kılıyor. Şimdi Bayer 04 Leverkusen ve Hoffenheim’la karşılaşacağız ve Aralık’ta her şeyin nasıl olacağını görmek için sabırsızlanıyorum” dedi.
Bayern, 27 Eylül’de Hannover 96’ya 1-0 yenildiklerinden beri oynadıkları 11 maçta yenilemedi.
Kendi sahalarında oynadıkları son 26 maçta en az bir gol attılar.
Ribery son 7 maçta 6 gole imza attı.
Diğer oyuncular her maçta forma giymezken kaleci Michael Rensing şu ana kadar Bundesliga’da oynanan 1,260 dakikada da bulundu.
Klose ligde 6 asist yaptı. Onu 4 asistle Bastian Schweinsteiger, Ze Roberto ve Oddo izliyor.
Toni ve Ribery 6 golle Bundesliga’da en çok gol atan Bayern’li oyuncular. Onları 5 golle Klose ve 4 golle Tim Borowski izliyor.
Mark van Bommel 23 Ağustos’ta 1-1’lik beraberlikle sonuçlanan BV Borussia Dortmund maçında iki sarı kart gördü ve bu sezon böyle ceza yiyen tek Bayern oyuncusu oldu.
Sakatlılar şunlar:
- Willy Sagnol – 4 Ağustos’tan beri yok, aşilinden ameliyat oldu
- Hamit Altıntop – Türkiye’nin Belarus’la 2-2 beraber kaldığı maçta sağ ayağında kemik kırdığı 23 Ağustos’tan beri yoktu, ayağı kırıktı ama antrenmanlara geri döndü.
- Luca Toni – kaburga kemiklerinden ötürü 21 Ekim – 9 Kasım arası oynamadı
- Philipp Lahm – ayak bileğinden ötürü 21 Ekim – 15 Kasım arasında oynamadı
- Bastian Schweinsteiger – incik kemiği çürük olduğu için 5 ila 15 Kasım arasında oynamadı

Eğer Steaua iki gol atarsa UEFA maçları bünyesinde 300 gole erişecek.
Beş Steaua oyuncusu tüm altı maçlarda da yer aldı: Robinson Zapata, Dorin Goian, Petre Marin, Sorin Ghionea ve Dayro Moreno…
Goian ve Bogdan Stancu cezalı oyuncular…
Dorinel Munteanu 0-0 biten 21 Kasım’daki FC Universitatea maçının ardından “Maçla ilgili söyleyecek bir şey yok. Çok büyük şanslar kaçırdık. Bence takımımın zihinsel bir engeli vardı. Önceki maçlarda çok iyi oynadılar ama bu sefer kaybettik” açıklamasını yaptı.
Steaua önce 9 Kasım’da FC Rapid Bucureşti ile golsüz berabere kaldı, 6 gün sonra ise FC Timişoara ile kendi evlerinde berabere kalarak 4 Liga 1 beraberliğine imza attılar.
Radoi, 12 kasım 2006’da 6-0’lık zaferle sonuçlanan FC National Bucureşti maçındaki penaltısından beri Steaua için ilk kez bu sezon gol attı.
Steaua’nın bu sezon attığı 23 golden 8’i maçların son 15 dakikasında geldi. Birçoğu da ikinci yarıda atıldı.
Hiçbir Steaua oyuncusu 16 maçın hepsinde de yer almadı. Bu sezon en çok forma giyen oyuncu 15 maçla Zapata oldu.
Steaua 7 Nisan 2007’deki 4-2’lik mağlubiyetle sonuçlanan FC Dinamo 1948 Bucureşti maçından beri Liga 1 kategorisinde kendi evlerinde henüz yenilemedi. Sahalarında 28 maç oynandı o tarihten beri…
İşte sakatlar:
- Ifeanyi Emeghara – dizinden ötürü 10 Mayıs’tan beri yok
- Pantelis Kapetanos – sol adüktörü nedeniyle 15 Kasım’dan beri yok
- George Ogararu – sağ ayak bileğinden dolayı 19 Kasım’dan beri yok
- Emeghara 2009 ilkbaharına kadar olmayacak, çünkü dizi sakat. Ogararu ise Romanya – Hırvatistan maçında sakatlanmıştı ve bu sezon forma giymesi beklenmiyor.

Galatasaray - FC Metalist Kharkiv

Galatasaray, UEFA Kupası’nın 32. turunda adeta ranzanın kenarındayken, Türkiye şampiyonuyla oynayacak olan FC Metalist Kharkiv, sadece iki küsur ay geçtikten sonra ikinci kez İstanbul’a geliyorlar.
Galatasaray ilk iki Grup B maçında Olympiacos CFP ve SL Benfica’yı yenip dört puan almıştı ve zirveye yerleşmişti. Matalist ise 2. eşleşmede Hertha BSC Berlin karşısında kendi evinde golsüz berabere kalmıştı.
Türklerin henüz gruptan çıkıp çıkmadığı belli değil ama bir UEFA kupası grubunda 6 puan alıp da gruptan çıkmayı başaramayan tek takım 2004/2005 sezonunda Rangers FC oldu.
Galatasaray ve Metalist bir UEFA maçında ilk kez karşılaşacaklar.
Galatasaray şaşırtıcı olsa da daha önce hiçbir Ukraynalı takımla karşılaşmadı. Daha önce BV Borussia Dortmund ve Bayer 04 Leverkusen takımlarını çalıştıran Alman teknik direktör Michael Skibbe de karşılaşmadı.
Metalist ise bu sezonki UEFA Kupasında bir Türk takımıyla karşılaştı bile. İlk turun ilk ayağında Beşiktaş’a 1-0 yenildi fakat kendi evlerinde 4-1’lik zafer alarak grup sahnesine çıkmayı başardılar.
Myron Markevich’in takımı daha önce İstanbul’u 18 Eylül’de ziyaret etmişti, şehre ikinci kez geliyorlar.
Beşiktaş karşısında oynanan ve 4-1 kazanılan maçta Brezilyalı Jaja iki gol atmıştı. Diğer golleri atanlarsa Sırp golcü Marko Devic ve Polonyalı defans oyuncusu Seweryn Gancarczyk’tı.
Galatasaray daha önceki fikstür ile Ali Sami Yen Stadyum’unda oynanan son 9 UEFA maçında sadece bir kez kaybetti. Beş kez kazandı, üç kez de berabere kaldı.
Metalist ise deplasmanda oynadığı son dört maçında henüz kazanabilmiş değil. En iyi sonuçları, geçen sezonun UEFA Kupası birinci turunda Everton FC ile yaşadıkları 1-1’lik beraberlik oldu. Diğer üç maçın hepsini de kaybettiler.
Galatasaraylı Ayhan Akman sarı kart görüp bir maç oynamama cezası aldı.
Olympiacos 3. eşleşmede bir başka Grup B karşılaşmasında Benfica’yla oynayacak. Hertha ise bu grupta olup da maçı olmayan tek takım…

Sunday, November 23, 2008

Şampiyonlar Ligi Magazin

WELCOME BACK




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




0.05
ROBERT PIRES
(FRENCH)

MERHABA. BEN ROBERT PIRES. BUGÜN SİZLERE KARŞINIZDAKİ OYUNCUYU NASIL YENMENİZ GEREKTİĞİNİ GÖSTERECEĞİM..




0.13
ROBERT PIRES
(FRENCH)

FUTBOLUN TEMEL KURALI KONTROLDÜR. KENDİNİZİ SAVUNMA OYUNCUSUNUN KARŞISINDA BULDUĞUNUZDA ARTIK TEK BAŞINASINIZDIR. ONU YENMEK İÇİN BİRÇOK YOLUNUZ, BİRÇOK ŞANSINIZ VARDIR.




0.25
Pires demonstrates move / acceleration

NO SCRIPT




0.30
ROBERT PIRES
(FRENCH)

HEMEN SONRA TOPU BİR TARAFA İTİYORUM VE DAHA SONRA HIZLANARAK TAKİP EDİYORUM.




0.36
ROBERT PIRES
(FRENCH)

GOL!




0.37
ROBERT PIRES
(FRENCH)

BÖYLECE DAHA KOMPLİKE BİR HAREKETİNİZ OLUR, ÇEKİP ÇIKARMALARI DAHA ZOR OLUR, Kİ BU BİR SONRAKİ BASAMAKTIR, BUNDAN SONRA DA HIZLANMAK GEREKİR.




0.48
Pires demonstrates move / stepover-acceleration

NO SCRIPT




0.52
ROBERT PIRES
(FRENCH)

VE ŞİMDİ BUGÜN FUTBOLDA ÇOK ÖNEMLİ OLAN BİR HAREKET YAPACAĞIZ. BU HAREKETE “1-2” DİYORUZ. BU HAREKET SADECE BİR OYUNCUYU DEĞİL, TÜM KARŞI SAVUNMAYA GEÇENLERİ YENEBİLİRSİNİZ. SİZE BU HAREKETİN ÇOK ETKİLİ OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİM.




1.10
ROBERT PIRES
(FRENCH)

MÜKEMMEL!




1.12
ROBERT PIRES
(FRENCH)

İŞTE BAYLAR, KENDİ TEKNİĞİNİZİ MÜKEMMELLEŞTİRMEK SİZİN ELİNİZDE. SİZE BOL ŞANS VE İYİ DİLEKLER DİLİYORUM. EN KISA ZAMANDA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE.




1.19


End
GROUP E




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




1.20
Group E table

E grubunda 5. eşleşmede İspanya’da Manchester United ile Villarreal karşılaşacak.




1.28
MATCH IDENT
Villarreal v Man United

NO SCRIPT




1.32
Villarreal hand shake, Llorente goal + celeb
Rossi goals x 2 + celebs

Villarreal, Aalborg karşısında oynanan maçta şapka çıkartılacak bir başarıya imza atan Joseba Llorente olmadan sahaya çıkacak. Fakat açılış gününde Old Trafford’a gidemeyen eski United golcüsü Giuseppe Rossi eski takım arkadaşlarına karşı kendini ispatlama şansı bulmak için forma giyecek.




1.50
Teams out
Collection of missed chances from both teams

Bu Manchester United ile Villarreal’in birbirleriyle dördüncü karşılaşmaları olacak. Eğer golleri dikkate alan biriyseniz kehanetlerimiz pek iç açıcı değil. Son üç maçın hepsi de 0-0 bitti. Eğer yine böyle bir beraberlik olursa her iki takım da rövanş sahnesine gitmeyi garantileyecek.




2.06
MATCH IDENT
Aalborg v Celtic

NO SCRIPT




2.09
Fans
Kuhn close up
Aalborg goal
Aalborg free kick goal + celeb
Manager celeb

Aalborg menajeri Allan Kuhn 4. eşleşmedeki ilk Şampiyonlar Ligi maçında kendi evinde Villlarreal ile 2-2 berabere kaldı. İspanyollardan da destek bekliyorlar. Tek bir tane Villarreal zaferi kalitelerini canlı tutup Celtic’i yenmelerini sağlayacaktır.




2.27
Celtic fans
Celtic goal
Manchester united goal
Strachan writing
Celtic concede goal
Close up player + fans

İskoçyalılar en son United karşısında liderliği göğüslemişlerdi, fakat Ryan Giggs’in geç kalmış enerjisi Aalborg’u yenmeye güçleri yetmeyeceğini gösteriyor ya da orta sırada da bitirebilirler. Eğer Gordon Strachan deplasmanda kaybetmelerine bir son verirse taktikleri kritik bir öneme sahip olacaktır.




2.45


End





HULK AND LUCHO FEATURE




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




2.46
Map to Porto

Şimdi rotamızı Porto’ya çeviriyoruz. Eski şampiyonlar uçurumun kenarından düşmek üzereyken mücadeleye geri döndüler.




2.53
HULK
(PORTUGUESE)
Holding Hulk book

EĞER BENİ YEŞİL GÖRMEK İSTEMİYORSANIZ BENİ SİNİRLENDİRMEYİN!!





2.57
Various shots of Lucho and Hulk holding comic books and shirts

Porto’nun Şampiyonlar Ligi serüveni ancak çizgi romanlarda rastlanabilecek super insan çabasıyla yeniden başladı. Kiev’de zafer yaşayan takım inanılmaz bir geri dönüş yaşadı.




3.07
LUCHO
(SPANISH)

Goals and celebs from Kyiv v Porto MD4

MAÇA ÇOK İYİ BAŞLADIK AMA NET BİR BAŞARI YAKALAYAMADIK, BU YÜZDEN İLK FIRSATTA GOL ATTILAR. BU HERŞEYİ DAHA ÇOK ZORLAŞTIRDI, BU YÜZDEN ÇOK SİNİRLENDİK. FAKAT TAKIMIN POZİTİF TUTUMU VE FİZİKSEL KONDİSYONU SAYESİNDE İKİNCİ YARIDA İNAT ETTİK VE NİHAYETİNDE SONUCA ULAŞTIK.




3.34
Lucho close up

Lucho’nun bu sevinci ve zaferi pahalıya patladı. Fenerbahçe’ye kritik bir yolculuğa çıkacaktı ama bileti kaçırdı.




3.40
LUCHO
(SPANISH)

Lucho celeb shots

O SIRADA ZATEN BİR SARI KART YEDİĞİMİ UNUTMUŞTUM. GOL ATTIKTAN SONRA BUNU KUTLARKEN ÇOKTAN T-SHİRT’ÜMÜ ÇIKARDIĞIMI FARK ETTİM. BÖYLECE OYUNDAN ATILACAKTIM. TEKRAR GİYMEYE ÇALIŞTIM AMA T-SHİRT DIŞARDAYDI, BU HERŞEYİ ZORLAŞTIRDI.




4.06
Lucho celeb
Hulk shots

Kaptan Marvel’in eksikliğiyle belki Yeşil Dev (Hulk) dramatik bir sonuca imza atabilir. 22 yaşındaki genç Brezilyalı şimdiden 4 ülkede 8 takımda oynadı. Artık güçlü oyuncu kendisi için isim yapmaya başladı.







4.20




HULK
(PORTUGUESE)

Hulk shots





MANTIKSAL OLARAK ŞU ANA KADAR İNSANLARIN BENİM VE POTANSİYELİM HAKKIMDA FAZLA ŞEY BİLMEDİĞİNE KANAAT GETİRMİŞTİM. FAKAT ARTIK BENİM HAKKIMDA DAHA ÇOK ŞEY BİLİYORLAR. TECRÜBESİZLİĞİME VE BURDA GEÇİRDİĞİM KISA ZAMANA RAĞMEN PORTO’YA YARDIM ETMEYE HAZIRIM.




4.35

LUCHO
(SPANISH)

Hulk shots


O ÇOK ETKİLİ VE GÜÇLÜ BİR OYUNCU. NORMALDE BÖYLE OYUNCULARI FAZLA GÖRMEZSİNİZ. STANDARTLARIN ÜZERİNE HEMEN ÇIKTI VE SONUCA ULAŞTIRAN GÜCÜ VAR. BU HERKESTE YOK. ŞU ANDA PORTO’DAKİ HAYATINA ALIŞMAYA ÇALIŞIYOR VE BİRÇOK BAŞARIYA İMZA ATACAK. BUNDAN KESİNLİKLE EMİNİM. ÇEVRENİZDE BÖYLE BİR İNSANIN OLMASI MÜKEMMEL BİRŞEY. O YÜZDEN ONA KULÜPTE SAHİP OLDUĞUMUZ İÇİN ÇOK MUTLUYUM. TAKIMIMIZDA DAHA ÇOK GELİŞME GÖSTERECEK.




5.08
Lucho and Hulk with comic books

Lucho, üç yıldan fazla bir süredir takımın kilit oyuncusu oldu. Fakat Givanildo Vieira de Souza’nın daha çok tanınmaya ihtiyacı var.




5.15
HULK
(PORTUGUESE)

Hulk shots

BEN İKİ YA DA ÜÇ YAŞINDAYKEN HULK’UN ÇİZGİ FİLMLERİNİ VE SİNEMA FİLMLERİNİ İZLERDİM. BU YÜZDEN ANNEMLE BABAM BANA HULK DEMEYE BAŞLADILAR ÇÜNKÜ BU HOŞUMA GİDİYORDU. BÖYLECE HERKES BANA HULK DEMEYE BAŞLADI. ASLINDA NORMALDE SESSİZ SEDASIZ BİR İNSANIM AMA BENİ PROVOKE ETMEYE KALKIŞIRSANIZ AKLIMI KAÇIRIRIM.




5.32
Lucho shots
Lucho and Hulk training

Uluslar arası futbolda Arjantin ve Brezilya zor zar en iyi sıfatını alabilir. Fakat Şampiyonlar Ligi’nde bu oyuncular çok önemlidir.




5.40
LUCHO
(SPANISH)
Lucho and hulk arriving at stadium

BU EŞSİZ BİRŞEYDİR. BEN ARJANTİN’DEYKEN TELEVİZYONDA MAÇLARI İZLERKEN HEP AKLIMDA BİR GÜN BU TAKIMLARDA OYNAYABİLECEĞİM DÜŞÜNCESİ VARDI.




5.53
HULK
(PORTUGUESE)


KULÜP FUTBOLUNDAN BAHSEDERSENİZ EĞER, REKABETTE EN ÖNEMLİ LİG ŞAMPİYONLAR LİGİ’DİR. BU YÜZDEN HER OYUNCU ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE OYNAMAK İSTER.






6.04






LUCHO
(SPANISH)

Wide shot of Fenerbahce stand



NİTELİKLERİMİZ ÇOK GELİŞTİ VE TÜRKİYE’DE İYİ BİR SONUCA ULAŞMAK ÇOK ÖNEMLİ. BU BİZİM YERİMİZİ SAĞLAMLAŞTIRACAK. BENİM KİŞİSEL HEDEFİM SON YILLARDAKİ PERFORMANSIMIZIN BİR GÖMLEK DAHA ÜSTÜNE ÇIKMAK…




6.22


Lucho and Hulk sign the camera

Ukrayna’da günü kurtartıktan sonra misyon Türkiye’de başarıya ulaşmak olacak. Bir başka zafer Güney Amerikalının statüsünü super kahramanlığa terfi ettirmeye yetecek.




6.32


End

































GROUP G: ARSENAL v DYNAMO KYIV




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




6.33
MATCH IDENT
Arsenal v Dynamo Kyiv

NO SCRIPT




6.36
Fabregas, Gallas, Adebayor and Van Persie close ups
Theo Walcott action and goal
close up

Tablonun zirvesinde olan Arsenal, Kyiv karşısındaki bir zaferle nakavt sahnesine çıkmayı umuyor. Fakat genç kanat oyuncusu Theo Walcott İngiltere antrenmanda omzunu incittiği için bu sezonlarında yara aldılar. Theo’nun en az üç ay sahalardan uzak durması bekleniyor.




6.52
Dynamo goal and celeb Arsenal goal and celeb

Dynamo, 1. eşleşmede Kiev’de The Gunners karşısında zaferin eşiğinden döndü. William Gallas geç gelen bir enerjiyle bunu engelledi. Eğer Londra’da daha iyi oynayıp kazanırlarsa grubun zirvesinde yer alacaklar.




7.03
Semin close up
Ninkovic close up
Mikhalik close up

Yuri Semin’in takımı, sakatlıkları nedeniyle Sırp orta saha oyuncusu Milos Ninkovic ve orta bek Taras Mikhalik olmadan sahaya çıkacak.




7.10


End





















GROUP D




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




7.11
Group D table

D grubunda ilk iki sırayı paylaşan takımlar zaferleri sayesinde zirvedeler.




7.19
MATCH IDENT
Liverpool v Marseille

NO SCRIPT




7.22
Gerrard goal v PSV
Torres celeb
Benitez close up


Liverpool kendi evlerinde 8 maçtır yenilmeyerek haklı bir gurur yaşıyor ve Fernando Torres’in eski formuna kavuşup sahalara geri dönmesiyle beraber daha da güçlendiler. İspanyol golcüye yine de fazla ihtiyaçları yok. PSV, Madrid’de kazanmadığı sürece tek bir puan onlara yetecek.




7.37
Gerets close ups x 2
Valbuena goal v Liverpool


Eric Gerets’in Merseyside’da çok mutlu anıları var. Liverpool’daki ilk maçı 13 ay evvel Marsilya ile olmuştu. Mathieu Valbuena’nın geç gelen talihi şok edici bir zafer yarattı. Bu bir Fransız takımın Anfield’daki ilk başarısıydı. Elenmekten kurtulmaları için aynı performanstan daha iyisini yapmak zorundalar.




7.56


End





















KOEVERMANS FEATURE




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




7.57
Map to PSV

PSV’nin şu ana kadar sevinecek fazla şeyleri olmadı ama Hollandalı yıldız Danny Koevermans gelecek için ümit vaad ediyor.




8.05
Sun through trees
Seagull
PSV badge/net defocus
Frustrated PSV shots
Moody Koevermans shots

Bunlar PSV’de zor anlar. Dört maçtaki üç yenilgi gruptan çıkmayı zorlaştırıyor. Vücut dillerine rağmen oyuncular takdire değer bir biçimde sakin görünüyorlar.




8.22
DANNY KOEVERMANS
(DUTCH)

BENCE BU BİR SAHNE. ARD ARDA DÖRT YIL BOYUNCA SÜREKLİ MAÇ KAZANIP BUNU KUTLADIK. FAKAT FUTBOLDA ÖYLE BİR NOKTA VARDIR Kİ O NOKTADAN SONRA İŞLER İSTEDİĞİNİZ GİBİ GİTMEZ. İŞTE ŞİMDİ OLAN ŞEY DE BUDUR. BU GERÇEKTEN BİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATIYOR AMA ALIŞILMIŞIN ÜSTESİNDEN GELMEK ZORUNDAYIZ VE BİRLİK OLMALIYIZ.




8.46
Various shots in a coffee shop

Taraftarlar büyük sahnede takımlarının her zaman başarmasını isterler. PSV, 20 yıl once Avrupa Şampiyonu’ydu, bu yüzden deneyimli takımdan da daha büyük başarılar bekleniyor.




8.56
DANNY KOEVERMANS
(DUTCH)

BİLEMİYORUM. BEKLENTİLER EN ÜST DÜZEYDE. BÖYLE HİSSEDİYORUM. KESİN BİR SONUCA VARACAĞIMIZ VARSAYILIYOR. 2005’TE YARI FİNALLERLE HARİKA BİR YIL GEÇİRDİLER. GEÇEN SENE BİZ GRUBUMUZDA ÜÇÜNCÜYDÜK.




9.15
Koevermans goal and celeb vs Marseille

Koevermans, Marsilya’nın yenilmesine sebebiyet veren her iki golü de atmıştı. Fakat bu üç puan şu ana kadar takımın topladığı puan aynı zamanda…




9.22


Coach walk & smile
Various shots of players either coming out or training

Baş nişancılarına gore gelecek parlak… PSV geçişte olan bir takım olabilir ama göze batan bazı genç oyuncuları var.







9.32








DANNY KOEVERMANS
(DUTCH)

Afellay skill
Wuytens shot
Macellis shot




PSV İÇİN KESİNLİKE AFELLAY İYİ BİR SİLAH, İNSANLAR ŞİMDİDEN ONA DİKKAT ETMEYE BAŞLADI. VE STIJN WUYTENS TAKIMA YENİ KATILDI, ÇOK GENÇ KENDİSİ. ÇOK İYİ YERLERE GELEBİLİR. TABİİ Kİ MÜCADELEYE HAZIR BİRİ, YOKSA ZATEN PSV’DE OYNAYAMAZDI. BİR DE DIRK MARCELLIS VAR. GERÇEKTEN ÇOK İYİ. ZATEN HOLLANDALI BİR TAKIMDA OYNUYORDU. BENCE ÇOK DAHA İYİ OLACAK. EN İYİ ÜÇ GENÇ OYUNCU BUNLAR…




10.05
Koevermans doing kick ups Various set-up shots
Close up shots of Van Persie, Seedorf, Van der Vaart and Van Nistelrooy

Hollandalı bir kulüp ilk kez çok yetenekli ve kaliteli bir ekip yetiştirmiyor. Fakat Koevermans’a gore Eindhoven golcüsü hepsinin önünde duruyor.





10.14
DANNY KOEVERMANS
(DUTCH)

79 GOLDEN 62’SİNİ ATTIĞINIZ ZAMAN BAY BÜYÜK OLURSUNUZ. DAHA FAZLASINI İSTİYORUM.




10.26
Van Nistelrooy goal + celeb

NO SCRIPT




10.33
DANNY KOEVERMANS
(DUTCH)

Van der Vaart, Sneijder goals and celeb

VAN NISTELROOY ÇOK FANTASTİK BİR OYUNCU. BAŞKA İYİ HOLLANDALI OYUNCULAR DA VAR. ASLINDA HEPSİ İNANILMAZLAR ZATEN ÖYLE OLMASALAR ORDA OLMAZLARDI. VAN DER VAART, SNEIJDER, SEEDORF, VAN PERSIE. HEPSİ DE ŞAMPİYONLAR LİGİNDE OYNAYAN İYİ OYUNCULAR. EĞER HARİKA OYUNCU OLMASALAR ZATEN BU BÜYÜK KULÜPLERDE OYNAMAZLARDI.




11.00
PSV players training and coach talking to players

PSV hala iyi bir sahneye çıkabilir ama UEFA Kupası daha gerçekçi bir istek onlar için… Bir dahaki maçta Atletico’yla oynayacaklar, motivasyon onlar için sorun olmayacak.




11.09
DANNY KOEVERMANS
(DUTCH)

Atletico goals vs PSV



GÜZEL BİR RÖVANŞ… BEN HERŞEYİ DOĞRU DÜZGÜN YAPMAK İSTİYORUM. KENDİ SAHAMIZDA HALA ÇOK İYİYİZ AMA BAZI ZAMANLAR SONU HÜSRAN OLUYOR. ONLAR BİRAZ DAHA ÇOK KALİTEYE SAHİP OLDUKLARINI GÖSTERDİLER. BU MAÇTA ÇOK FAZLA ARMAĞAN VERMEMELİYİZ ONLARA AMA MÜMKÜN OLDUĞU KADAR ÇOK FIRSATA DA ULAŞMALIYIZ.




11.28
Silhouette of Player

NO SCRIPT




11.31


End
GROUP C




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




11.32
Group C table

Barcelona ve Sporting grup C’yi birinci sırada bitirmek için mücadele ediyorlar. Shakhtar ve Basel’I UEFA Kupası’nda mücadele etmeleri için geride bıraktılar.




11.40
MATCH IDENT
Sporting v Barcelona

NO SCRIPT




11.43
Sporting team line up
Derlei goal v Basel
Bento close up
Tonel goal v Barcelona


Sporting zaten bu sezon tarih yazmıştı. İlk kez Şampiyonlar Ligi’nde bu kadar ilerleyebildiler. Fakat bu Paolo Bento’nun adamları için yeterli olmayacak. Artık kümenin zirvesinde bitirmeyi umuyorlar. Eğer yenilmekten kurtulurlarsa final gününde mücadele edebilirler.




12.03
Messi goal v Basel (a)
Messi goal v Basel (h)
Messi celeb
Xavi goal v Sporting


Daha çok Lionel Messi’nin hükmeden formunun etkisiyle grup sahnesinde rahatlıkla üstün bir rol oynadılar. Katalan ekibi, bu sezon bu mücadelede Sporting savunmasını bozan tek takım oldu. Açılış haftasında Lisbon’u yenilgiye uğtatmışlardı ve daha fazla başarıya açlar…




12.21
MATCH IDENT
Shakhtar v Basel

NO SCRIPT




12.24
Shakhtar v Basel -
teams out
Jadson goal v Basel
Fernandinho goal v Basel

Grubun geri kalanı da daha şimdiden belirlendi gibi. Shakhtar şu an üçüncü sırada bulunuyor ve bunu sürdürüp yeni yılda da Avrupa’da mücadeleye devam edecek gibi görünüyor. İsviçre’de Basel’i yenen takımda Fernandinho gollerden bir tanesini atmıştı.




12.40
Derdiyok goal v Barcelona
Gross close up
Generic Basel close up x 3

İsviçreliler Avrupa beklentilerini Nou Camp’ta aldıkları şaşırtıcı bir puanla canlı tuttular. Eğer UEFA Kupası’ndaki şanslarını yok etmek istemiyorlarsa bu maç kaybedebilecekleri bir maç değil.




12.53


End







CLOSER




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




12.54
Various shots of players from teams who are in with a chance of qualification from the group stages.

Şimdilik bu kadar. Fakat bir sonraki programda yeniden bizimle beraber olun. Büyüleyici bir hafta olacağına dair emin olabilirsiniz. Tüm adaylar son 16’da kalmak için çok istekliler. Görüşmek dileğiyle…




13.20


End

Saturday, November 15, 2008

FERGUSON: "RONALDO İLE YENİ BİR SÖZLEŞME YAPMAK İÇİN ACELE ETMİYORUZ"

Alex Ferguson, daha önce Manchester United ile yeni bir sözleşme imzalamak istediğini sözcüsü aracılığıyla açıklayan Cristiano Ronaldo ile yeni bir sözleşme görüşmesi yapmak için acele etmediğini açıkladı.
Ronaldo’nun sözcüsü bu hafta mümkün olan en çabuk şekilde yeni bir sözleşme için masaya oturmak istediklerini açıklamıştı. Buna rağmen Ferguson, Ronaldo’nun zaten iyi ücret aldığını, bu statüden memnun olması gerektiğini açıkladı.
Ferguson yaptığı açıklamada “Diğer kulüplerin yıldız futbolcularına ne kadar ödediklerini bilmiyorum fakat Ronaldo’ya adil bir ücret ödüyoruz. Bütün oyuncular hak ettiği parayı alıyor, çünkü hepsi çok iyi oyuncular. Fakat Ronaldo çok iyi olduğu için ona daha iyi bir ücret ödüyoruz. Sözleşmesinin üzerinden 3,5 yıl geçti. Bu yüzden çok mutluyuz.” Şeklinde konuştu.

Thursday, November 13, 2008

RONALDO, MANCHESTER UNITED İLE YENİ BİR SÖZLEŞME İMZALAMAK İSTİYOR

Cristiano Ronaldo’nun sözcüsü, Sky Sports’a yaptığı açıklamada Ronaldo’nun Manchester United ile yeni bir sözleşme üzerine görüşmelerinin sürdüğünü beyan etti.
Geçen yaz Real Madrid takımının Ronaldo’nun peşinde olması adeta bir efsaneye dönüşmüştü fakat yıldız oyuncu, Alex Ferguson’un transfer savaşını kazanmasıyla beraber İngiltere’de kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Bu sezon hem Dünya’da, hem Avrupa’da yılın futbolcusu seçilen ünlü futbolcu yeni bir sözleşmeyle Manchester United’daki yerini korumak istiyor.
Ronaldo’nun sözcüsü Gestiftute yaptığı açıklamada “Bir futbolcunun statüsünü devam ettirmesi için yeni bir sözleşme imzalamak istemesi doğal bir şeydir. Bunun karşılığı olarak da sahadaki performansı artar. Fakat kimse somut bir şey hazırlamış değil. Biz tüm söylentileri önlemek ve Manchester United’la yeni bir antlaşma yapmak istiyoruz. Ama henüz kesinleşmiş bir görüşme tarihi ayarlanamadı” şeklinde konuştu.

SEYİRCİLERE BOZUK PARA ATAN DROGBA'YA CEZA GELEBİLİR

Didier Drogba, Burnley tarafarlarına bozuk paraları geri attığı için Futbol Federasyonu tarafından para cezasına çarptırılabilir.
Chelsea’nin yıldız oyuncusu, Çarşamba günü oynanan Carling Cup maçında ilk golü atmıştı, fakat sahaya yabancı cisim atılmasıyla gol sevinci yarıda kaldı.
Drogba bozuk parayı seyircilere geri atmasının yanı sıra hareket çekti, bu nedenle davranışları inceleme altına alındı.
30 yaşındaki futbolcu bu davranışları nedeniyle özür dilemesine rağmen büyük ihtimalle kötü davranış sebebiyetiyle para cezasına çarptırılacak.
Sarı kart gören Drogba yaptığı açıklamada “Bir şeyin açıklığa çıkmasını istiyorum. Ben sadece gol sevinci yaşamak istedim. Fakat bana yabancı cisimler atıldı. Benim bozuk parayı geri atmam belki de büyük bir hataydı, eğer birisi zarar gördüyse özür dilerim. Bir futbol maçında görülmemesi gereken bir şeydi. Bir anlık öfkenin kurbanı oldum, çok pişmanım. Fakat bu sadece bir hataydı” şeklinde konuştu.
Chelsea şimdi hakemin raporunu bekleyecek. Öte yandan Luiz Felipe Scolari ve Burnley menajeri Owen Coyle olayı görmediklerini söylediler.

Wednesday, November 12, 2008

TORRES: "KİMSE BENİ LIVERPOOL'DAN AYIRAMAZ"

Son aylarda Chelsea ve Manchester City gibi kulüplerle bağlantısını sürdüren İspanyol golcü Fernando Torres, Anfield’daki yaşamını sevdiğini ve Liverpool’da kalmak istediğini yineledi.
Liverpool’un Torres’i satmak istediğine dair dedikodulara rağmen 24 yaşındaki oyuncu bir başka takımda oynamak istemediğinin altını çizdi.
Yıldız futbolcu, Daily Star’a yaptığı açıklamada “İspanya’ya dönmek istemiyorum. İtalya’ya da gitmek istemiyorum. Hatta bir başka İngiliz kulüpte de oynamak istemiyorum. Geçtiğimiz yaz birçok şey okudum, fakat o sırada Avrupa Şampiyonası’nda oynuyordum. Dikkatimin dağılmasını istememiştim. Chelsea gerçekten kulübümle konuştu mu bilmiyorum, fakat öyle bir şey varsa bile kimse Liverpool’u yüz üstü bırakmamı sağlayamaz. Bence Liverpool taraftarlarının %90’ı da benim kalmamı istiyordur.” şeklinde konuştu.

WENGER: "GENÇ FUTBOLCULARIMI KULLANMAYA DEVAM EDECEĞİM"

Arsene Wenger, Carling Cup’ta Wigan’ı yenilgiye uğratan Arsenal’li genç yetenekleri kullanmaya devam edeceğini beyan etti.
Jay Simpson’ın iki, Carlos Vela’nın bir golüyle çeyrek finale çıkarak bu yöntemiyle hayal kırıklığı yaşamayan Wenger, daha önce Sheffield United’ı 6-0 yenen genç silahlarını yeniden deneyimli rakiplerine karşı kullanacağa benziyor.
Wenger konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Maçın her daikasından keyif aldım. Genç bir takım için büyük bir sınavdı. Birçok oyuncu 18 yaşın altındaydı ama kalite, enerji ve tutkunun birer kombinasyonunu gördük. Bu çocuklar karakter olarak da, futbol yeteneği konusunda da çok iyiler. Ne kadar ileri gidebildiklerini gördük. Önce Sheffield United’ı, sonra Wigan’ı yendiler” şeklinde konuşarak genç futbolcuları kullanmaktan ötürü ne kadar memnun olduğunun altını çizdi.
Wegner’in genç oyuncu politikası kimi otoriteler tarafından olumsuz yönde eleştirilmişti.

Wednesday, October 22, 2008

Olympic

16 yaşındaki yıldızı yükselen defans oyuncusu Vasilis Torosidi için Celtic, Manchester United ve Blackburn yaz aylarında 5 milyon civarı para teklif etti ama Olympic bu teklifleri reddetti.
Şampiyonlar Ligi grubunda oynayan Yunan takım Olympic 10 milyon Euro’dan başlayan fiyatlar isteyerek şaşkınlık yarattı.
Öte yandan UEFA’da oynayan takım “İstanbul’a ikinci kez gitmek istiyoruz” diyerek Mayıs’ta bu şehirde oynanacak finali kastetti.
Amaçları final olan Diogo, Darko Kovavacevic ve Leto Galatasaray’dan korkmadıklarını vurguladı.
Olympic daha önce 5 yıl evvel Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray ile karşılaşmıştı ve bu maçtan geriye sadece üç oyuncu kaldı: Leroklis Stoltidis, Pretrag Giorgevic ve Pareskevas Antzas.
Galatasaray’lı Harry Kewell ve Olympic’li Sebastian Leto geçen sezon Liverpool’da takım arkadaşıydılar.

Atletico Madrid - Liverpool bilgileri

Atletico Madrid ve Liverpool Çarşamba günkü oynayacakları UEFA Şampiyonlar Ligi maçlarına %100 odaklanmış durumdalar.
Fernando Torres uluslar arası bir karşılaşmada diz arkasında bulunan kirişini incittikten sonra eski kulübüyle karşılaşma şansını yitirdi.
Kırmızıların kalecisi Jose Reina için bu maçın çok özel bir anlamı var çünkü 70’li yıllarda babası Miguel Reina Atletico’da forma giymişti. Ayrıca Rafa Benitez doğduğu yerde oynayacak.
Maç, daha önce UEFA’nın Atletico – Marseille arasında oynanan Şampiyonlar Ligi maçındaki olaylardan ötürü yasaklanan Vicente Calderon stadında oynanacak çünkü artık yasak kalktı.
Liverpool geçen hafta Wigan karşısında zafer kaybetmişti fakat Javier Mascherano ile Ryan Babel’in geri dönmesiyle güçlendi.
Steven Gerrard maçta forvet hattında oynayabilir.
Gerrard, Yossi Benayoun ve Robbie Keane İspanya’nın başkentine gittiler ama oynamaları bekleniyor.
Martin Skrtel, Philipp Degen’le beraber diz sakatlığı nedeniyle oyun dışı kaldı.
Fabio Aurelio baldır probleminin ardından mücadeleye geri dönüyor ve defansta Andrea Dossena’nın yerine oynayabilir.
Atletico teknik direktörü Javier Aguirre son üç Premiyer lig karşılaşmasında aldığı yenilgilerden sonra kendisini büyük bir baskı altında hissediyor.
Eski Liverpool kahramanları Luis Garcia ve Florent Sinama Pongolle eski takım arkadaşlarına kafa tutmak için dört gözle bekliyorlar.
Kırmızı beyazlılar, yıldız golcü Sergio Aguero tamamen formuna kavuşana kadar onu kulübede bekletebilirler.
Aguero’nun yokluğu nedeniyle Pongolle’nin eski Manchester United’lı oyuncu Diego Forlan’la beraber hücum hattında oynaması bekleniyor.
Ev sahibi takım Çek defans oyuncusu Tomas Ujfalusi olmadan sahaya çıkacak çünkü Ujfalusi geçen haftaki Madrid derbisinde sakatlık geçirmişti ama Pablo Ibanez yeniden sahalara döndü.

Galatasaray v Olympiakos

Türkiye ve Yunanistan’ın şampiyonları, yani Michael Skibbe’li Galatasaray ve Ernesto Valverde’li Olympiacos CFP, B grubunda 1. günün karşılaşmalarında görkemli bir açılış yapıyor.
à Her ne kadar Galatasaray, UEFA Kupası’nda mücadele etmek için yaptığı karşılaşmalarda Olympiacos’u geçerek elemeleri üçüncü sırada bitirse de bu seferberlikte her iki taraf da nakavt sahnesine ilerlemedi.
à Olympiacos karşısındaki bu maçlarda Galatasaray bir başka Yunan takımıyla daha karşılaşmıştı. 2007/08 UEFA Kupası grup etapında gerçekleşen bu maçta Galatasaray, Panionios GSS’yi 3-0 yendi.
à Olympiacos Türk takımları arasında şu ana kadar sadece Galatasaray’la karşılaştı. Aslında Olympiacos, 1958/59 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nın eleme turlarında Beşiktaş ile karşılaşacaktı ama bu maç iptal olmuştu.
à Olympiacos teknik direktörü Valverde ilk kez bir Türk takımıyla karşılaşmayacak. 2004/05 UEFA Kupası’nın ilk turunda Trabzonspor’la karşılaşan Athetic Club Bilbao’nun teknik direktörü ta kendisiydi. Karadeniz temsilcisi Athletic’i kendi evinde 3-2 mağlup etmişti ama İspanyol takım bunun rövanşını 2-0’lık zaferle almıştı.
à Galatasaray, bu sezonun UEFA Şampiyonlar Ligi üçüncü eleme turunda FC Steaua Bucureşti karşısında 3-2 mağlup olmuştu ama sonra İsviçre temsilcisi AC Bellinzona’yı 6-4 yenerek UEFA Kupası grup sahnesine çıktı.
à Anorthosis Famagusta FC, bu sezon Olympiacos’u 3-1 yenerek takımın UEFA Şampiyonlar Ligi hayaline bir son verdi ama Danimarka takımı FC Nordsjaelland tarafından 7-0 yenilerek küme düşürüldü, böylece UEFA Kupası grup mücadelesine onlar da çıkmış oldu.
à Galatasaray’lı Harry Kewell ve Olympiacos’lu Sebastian Leto geçen sezon Liverpool FC’de takım arkadaşıydı.
à Hertha BSC Berlin 1. günün Grup B maçında SL Benfica’yla karşılaşacak. FC Metalist Kharkhiv 23 Ekim’de maçı olmayan tek takım…

Tuesday, August 19, 2008

Emmanuel Adebayor

Arsenal kulübü, Emmanuel Adebayor’un kulüple yeni bir sözleşme imzaladığını açıkladı.

Bu yaz ünlü futbolcu Emmanuel Adebayor’la sözleşme imzalamak isteyen kulüpler arasında Togo International, AC Milan ve Barcelona vardı. 2006 yılında Monaco’dan Arsenal’a geçen Adebayor, bu ayın başında Arsenal’da kalacağını açıklasa da transfer dedikodularının önüne geçememişti. Bu dedikodulara son noktayı Adebayor’un kulüple yeni bir sözleşme imzaladığını duyuran Arsenal koydu. 24 yaşındaki oyuncu geçen sezon 30 gole imza atmıştı.

Thursday, May 29, 2008

EURO 2008

GRUP A

PORTEKİZ

RICARDO QUARESMA: Pozisyonu orta saha oyuncusu olan oyuncu 24 yaşında. Sporting Lisbon’da Cristiano Ronaldo’nun takım arkadaşıydı ve Quaresma’nın Ronaldo’dan daha başarılı olacağı düşünülüyordu. Fakat teknik direktörleri Laszlo Boloni onu zapt edilmesi zor olan vahşi bir at olarak görüyordu.
JOSE BOSINGWA: 25 yaşındaki defans oyuncusu, Valencia’da Luis Miguel sakatlıkla dolu bir sezon geçirince avantaj yakaladı.

ÇEK CUMHURİYETİ

TOMAS ROSICKY: Petr Cech, 27 yaşındaki orta saha oyuncusu için “dünyanın en iyi oyuncusu olabilecek yetenekleri var” diyor. 2006 Dünya Kupası’nda büyük başarılara imza attı. Pavel Nedved ve Karel Poborsky’nin futbolu bırakmasıyla yıldızı parladı.
MARTIN FENIN: 21 yaşındaki forvet oyuncusu geçen yaz Kanada’daki U20 Dünya Kupası’nda Çek takımının yıldızı oldu. Juventus da onu transfer etmek istedi, fakat yüzü gülen kulüp £2.6 milyon veren Eintract Frankurt oldu.

İSVİÇRE

JOHAN VONLANTHEN: 22 yaşındaki orta saha oyuncusu Kolombiya’da doğdu ama 12 yaşında İsviçre’ye taşındı. Avrupa Şampiyonası’nın tarihteki en genç golcüsü seçildi. PSV Eindhoven, Brescia, NAC Breda gibi kulüplerde forma giydi. 2006 Dünya Kupası’nda yaşadığı sakatlıktan sonra Avusturya’ya taşınıp Red Bull Salzburg renklerini üzerinde taşımaya başladı.
TRANQUILLO BARNETTA: 1985’te doğan orta saha oyuncusu kariyerine St Gallen’da başladı. 18 yaşında Bayer Leverkusen’le anlaşma imzaladı. 2006 Dünya Kupası’nda en iyi genç oyuncu ödülüne aday oldu ama ödülü Lukas Podolski’ye kaptırdı.

TÜRKİYE

NİHAT KAHVECİ: 28 yaşındaki forvet oyuncusu 6 yıldır La Liga’da top koşturuyor. İlk olarak La Liga’da Real Sociedad için forma giyen Nihat şu an Villarreal’in renklerini taşıyor. Akıcı ve kurnaz futboluyla Türkiye’nin hücumunda büyük bir rol üstleniyor. Middlesbrough’dan Tuncay Şanlı gibi Türkiye’nin umudu konumunda. Hakan Şükür’ün uğurundan güç alıyorlar. Şükür vatandaşıyla ilgili “Çok yakında Owen, Raul ve Vieri’den daha iyi olacak” demişti 5 yıl evvel… Sakatlanmaları nedeniyle o konuma gelemedi ama Şükür’ün umutlarını da boşa çıkarmadı.
GÖKDENİZ KARADENİZ: 28 yaşındaki orta saha oyuncusu bir zamanlar West Ham’ın hedefiydi ama Rus ekibi Rubin Kazan’a £6.6 milyon karşılığında transfer oldu. 2005 yılında bahis skandalına adı karışmıştı ve 6 ay futboldan men edilmişti.

GRUP B

AVUSTURYA

ANDREAS IVANSCHITZ: Orta saha oyuncusu, çok büyük yeteneklerin olmadığı bir ülkede yıldız konumunda ve FIFA 2008 bilgisayar oyununun kutusunda resmi kullanıldı. Avusturyalı Beckham olarak tanınan oyuncu sadece 24 yaşında olmasına rağmen Avusturya’nın takım kaptanı ve önümüzdeki 10 yılda büyük başarılara imza atacağı umuluyor. Rapid Vienna’da kariyerine başlayan futbolcu Red Bull Salzburg, Panathinaikos gibi takımların renklerini taşıdı. Futbola odaklanmadan evvel davul, piyano ve obua çalıyordu.

MARTIN HARNIK: 20 yaşındaki forvet oyuncusu Avusturya futbolunun parlayan genç yıldızlarından birisi… Babası Alman, annesi Avusturyalı olan oyuncu Hamburg’da doğdu ama hiç ülkesinde yaşamadı. İlk uluslar arası çıkışını geçen sene Ağustos’ta yaptı.

HIRVATİSTAN

DARIJO SRNA: 26 yaşındaki orta saha oyuncusu son Dünya Kupası’nda kendisini yeniden keşfetti. Kranjcar onunla ilgili “Onun harika bir yeteneği ve harika hareketleri var. Fakat fark edilmiyor, bu yüzden ligde oynamıyor. Ama milli takımda yeteneğine şahit olabilirsiniz” diyor.
IVAN RAKITIC: 20 yaşındaki orta saha oyuncusu daha önce de İsveç’i temsil etmişti ama bu sefer doğduğu yer olan Hırvatistan’da karar kıldı. Bundesliga’da Schalke takımının renklerini taşıyor.

ALMANYA

PER MERTESACKER: 23 yaşındaki defans oyuncusu Bob Marley hayranı ve ihtiyaç sahiplerine yardım için sivil örgütlerinde gönüllü olarak çalışıyor. Futbol oynarken kaslarını değil, beynini kullanıyor.
MARIO GOMEZ: 22 yaşındaki forvet oyuncusunun babası İspanyol, annesi ise Suabiyalı. Bu sezon sakatlıkları nedeniyle Lukas Podolski gibi az oynadı.

POLONYA

EUZEBIUSZ SMOLAREK: 27 yaşındaki forvet oyuncusu belki de dünya standartlarında bir siyah panter değil ama usta bir oyuncu olduğu su götürmez bir gerçek… Bu sezon dokuz golle Polonya’nın en golcü ismi oldu.
JAKUB BLASZCZYKOWSKI: 22 yaşındaki orta saha oyuncusu eski Polonya kaptanı Jerzy Brzeczek’in yeğeni… Geçen sene Borussia Dortmund’a transfer oldu.

GRUP C

FRANSA

KARIM BENZEMA: 20 yaşındaki forvet oyuncusu Lyon için attığı goller nedeniyle yılın Fransız oyuncusu ödülünü aldı. İlk uluslar arası çıkışını Avusturya’ya karşı attığı goller nedeniyle yaptı. Oyuncu Fransa takımında oynamanın Lyon’da oynamaktan daha farklı olduğunu düşünüyor.

MATHIEU VALBUENA: 23 yaşındaki forvet oyuncusu Marsilya’da orta saha oyuncusu konumunda ve Bordeaux tarafından çok ufak olması nedeniyle reddedilmişti ama yanıldıklarını başarılı bir sezon geçirerek kanıtladı.

HOLLANDA

ROBIN VAN PERSIE: 24 yaşındaki forvet oyuncusu normalde uluslar arası kariyerinde kanat oyuncusu oluyordu. Slovenya karşısında oynarken dizini sakatladığı için bu sezonunu daha çok yan çizgide geçirdi. Sakatlığı nedeniyle birçok maç kaçırmasına rağmen hala Hollanda’nın en golcü isimlerinden birisi…
JOHNNY HEITINGA: 24 yaşındaki defans oyuncusu uzun süren bir aradan sonra bu yaz Ajax’tan ayrılıp £5 milyonla Atletico Madrid’e transfer oldu. Hollanda’nın kilit adamlarından biri…

GRUP C

İTALYA

DANIELE DE ROSSI: 24 yaşındaki orta saha oyuncusu 2006 Dünya Kupası finalinden sonra hem Roma takımında, hem de uluslar arası arenada yükseldi. Takım arkadaşları Andrea Pirlo ve Gennaro Gattuso’yla beraber güçlü, atletik yapısı, mükemmel pas yeteneğiyle gol atma becerisine sahip…
LUCA TONI: 30 yaşındaki forvet oyuncusu kendinden emin tarzı, hızlı hareketleri, harika vuruculuğu, üstün yeteneği, cesaretiyle takımın tüm eksikliğini kapatıyor. Dünya Kupası çeyrek finalinde Ukrayna’ya karşı iki kez gol atmıştı.

ROMANYA

BANEL NICOLITA: 23 yaşındaki orta saha oyuncusu Romanya’nın en büyük tehdidi… Yedi kardeşten biri olarak dünyaya gelen Banel fakir bir yaşam sürmüş çocukluğunda ve 16 yaşında keşfedilene kadar çelimsiz vücuduyla ayakkabısız futbol oynamaya başlamış. Steaua kaptanı Mirel Radoi “Çok iyi karakteri olan harika bir oyuncu” diyor onunla ilgili… Sırasıyla Dacia Unirea Braila, Politehnica Timisoara, Steaua kulüplerinde oynadı.
DORIN GOIAN: 27 yaşındaki defans oyuncusu da tıpkı Nicolita gibi yedi çocuklu fakir bir ailede büyüdü. Başarılı gollere imza atarak kendisini kanıtladı. Kardeşlerinden birisi Steaua’nın azılı rakiplerinden Dinamo’da oynuyor.

GRUP D

YUNANİSTAN

FANIS GEKAS: 27 yaşındaki geçen sezon 20 gole imza attığı için hala Bochum’un kahramanı konumunda… Gekas konuyla ilgili “Üstesinden gelmem gereken krizler vardı ama insanlar hala gol atabildiğimi gördüler” diyor. Takımda Angelos Charistaes’in yerine kondu.
VASSILIS TOROSIDIS: 22 yaşındaki defans oyuncusu Olympiacos’da sağ tarafta oynuyor. Fakat Rehhagel onu solda oynatıyor çünkü Panathinaikos oyuncusu Nikos Spiropoulos’un onun kadar deneyimli olmadığı görüşünde…

RUSYA

ROMAN PAVLUCHENKO: 26 yaşındaki forvet oyuncusu Spartak Moscow’da oynuyor. 2003’ten beri uluslar arası arenada kendisini gösteriyor. Guus Hiddink sayesinde son iyi yıldır yıldızı parlıyor. Hemen hemen her maçta gol atmasıyla ünlü…
VLADIMIR BYSTROV: Rusça olan soyadı “hızlı” anlamına gelen 24 yaşındaki orta saha oyuncusu Avusturya ve İsveç’teki en hızlı oyuncu konumunda… Onu yakalayabilirseniz yakalayın.

İSPANYA

CESC FABREGAS: 21 yaşındaki orta saha oyuncusu 2003 yılına kadar FC Barcelona'nın alt yapısında olan Fabregas FC Barcelona'nın A takımına geçmeden Arsenal'e transfer oldu. Arsenal'de zamanla şans bulmaya başlayan Fabregas 3 senede 68 maça çıktı. Başarılı performansıyla İspanya Milli Futbol Takımı 2006 FIFA Dünya Kupası kadrosunda da yer aldı. Milli takımıyla bugüne kadar 6 maça çıktı. Real Madrid'in transfer listesine girdi. Çok koşması,mücadeleyi bırakmaması ve top neredeyse Fabregas'ın da orada olmasıyla bilinir.Arsenal'ın belki de gelmiş geçmiş en iyi pasörüdür.
IKER CASILLAS: 27 yaşındaki kaleci futbola Real Madrid'in altyapısında başladı. Casillas henüz 18 yaşındayken A takımda forma şansı bulmaya başladı. Gösterdiği performansla yerini sağlamlaştıran Casillas, İspanya Milli Futbol Takımı'nın da kalesini korumaya başladı. Real Madrid'de 302 İspanya Milli Futbol Takımı'nda 75 maça çıkan Casillas 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 1 La Liga Şampiyonluğu ve Dünya Gençler Şampiyonluğu yaşadı. Fifa tarafından 2007 yılının en iyi kalecisi seçildi.

İSVEÇ

KIM KALLSTROM: 25 yaşındaki oyuncu, orta saha'nın solu ya da ortasında oynar. İsveç Milli Futbol Takımı'nda 43 maça çıkmıştır ve 7 gol atmıştır. Şu anda Olympique Lyonnais'da oynamaktadır. 16 yaşından beri İsveç futbolunun umutlarından biridir. Doğası gereği iyi hücum eder ve dinamizmine olgunluk katmıştır.
ZLATAN IBRAHIMOVIC: 26 yaşındaki forvet oyuncunun babası Bosna-Hersekli, annesi Hırvattır. İtalya'nın Inter takımında forma giymektedir. Ajax'ta oynadığı başarılı futbolla Juventus'un dikkatini çekip buraya transfer olmuştur. İsveç Milli Futbol Takımı'nda çok iyi maçlar çıkartmıştır. O gerçekten rakipsiz bir tekniğe sahiptir ve maçlarda yaptığı klas hareketler, şık paslar, süper şutlar ve çalımlar bunun göstergesidir.

HAKEMLER

KONRAD PLAUTZ: Yerel bir tiyatroda yönetmen ve oyuncudur. Gençlik yıllarında hakemliğe başlamıştır. Performansıyla bu sezonun en büyük hakemi olacak gibi görünüyor.
FRANK DE BLEECKERE: Liverpool’un Inter’e karşı oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında Marco Materazzi’ye iki sarı kart gösterip onu gönderen hakemdir. Türkiye ve İsviçre maçındaki olaylarda etkin rol oynamıştır. Bu sefer aynı kargaşaya izin vermeyecek gibi görünüyor.
HERBERT FANDEL: Aynı zamanda piyanistlik ve bir müzik okulunda direktörlük yapan hakem Euro 2008’de Danimarka – İsveç maçında Danimarkalı bir taraftar tarafından saldırıya uğramasıyla tanınıyor. 2007 Şampiyonlar Ligi’nde Milan – Liverpool arasında oynanan finalde hakemlik yaptı.
KYROS VASSARAS: Hakemlik yaptığı ilk uluslar arası maç 1999 yılında Avusturya – San Marino maçı oldu. 9 kişi oynayan Inter’in PSV’yi 2-0 yendiği Şampiyonlar Ligi maçında çok zorluk çıkardı.
ROBERTO ROSETTI: Bir hastanede çalışan hakem 2006 yılında bir skandala adı karışan Massimo De Santis’in İtalyan Futbol Federasyonu tarafından men edilmesini sağlamıştı.
PIETER VINK: Eski bir polis olan hakem yeni Wembley Stadyum’unda oynanan ilk maçı yöneten hakem oldu. Onu Arsenal – Liverpool arasında oynanan Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinden tanıyoruz.
TOM HENNING OVREBO: 2001-2006 yılları arasında beş kez yılın Norveçli hakemi seçildi. Kolo Toure’nin korkulu rüyası olan hakem bu sezon Liverpool ve Inter arasında oynanan Avrupa maçında dokuz kart gösterdi.
LUBOS MICHEL: 2003 UEFA Kupası finalinde Martin O’Neill’ın öfkesine maruz kaldı. Aynı maçta Bobo Balde’yi gönderirken Liverpool’un Chelsea’ye yenildiği 2005 Şampiyonlar Ligi maçında Luis Garcia’nın vuruşunun çizgiyi geçtiğini söyleyerek Jose Mourinho’yu çileden çıkardı. Eski bir öğretmen olan hakem beş dil biliyor.
MANUEL MEJUTO GONZALEZ: Bir sivil memur olan hakem, Alex McLeish’e göre İtalyanların bol gol attığı İskoçya-İtalya maçında sonucu değiştirdi. İstanbul’da, Liverpool – AC Milan arasında oynanan Şampiyonlar Ligi finalinin de hakemiydi.
PETER FROJDFELDT: İtalya’nın umudu olan hakem 2006 yılında Highbury’de gerçekleşen ve Juventus – Arsenal arasında oynanan Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçında iki kırmızı kart göstermesiyle tanınıyor.
MASSIMO BUSACCA: 2006 yılında 2-2 berabere biten İngiltere-İsveç maçında hakemlik yapan yönetim müdürü İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca biliyor. Geçen seneki UEFA Kupası finalinde Espanyol oyuncusu Moises Hurtado’yu oyun dışı bırakmasıyla tanınıyor.
EURO 2008’İ KİM KAZANACAK?
Germany: 9/2
İspanya: 6/1
İtalya: 13/2
Portekiz: 8/1
Fransa: 9/1
Çek Cumhuriyeti: 12/1
Hırvatistan: 12/1
Hollanda: 12/1
İsviçre: 20/1
Yunanistan: 25/1
İsveç: 28/1
Rusya: 28/1
Romanya: 33/1
Polonya: 40/1
Türkiye: 40/1
Avusturya: 80/1

HANGİ TAKIMLAR GRUBUNU KAZANIR?
GRUP A KAZANANI
Portekiz: 27/20
Çek Cumhuriyeti: 37/20
İsviçre: 7/2
Türkiye: 13/2
GRUP B KAZANANI
Almanya: 3/5
Hırvatistan: 5/2
Polonya: 6/1
Avusturya: 12/1
GRUP C KAZANANI
İtalya: 6/4
Fransa: 7/4
Hollanda: 11/4
Romanya: 10/1
GRUP D KAZANANI
İspanya: ¾
Yunanistan: 4/1
İsveç: 9/2
Rusya: 5/1

KİM EN ÇOK GOL ATAN OYUNCU OLUR?
Klose: 8/1
Podolski: 8/1
Ronaldo: 9/1
Henry: 10/1
Toni: 11/1
J.Koller: 12/1
Torres: 10/1
V.Nistelrooy: 14/1
V.Persie: 14/1
Villa: 16/1
Almedia: 16/1
Trezeguet: 16/1
Anelka: 16/1
Ballack: 20/1
Baros: 20/1
Laquinta: 20/1
Mutu: 22/1
Benzema: 25/1
Charisteas: 28/1
Di Natale: 28/1
Dica: 33/1
Gekas: 33/1
F.Inzaghi: 28/1
Kuyt: 33/1
Nuno Gomes: 40/1
Kuranyi: 33/1
Mladen Petric: 40/1
Elmander: 40/1
Gomez: 18/1
Nihat: 40/1
Rosenberg: 40/1
Ryan Babel: 40/1
Ben Arfa: 50/1
Allback: 40/1
Gilardino: 40/1
Govou: 50/1
Iniesta: 66/1
Kerzhakov: 66/1

SAYILARLA TARİHÇE

AVRUPA ŞAMPİYONASINDA EN ÇOK GOL ATAN FUTBOLCU: 9 golle Michel Platini (Fransa). Onu 7 golle Alan Shearer (İngiltere), 6 golle Patrick Kluivert (Hollanda), 5 golle Thierry Henry (Fransa), 5 golle Nuno Gomes (Portekiz) ve yine 5 golle Milan Baros (Çek Cumhuriyeti) takip ediyor.
EN BAŞARILI MENAJER: Berti Vogts (Almanya)… 11 maçta görev aldı, 1996’da şampiyon oldu, 1992’de şampiyon oldu.
TURNUVANIN EN İYİ OYUNCUSU: İtalyan Paulo Maldini (1988, 1996, 2000) ve Fransız Laurent Blanc (1992, 1996, 2000) turnuvada üç kez adlarından söz ettirdiler.
ÜÇ KEZ GOL ATAN OYUNCULAR: Sadece Jurgen Klinsmann (1988, 1992, 1996) ve Vladimir Smicer (1996, 2000, 2004)
PENALTI ÇATIŞMALARI: Toplamda 98 penaltı gerçekleşti ve 19 tanesi kaçırıldı. Yani bu durumda şutların %22.23’ü kaçırılmış durumda…

KAZANILAN KAÇIRILAN
ÇEK C. 3 0
PORTEKİZ 1 0
ALMANYA 1 1
İTALYA 1 1
İSPANYA 1 1
DANİMARKA 1 1
FRANSA 1 1
İSVEÇ 0 1
İNGİLTERE 1 2
HOLLANDA 1 3


€23 MİLYON: Euro 2008’in şampiyonlarının yanında götüreceği toplam para.
68 SANİYE: Final tarihinde atılan en hızlı gol… 2004 yılında bu golü atan kişi Rus oyuncu Dmitri Kirichenko… Bu maçta Yunanistan’ı 2-1 yenmişlerdi.
EN KALABALIK SEYİRCİ: 130,711’le 1968 yılında Glasgow’un Hampden Park’ında gerçekleşen İngiltere-İskoçya maçı…

TAKIMLAR

GRUP A

ÇEK CUMHURİYETİ: Mart 2007’de kendi evlerinde Almanya’ya 2-1 yenildikten sonra Prague’deki hotelde takımın gece geç saatlere kadar içtikleri söyleniyor. Fakat 6 ay sonra Çekler, Münih’te Almanya’yı 3-0 yenerek intikamlarını aldılar. Euro 2004’ün en iyi takımı olmalarına rağmen şanssızlık yaşayarak yarı finalde Yunanistan’a yenildiler. Kilit adamları 2006 Dünya Kupası’ndaki golüyle adından söz ettiren Jan Koller…
PORTEKİZ: Portekizlilerin teknik direktörü Luiz Felipe Scolari, hem Dünya Kupası’nı, hem de Avrupa Şampiyonası’nı kazanan ilk teknik direktör olarak biliniyor. Bunun yanında Avrupa’nın en iyi oyuncusuna da onlar sahipler… Fakat yine de Euro 2008’in favorileri arasında değiller, çünkü Euro 2004 finalinde Yunanistan’a yenilmişlerdi ve Scolari’nin çözmesi gereken bazı sorunları var. Futbolcular futboldan çok gece yaşamı ve moda şovlarıyla ilgileniyor. Yine de grubu onların kazanacağı düşünülüyor. Tıpkı Chelsea’deki gibi kilit adam rolünü Ricardo Carvalho üstleniyor.
İSVİÇRE: Futbol İsviçre’de başlı başına bir tutku diyebiliriz. 1954’te Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptıklarında yaşananlar bu tezimize kanıt niteliğinde… O zamandan beri çok fazla şey değişmedi, teknik direktör Kobi Kuhn ülkelerinin tenis ve yelkencilik yurdu haline geldiğini kabul etmesine rağmen hala futbol en önemli etkinlik onlar için… 2006 Dünya Kupası’ndan tek bir gol bile atamadan elendiler. Kilit adam henüz 20’sinde ilk uluslar arası çıkışını yapan Philippe Senderos…
TÜRKİYE: 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü sırayı almaları onlar için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Teknik direktörleri Fatih Terim’in gurur veren disiplinli bir tablosu var. Terim, 28 Mayıs’ta kadrosunu kesinleştirmeden önce “Eğer oyuncular tatmin edici performanslar vermezse radikal değişikliklere gidebiliriz. Herkes takımda olmak için mücadele ediyor. Kimse yerinin garantide olduğunu ya da şanslarını kaybettiğini düşünmesin” demişti. Fenerbahçe’li Mehmet Aurelio takımın en yüksek performanslı oyuncularından biriyken Bayern Munich’li Hamit Altıntop Mart ayındaki sakatlığıyla herkesi korkuttu. Gökdeniz Karadeniz ve Arda Turan takımın parlayan yıldızlarından sadece ikisi… Kilit adam ise Middlesbrough’un golcü oyuncusu Tuncay Şanlı…

GRUP B

AVUSTURYA: Takım çok iyi bir performans eğilimi gösteriyor, çünkü kendilerini utandırmak istemiyorlar. Avusturya futbolunun efsanevi ismi ve eski teknik direktör Hans Krankl “Gerçekçi olmamız lazım. Eğer gruptan çıkarsak çok büyük bir başarı olacak bu” diyor. Şu anki teknik direktörleri Josef Hickersberg 1978 Dünya Kupası’nda oynamıştı. 10 yıl evvel Avusturya takımı dünya sıralamasında 22. sıradaydı ve bu 8 milyon nüfusu olan bir ülke için saygıya değer bir başarı… Stuttgart’da isim yapan, 2006 yılında ise Spartak Moscow’a geçen Martin Stranzl kilit adam rolünde…
HIRVATİSTAN: Son Dünya Kupası’nda çok kötü performans gösterdiler. Geleneklerini yüz üstü bıraksalar da hala Balkanlarda saygın bir konumdalar. Teknik direktör Slaven Bilic, Zlatko Kranjcar’ın yerini değiştirdiğinde büyük tartışmalara yol açtı. Takım 1998 yılındaki güçlü günlerini aratıyor. Yine de kimseden korkmadıklarını dile getiriyorlar. Kilit oyuncuları henüz 22 yaşında olmasına rağmen Avrupa’nın en ümit vaat eden yeteneklerinden biri olan Luka Modric…
ALMANYA: Almanya takımı Euro 2008’e moralli katılıyorlar, çünkü favori takımlardan biri Almanya… Bunun iki sebebi var. Birincisi futbolları. 2006 Dünya Kupası’ndan beri çok az istisnayı saymazsak çok iyiler. İkinci nedeni ise Almanların futboldaki herkesçe bilinen şansları… İtalya, Fransa ve Hollanda’dan çekinmiyorlar. Teknik direktörleri Joachim Low, Klinsmann gibi karizmatik olmasa da oyuncular, taraftarlar ve hatta medya tarafından seviliyor. Bu takımda kilit oyuncu rolünü “Capitano” lakaplı Michael Ballack üstleniyor.
POLONYA: Teknik direktör Leo Beenhakker son Dünya Kupası finallerinde küçük mucizelere imza attı. 2006’da korkunç tehditlerle yüz yüze geldi. Takımın üç tane sorunu var: alt yapı eksikliği, genç oyuncuların idman programı sorunları ve koçların sistem eksikliği… Mart ayında ABD’ye kendi evlerinde 3-0 yenilmeleri son 4 yılın en ağır hayal kırıklığı oldu. Takımın kilit adamı ise Real Madrid’li Jerzy Dudek, Manchester United’lı Tomas Kuszcak ve Arsenal’li Lukasz Fabianski’nin rakibi olan kaleci Artur Boruc…

EN İYİ 10 EURO GOL

1- Marco van Basten (Hollanda – Sovyetler Birliği, 1988)
2- Paul Gascoigne (İngiltere – İskoçya, 1996)
3- Karel Poborsky (Çek Cumhuriyeti – Portekiz, 1996)
4- Davor Suker (Hırvatistan – Danimarka, 1996)
5- Tomas Brolin (İsveç – İngiltere, 1992)
6- Ronnie Whelan (İrlanda – Sovyetler Birliği, 1988)
7- Antonin Panenka (Çekoslovakya – Batı Almanya, 1976)
8- John Jensen (Danimarka – Almanya, 1992)
9- Zlatan Ibrahimovic (İsveç – İtalya, 2004)
10- Maniche (Portekiz – Hollanda, 2004)


GRUP C

FRANSA: Bayern Munich’te hayatının sezonunu yaşayan Franck Ribery’nin kilit adam olduğu Fransa takımının teknik direktörü yaklaşık dört yıldan beri Raymond Domenech… Fakat teknik direktörlük yaptığı 19 yıldan beri bir kez olsun kupa yüzü göremedi. Bu sene Thierry Henry, Florent Malouda, Franck Ribery ve Nicolas Anelka’yla takım pırlanta değerinde… Dünya kupası finalinden beri İtalya takımıyla gergin ilişkiler yaşıyorlar.
İTALYA: 2000 yılında Avrupa Şampiyonası’nda Fransa’ya elenen takımda kilit adam rolünü dünyanın en iyi kalecisi olarak kabul edilen 30 yaşındaki Juventus’lu Gianluigi Buffon üstleniyor. İtalya takımının başarıları İtalyan Futbol Federasyonu’nun teknik direktörlüğe Dünya kupası şampiyonu Marcello Lippi yerine Roberto Donadoni’yi getirmekle yanılmadığını gösteriyor. İtalya, Avrupa Şampiyonası’nı en son 40 yıl evvel kazanmıştı.
HOLLANDA: Takımın kaybettiği son grup maçı 2-1 yenildikleri Belarus karşılaşması oldu. Fakat takımın şu an en çok odaklandığı nokta turnuvadan sonra teknik direktör Marco van Basten’ın yerine şu an Feyenoord için çalışan Bart van Marwijk’in getirilecek olması… Takımın kilit adamı konumunda Euro 2004’te sıradan bir oyuncuyken büyük aşama kaydeden Hamburg’lu Rafael van der Vaart bulunuyor.
ROMANYA: Play-off’larda arka arkaya gelen üç başarısızlıktan sonra Romanya ilk kez büyük bir turnuvaya geri dönmenin heyecanı içinde… Teknik direktörlüğe tekrar getirilen Victir Piturca belki de son kez bu takıma liderlik edecek. 2002 Dünya Kupası’nda Slovenya’ya yenilen Romanya takımı bu kupayı kıl payı kaçırmıştı. Euro 2004’te Danimarka’ya elenen takım son Dünya Kupası’nda Ermenistan’ın yerlerini almasıyla büyük şok yaşamışlardı. Takım iyi bir psikoloji ve fiziksel güçle kendilerine güvenirlerse rakiplerine kendilerini kanıtlayacaklarını ve gruptan çıkacaklarına inanıyorlar. Bu takımın kilit adamı ise ilk büyük turnuvasına çıkacak olan iki çocuk babası Adrian Mutu…

KİM KAZANACAK?

İŞTE FUTBOL DÜNYASININ ÖNDE GELEN İSİMLERİNİN TAHMİNLERİ…

GEORGE BURLEY (İSKOÇ MENAJERİ): Ben Hollanda’nın kazanacağını düşünüyorum. Hırvatistan’daki 3-0’lık zaferleri ve Avusturya’ya karşı oynadıkları 4-3’lük zaferle biten maç da tezimi destekliyor.
ANDREW JONHSON (İNGİLTERE VE EVERTON FORVET OYUNCUSU): Fernando Torres’in bu sezonki performansı nedeniyle İspanya’nın kazanacağını düşünüyorum. Çünkü büyük maçların üstesinden gelme yeteneği var.
SAMUEL ETO’O (BARCELONA VE KAMERUN): İspanya’nın kazanmasını istiyorum ve sanıyorum ki öyle olacak. Çok iyi oynuyorlar, teknikleri her zaman çok güzeldi. Son turnuvalardaki yaşadıkları zorluklar şanssızlık yarattı ama…
ALAN HANSEN (MotD UZMANI VE LIVERPOOL EFSANESİ): 2006 Dünya Kupası’ndan beri çok fazla bir şey değiştiğini sanmıyorum. Herkes İspanya’nın kazanacağını düşünüyor ama bence İtalya ya da Fransa kazanacaktır.
ZLATAN IBRAHIMOVIC (INTER MILAN VE İSVEÇ): Birçok iyi takım var ama tabii ki İtalya kazanır, çünkü çok güçlü bir takım. İspanya, Fransa, Hollanda ve Almanya da favoriler arasında… Aslında İsveç de kazanabilir.
GARY LINEKER (MotD YÖNETİCİSİ VE İNGİLTERE): İtalya ve Almanya’yı geçmek zor olacaktır ama bir seçim yapmam gerekirse Fransa’yı seçerim. Thierry Henry ve Franck Ribery çok büyük tehdit. Nicolas Anelka ve Karim Benzema gibi harika oyuncuları var.
PAUL PARKER (ESKİ MANCHESTER UNITED’LI VE İNGİLTERE): Cristiano Ronaldo çok iyi oynadığı için Portekiz’i seçiyorum. 4 yıl evvel finale kalmışlardı zaten. Fransa da çok güçlü ama bence çok abartılıyorlar.
MATTHIAS SAMMER (ESKİ ALMANYA KAPTANI): Bir tahmin mi yoksa bir dilek mi bilemiyorum ama Almanya kazanacak niteliklere sahip bir takım… Bence turnuvada önemli bir rol üstleniyorlar.
ALAN SMITH (ESKİ ARSENAL’Lİ VE İNGİLTERE): Almanları tercih ediyorum çünkü deneyimleri var ve turnuvalarda çok iyi iş çıkartıyorlar. Oyuncuları çok iyi, harika bir teknik direktörleri var, zaman onların zamanı… Portekiz, İtalya ve Fransa’nın da şansları var ama bence Almanların şansı daha yüksek…
TERRY VENABLES (EURO 96’DAKİ İNGİLTERE TEKNİK DİREKTÖRÜ): Bence son 18 aydır İngiltere’ye karşı oynayan en iyi takım Almanya’ydı. Lukas Podolski çok iyi bir genç forvet… Kevin Kuranyi’yi de çok seviyorum. Büyük bir turnuvada sakatlıklarla ilgili şansınız olmalı fakat Almanya bu konuda gerçekten şanslı…
ANDONI ZUBIZARRETA (ESKİ BARCELONA VE İSPANYA KALECİSİ): Benim görüşüme göre Almanya ve İtalya’yı geçmek zordur. Belki İspanya, Portekiz, Hollanda, hatta İsveç’in bile onları geçme şansları az da olsa var ama bana soracak olursanız bu bahsettiğim iki takımı geçemezsiniz. Eğer ikisinden birini seçmek gerekirse Almanya’yı seçerim.
(Bu anketi sıralayacak olursak Almanya’nın şansı daha fazla gözüküyor. İtalya, İspanya, Fransa, Hollanda ve Portekiz onu takip ediyor.)

GRUP D

YUNANİSTAN: 4 yıldır Avrupa’yı Fransa, Çek Cumhuriyeti, Portekiz gibi takımları yenmesiyle şaşırtıyor. Kilit adamları George Clooney’e benzetilen, David Beckham’a bile meydan okuyan kaleci Antonis Nikopolidis olan takım o zamandan beri fazla değişmedi. Teknik direktörleri hala Otto Rehhagel mesela ama takım ruhları ve iş etikleri güçlendi. Artık onlardan çok şey bekleniyor, bu yüzden Euro 2008’de başarılı olmak için üzerlerinde baskı hissediyorlar.
RUSYA: Rusya nihayet şöhretini cilaladı. Tabii ki bunda teknik direktör Guus Hiddink’in katkısı büyük. Takımını gençleştirme çalışmasına girdi. Buna rağmen kilit adamları takımın en yaşlı oyuncusu olmasına rağmen 2007 yılının en iyi Rus futbolcusu seçilen Konstantin Zyryanov…
İSPANYA: Sonunda İspanya Euro 2008 için rahatlamış görünüyor. Daha şimdiden Avusturya, İsviçre, İsveç ve Kuzey İrlanda’da büyük başarılara imza attılar. İspanya’nın son maçları kimsede endişe bırakmadı. Çok az ülke İspanya’ya kafa tutabilir. Çünkü eğer potansiyellerini kullanarak oynarlarsa durdurulamazlar. Fakat taraftarlar ve medya bunlardan çok Raul’un yokluğuyla ilgileniyorlar. Teknik direktör Luis Aragones’in kararlı bir sistemle çalıştırdığı takımda kilit adam rolünü son Dünya Kupası’nda inanılmaz bir performans gösteren güçlü oyuncu Fernando Torres üstleniyor.
İSVEÇ: İsveçli taraftarlar 1994 yazının tekrarlanmasını umuyorlar. O yıl takım Dünya Kupası’nda üçüncü olmuştu. Eğer teknik direktör Lars Lagerback’in izlediği başarılı beş kamp yaşamı meyvelerini verirse takım finallere girmeyi garantileyecek. Bu takımın kilit oyuncusu ise orta saha anchorman’i Tobias Linderoth…

STATLAR

WALZ SIEZENHEIM STADYUM: 30,000 kapasiteli stat Red Bull Salzburg’a ait… Aslında yapay olan stat Euro 2008 için gerçek yeşil çimle değiştirildi.
ERNST HAPPEL STADYUM: 53,008 kapasiteli ulusal stadyumun ismi 1992 yılında değiştirildi. Avrupa Kupası finalinde de kullanılan stadyum daha çok Ajax’ın AC Milan’ı 1-0 mağlup ettiği maçla tanınıyor.
TIVOLI NEU STADYUM: 30,000 kapasiteli stadyum FC Wacker Tirol’e ait… 2000 yılında açıldı. En son burada Avusturya, Ivory Coast’ı 3-2 mağlup etti.
WANKDORF STADYUM: BSC Young Boys’a ait olan stadın kapasitesi 32,000 kişi… Burası inşa edilirken ilk olarak tek bir tane kırmızı sandalye konuldu. Her maçta bu sandalyeye önemli bir şahsiyet oturuyor.
STADE DE GENEVE: 30,084 kişilik bu stat Servette FC’ye ait… İlk olarak çalışmalara 1984 yılında başlandı. Fakat bir takım aksaklıklar yüzünden stat 19 yıl sonra, yani 2003’te açılabildi.
PRO LETZIGRUND: FC Zurich’e ait olan bu stada en fazla 31,000 kişi girebiliyor. Her yıl IAAF Zurich Golden League Atletizm organizasyonuna ev sahipliği yapıyor. En önemlisi de Tina Turner 2000 yılında çıktığı Twenty Four Seven Tour turnesinde bu statta iki tane konser verdi ve biletler yok sattı.
ST JAKOB-PARK: 42,500 kapasiteli stat FC Basle’ya ait… İsveç tarihinin en utanç verici holiganizm olaylarından birisi 2006 yılında FC Basel – FC Zurich maçında bu statta gerçekleşti.
WORTHERSEE STADYUM: 32,000 kapasiteli stat SK Austria Karnten’e ait… “Yeşil Top” ödülünü aldı.

Wednesday, May 28, 2008

BOCA - FLUMINESE YARI FINAL ÖNCESI

Çarşamba günü Fluminense karşısında oynanacak Libertadores kupası yarı finalinin ilk ayağı için Brezilya’ya giden Boca Juniors son altı maçın başarısını tekrarlamak istiyor.
Boca Juniors, 2000 yılından beri Brezilyalı takımlarla oynadığı sekiz maçta hiç kaybetmedi. En son Brezilyalı kurbanı 3-0 yendiği Cruzeiro oldu.
Libertadores kupasında altı gol atarak Amerikalı Salvador Cabanso ve Cruzeiro’lu Marcelo Martins Moreno’dan sonra en golcü isim olan Palermo “Orada elimizden gelen her şeyi yapacağız. Yarım yamalak iş yapmak istemiyoruz. Kimse bizi hafife almasın.” şeklinde konuştu. Çarşamba günkü düelloyla ilgili endişeli görünen Palermo “Arjantinliler bizi sinirlendirmeye çalışacak. Onlar çok kurnaz ve hilelerini yine kullanacaklar” dedi.
Eğer Boca bu maçı alırsa yedinci kez bu başarıyı göstermiş olacak, fakat eğer Fluminense alırsa ilk kez bir yarı finalde başarılı olmuş olacak.

Wednesday, April 9, 2008

NOU KIDS ON THE BLOCK

GUARDIOLA, FABREGAS VE MESSI’Yİ BİZLERE KAZANDIRAN TAKIM, GELECEĞİN YILDIZLARINI ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR. HİÇ ŞÜPHE YOK Kİ YABANCI DEV YILDIZLAR BARCELONA AKADEMİSİNDEN ÇIKMIŞLARDIR.

Lionel Messi, Josep Guardiola, Cesc Fabregas, Carles Puyol, Victor Valdes, Xavi, Andres Iniesta, Giovanni Dos Santos, Oleguer Presas, Pepe Reina, Mikel Arteta, Luis Garcia, Albert Luque, Ivan de la Pena, Thiago Motta, Gerard Pique, Fran Merida, Luis Garcia, Gerard, Sergi, Albert Ferrer, Jordi Cruyff ve Bojan Krkic… FC Barcelona’nın bir Euro bile transfer ücreti ödemediği bu liste uzayıp gider. Hepsi diğer kulüplerden daha üstün yüksek sınıf futbolcu çıkartan bir gençlik altyapısından yetiştiler ve bu sistemde bir oyuncu olabilmek için 15 yıl geçmesi gerekiyor.
70’li yıllarda Johan Cruyff’in takım arkadaşı ve uzun süredir altyapı teknik direktörü olan Quique Costas “Oyunculardan birçoğu henüz yedi yaşındayken takıma girdiler. Biz bir oyuncuyla 17 ya da 18 yaşında sözleşme imzalamayı tercih etmiyoruz, çünkü asla Barcelona stilini öğrenemeyeceklerdir” şeklinde konuşuyor.
Barcelona stili uydurma bir şehir efsanesi değil. Cruyff’dan esinlenilen metod uzun vadede başarı sağladı. Katalan efsanesi Josep Guardiola “Oyuncular çabuk düşünmek zorundadır ve aklıyla oynamalıdır. Her zaman bir sonraki pası bilmelidir. Hepimize böyle oynamamız gerektiği öğretildi. İnsanlar da bizim güzel ve etkili oynamamızı bekliyor.” diyor. Manchester United altyapı politikasıyla övünüyor, özellikle de Busby Babes ve 92 mezunlarıyla… Fakat Ryan Giggs, Gary Neville ve Paul Scholes emekliye ayrıldığında United’ın altyapısındaki başarısı sorgulanır oldu. 1992’nin deneyimli mezunlarını saymazsak sadece Wes Brown, John O’Shea ve Darren Fletcher bu altyapıdan yetişip tutarlı bir şekilde başarı sağladılar.
Arsenal’da ise yetenek keşfedip yetiştiren kişi Arsene Wenger, fakat İngiltere’de çok küçük bir başarı elde etti. Frank Rijkkaard’ın dokuz oyuncudan oluşan ilk takımında altı Katalan vardı.
Barcelona her zaman kendi kadrosunu kendi yarattı fakat Maradona’dan Laudrup’a, Kubala’dan Ronaldinho’ya dışarıdan değerli oyuncular da getirdi. Altyapı ve transfer arasındaki denge kaybolursa taraftarlar tıpkı 90’lı yıllarda Hollandalı teknik direktör Louis van Gaal takımı vatandaşlarıyla doldurduğunda yaptıkları gibi tepki gösterirler.
Yabancılar, 141,000 ücretli üyeleri ve 79,000’le dünya futbolundaki en yüksek elemanı olan bir kulübün neden büyük transferlere imza atmadığını merak edebilirler, fakat kulübün felsefesinin önemli bir bölümünü altyapı oluşturuyor. Altyapının £4.5 milyon yıllık bütçesi Ronaldinho’nun yıllık ücretiyle aynı miktarda…
Costas yaptığı açıklamada “Bizim gerçekten çok büyük miktarda keşif yapan şubemiz var. En az 25 tane İspanya’da ve epey ülke dışında bu şubelerimizden var. Hepsi ne arayacaklarını iyi biliyorlar ve titizlikle çalışmalarını bu yönde sürdürüyorlar. Diğer kulüpler gibi belirli pozisyonda olan oyunculara bakmıyoruz. Teknik üstünlük, zihinsel kuvvet, ilerleme hızı ve çevik futbol beyni arıyoruz. Bütün bu kategorileri aynı anda kendisinde barındıran oyuncuların çoğu zaten forvet oyuncusu olmuşlardır bile, daha sonra onları 16 yaşına geldiklerinde defans oyuncusuna dönüştürüyoruz. Eğer her şeyi mükemmel olarak yaparsak sonuç olarak başarı gelir. Bir oyuncu takımın kimliğini ve formasının renklerini de sevmek zorundadır. Bu paradan daha önemlidir.” şeklinde konuşuyor.
Bu özellikleri Lionel Messi’de de buldular. Messi bu konuyla ilgili “Barcelona’nın altyapı sistemi bir genç oyuncunun yetişmesi için en iyi yöntem. 13 yaşınızda hocalarınız size kazanmayı değil, bir oyuncu olarak gelişmeyi öğretiyorlar. Arjantin’de futbol daha çok fizik işidir fakat Barcelona’da her şey topta bitiyor. Biz 22 oyuncu hep beraber temasın daha çok olduğu daha küçük sahalarda da oynayabiliriz. Bu sizi hızlı düşündürür. Farklı pozisyonlarda oynadık, böylece maçlara diğer oyuncuların bakış açılarından da bakabildik. Bize işi bitirmeyi ve alanı iyi kullanmayı öğrettiler. Elbette ki fizik de önemli fakat her şeyden en önemlisi topu ayağımızın altına almak… Bu uyum bize çok yardımcı oluyor” diyor.

MR BOJAN-GOALS – Barcelona’nın son harika çocuğuyla tanışın: Ona bazen “yeni Messi”, bazen “yeni Ronaldinho” diyorlar. Fakat eğer karşılaştırmak istiyorsanız ona “yeni Eto’o” demeniz daha doğru olacaktır. İnanılmaz bir temposu, dengesi ve top sürme yeteneği olan Bojan Krkic Ağustos’ta 18’ine basacak. İlk çıkışını Eylül’de yapan yetenek büyük ihtimalle bu sezon Frank Rijkkard’ın adamları arasında en büyük avantaj olacak. Bojan’ın yıldızı zaten İspanya’da U17 ve U21 kategorilerinde parlamıştı.

Barcelona’nın altyapısı 12 takımdan oluşuyor. Her yıl bu grup 24 oyuncu alıyor. 12 yaşındakilerin de dahil olmak üzere teknik direktörlerin çoğunun profesyonel UEFA lisansı var. La Masia’nın en ünlü mezunu Josep “Pep” Guardiola… Eğer taraftarlara Barcelona’yı temsil eden iki eski oyuncuyu sorarsanız size Cruyff ve Guardiola diyeceklerdir. 1990 yılında ilk çıkışını yapan Guardiola yaklaşık 400 maçta oynadı, Barcelona’yı ligde altı şampiyonluğa taşıdı. Bir Avrupa Kupası ve iki İspanya Kupası gördü. Costas onunla ilgili “Guardiola Barcelona’ya 12 yaşında geldi. Bir deri bir kemikti, eğer gücü bir kenara bırakırsak onda çok özel bir şey vardı. Normal bir oyuncudan daha hızlı düşünüyordu. Çok sevimli bir çocuktu. Bir teknik direktör olarak sırrı belki de buydu. Çocuklar her sabah kalktıklarında aynada Guardiola’nın yansımasını görmek isterler” diyor.
Şu an 37 yaşında olan Guardiola ise “Cruyff’un nasıl oynamamız gerektiğini gösteren bir teorisi vardı. O bize topu hızlı hareket ettirerek nasıl oynanabileceğini öğretti. O oyunculara sadece olağanüstü tekniğini kullanmayı öğretti. Oyuncu ararken hala bu özellikleri arıyoruz” şeklinde konuşuyor.
90’ların başındaki rüya takımın ve Cruyff’in kaptanı Jose Ramon Alexanco da “Belki de Cruyff’un en büyük mirası kulübe getirdiği metoduydu.” diyerek bu söylemleri destekliyor.
Çocuklar Barcelona’ya 6 yaşından itibaren getiriliyor. Onları her Cumartesi kahramanları gibi olmak için oynarken görebilirsiniz. Hocaları ise işlerini yapıyorlar ve çocukların futboldan keyif almasına izin veriyorlar.
La Masia 1709’da inşa edildi ve Barcelona tarafından 1958 yılında satın alındı. 1979 yılında burası Barcelona okulunun evi haline geldi ve her taşta geleceğin yıldızları yaşadı. Bu yatakhanelerde yaşayan 60 çocuğun yarısı Katalan… Yerli çocuklar ise evlerinde yaşıyorlar. Xavi de böyle yapıyordu, stadyuma metroyla gidiyordu. Barcelona’nın 14’ünden önce çocukları evinden ayırmakta tereddüt ettiği oluyor. Çünkü bazı çocuklar evlerini özlüyorlar ve böyle olduğunda kulüp oyuncuyu evine geri yolluyor.
Barcelona’nın altyapısından mezun olan ilk 182 çocuktan 21’i ilk kez Barcelona’da, 31’i İspanya’da oynadı. 74’ü profesyonel olarak futbol yaşamını sürdürdü.
Cruyff’un altında mezun olan ve hepsi de Katalan olan sekiz oyuncu ilk takımlarında beraber oynadılar. Aralarında Hristo Stoichkov ve Romario da vardı. Barcelona dünya devleri üretmeye devam etti, fakat Cruyff’un 1996’da ayrılmasından sonra her şey geri dönülemez şekilde değişti. 2003 yılında Arsenal 15 yaşındaki Cesc Fabregas’ı aldı. Bir yıl sonra Manchester United Gerard Pique’yu aldı. En parlak başarı ihtimallerinin iki tanesi gitmişti. Barcelona önceki pozisyonunu bir daha yakalayamadı.
Pique “Barcelona’nın sırrı onların keşif yapan şubeleri ve şöhretleri… Herkes Nou kampında oynamak ister. Messi dahil olmak üzere birçok çocuk bunu hayal etti. Şimdi o dünyanın en iyi oyuncusu çünkü küçüklüğünden beri taraftar olduğu bir kulübü seçme şansı oldu. Bu kulüp süper star potansiyeli taşıyan çocuklar yetiştirdi” şeklinde konuşuyor.
İspanya yasalarına göre bir oyuncu kontrat imzalamak için 18 yaşını beklemek zorundadır. İngiltere’de ise 16 yaş yeterlidir. Bu da bazı yetenekleri İngiltere’ye taşınmaya teşvik ediyor. Costas “Çocuklar Cesc’in ne kadar başarılı bir kariyere sahip olduğunu gördüler ve hepsi onun gibi olabileceklerini düşündüler. Anne ve babalar, ajanslar bunu çabuk ve kolay para olarak görüyorlar. Ayrıca bunu kısa dönem çözümü olarak görmüyorlar. Bir futbol kariyeri bir maratondur, sürat koşusu değildir. Biz oyuncuları sabırlı olmaya teşvik ediyoruz. La Massia çok başarılı ama ilk takımı Barcelona olan çok fazla oyuncu yok. Onların bizden beklentileri çok büyüktü. Bu jenerasyonda, büyük ihtimalle son 10 yıldaki tek süper star Messi oldu.”
Bu organizasyon genç oyuncuların üzerine öyle çok düştü ki, hatta kulüp Güney Amerika’da keşfettikleri çocukları getirebilmek için ailelere iş imkanı sağladı. Oyuncularla ön sözleşme imzaladılar fakat ayrılıklar sürmeye devam etti. Fran Merida Eylül 2005’te Arsenal’a katıldığında Barcelona yetiştirdikleri bir oyuncu için tazminat alamadı. Çok öfkelenmişlerdi ve Ekim 2007’de İspanyol mahkemesi Merida’ya kişisel bir ön sözleşmenin maddelerine uymadığı gerekçesiyle £2.1 milyon ceza verdi. İspanyol avukat Rodrigo Garcia konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İngiliz takımlar genç bir İspanyol oyuncuyla sözleşme imzalamadan önce artık bir kez daha düşünecek.” şeklinde konuştu, bu örnek teşkil eden bir olay olsa da kulüpler hala en iyi yeteneklerini kaybetme korkusuyla karşı karşıya…
2006 yılında Barcelona, Nou Kampının üç mil uzağında Ciutat Esportiva Joan Gamper idman alanını açtı. Bu alan şehrin varoşlarına çok yakındı.
Barcelona’nın tüm takımları antrenmanlarını yeni tesislerde sürdürdü. Garip bir biçimde Barcelona hala La Massia ve Nou Kampı arasındaki boyutu tam bir saha kadar bile olmayan bu alanda hala idman yapıyor. Bu tercihin nedeni oyuncunun geleneksel değil, açık ve tarafsız düşünmeye teşvik edilmek istenmesi… Barcelona haftada üç gün antrenman yapıyor. Haftada bir kere normal boyutta sahaya sahip olan Nou Kampını kullanıyorlar. %40’ı İngiliz olan turistler, otobüsleri bu alandan geçerken Eto’o, Henry ve Ronaldinho’yu burada idman yaparken görünce, daha büyük idman alanları olan dünyanın en büyük kulüplerinden biri nasıl bu sahada idman yapar düşüncesiyle gözlerine inanamıyorlar.
Bir kaynağımız “Bu psikolojinin bir bölümü… Barcelona gösteri dünyasının önemli elementlerinden biridir. Turistlerin bizi izlemelerine izin veriyoruz, çünkü kendi takımlarını böyle izleyemiyorlar. Onlar hayranlarımız haline geliyorlar ve formalarımızı gururla giyiyorlar. Gözcüler izliyorlarsa ne olmuş? Onlar kendi takımlarına ne kadar iyi olduğumuzu söyleyebilirler” şeklinde konuşuyor.
Herkes buna katılmıyor. Alexanco “Biz hala eskiden oynamaya çalıştığımız gibi idman yapıyoruz. Çok şiddetli ve enerjik… Sürekli topu sürüyoruz, pas veriyoruz ve en akılcı şekilde topu himaye etmeyi öğreniyoruz. Agresif oynuyoruz, fakat her zaman itici gözüküyoruz. Eğer bir oyuncu sağ ayağını iyi kullanabiliyorsa ona eğilmelidir. Önemli olan topa odaklanmaktır. Ben İtalya’da da oynadım fakat orda insanlar hiç bu şeyleri düşünmediler. Cruyff’un bize öğrettiği küçük detayları hiç bilmediler. Şimdi Xavi, Cesc ve Iniesta gibilerini görüyorsunuz. Biz asla sonuçlara odaklanmıyoruz. Biz insanları ‘kazandın mı?’ sorusundan çok ‘Nasıl oynadın?’ sorusunu sormalarını teşvik ediyoruz. Rekabet olgusundan daha önemli şeyler de var. Çocuklar 16 yaşını geçtiklerinde tekniksel, taktiksel, ve fiziksel ihtiyaçlara eğiliyoruz” diyor.
Barcelonalı gençler İspanya’da ya da başka yerlerde yüksek başarılar elde ediyorlar. Eski B takımı kaptanı ve Sunderland’den İskoç takımı Falkrik’e ödünç verilen Arnau Riera konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Barcelona’daki B takımında oynuyorsanız doğru ligde oynuyorsunuz demektir. İngiltere’de hazırlık takımları pratik yapılan maçlar gibidir fakat İspanya’da gerçek rekabet vardır ve bu bir oyuncu için çok önemlidir. Ligi kazanmak için mücadele edersiniz, çünkü bilirsiniz ki ikinci lige geçme şansınız vardır. Alicante gibi yerlerde 8,000 taraftarın önünde deneyimli 30 yaşındaki oyuncular karşısında oynama deneyimine sahip oldum” şeklinde konuşuyor.
Tabii ki her oyuncu ilk takımlarında oynama lüksüne sahip olamıyorlar. Bir kısmı sakatlıkları nedeniyle profesyonel futbol yaşamlarına başlayamıyorlar. Hazır olmadan kimse aktif futbol yaşantısına başlayamıyor. Birçok oyuncu yine de Barcelona bayrağı altındaki aile ortamı nedeniyle bu kulübü tercih ediyor.
Riera “Takımlar bizi yenmek istediler, çünkü biz Barcelona’ydık. Oyuncular profesyonel bir futbolcu olarak hayatı çabuk öğrendiler. Basın toplantıları yapmak zorunda kaldım ve genellikle takımla yolculuk ettim. Birçok büyük oyuncuyla bilinçli olarak aynı odayı paylaştım. Samuel Eto’o bana çok çılgın hikayeler anlattı” diyor.
Bu sezon 16 yaşındaki İsrailli orta saha oyuncusu Guy Assulin ilk çıkışını Girona karşısında yaptı. Ondan büyük şeyler bekleniyordu. Menajeri ve vatandaşı Pini Zahivi’yle beraber Assulin üç yıllık bir antlaşma yaptı ve İngiliz devlerinin üstesinden gelmesi için £15 milyon ödendi. Henüz 12 yaşında Assulin’e hangi takımda oynaması istediği sorulduğunda “Barcelona” cevabını vermişti. La Masia’ya katılıp iyi bir eğitim almıştı.
Arnau “İki yıl öncesine kadar Andres Iniesta’yla beraber eğitim alıyordum. Sınıflara gidip A seviyesine eşdeğer eğitim alıyorduk. İlk takımına girdiğinde futbolu programını değiştirdi. Frank Rijkaard’a Şampiyonlar Ligi’nde oynayamayacağını asla söyleyemezdi.” şeklinde konuşuyor.
Alexanco “Biz futbolcuyu ve bireyi sosyal ve entelektüel olarak geliştiriyoruz. Biliyoruz ki onları sosyal yaşama hazırlamak için sorumluluğumuz var.” şeklinde konuşuyor.
İyi eğitimli futbolcuların daha fazla seçeneği oluyor. Fabregas’ın annesi onu Arsenal’e gitmesi için zorladı çünkü bir başka kültürü öğrenip Londra’da yaşamın nasıl olduğunu görmesini ve İngilizce öğrenmesini istiyordu. İngiltere’de oynayan İspanyol bir oyuncu bize “Kulübümüzdeki genç delikanlılara yurt dışında oynamak isteyip istemediklerini sordum. Hepsi kafasını sallayıp “Hayır” dediler. Sanki onlara bir uzaylı görüp görmediklerini sormuştum” diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
Bu sezon Bojan Krkic, Giovanni Dos Santos gibi eski öğrencilerini ilk takımlarında oynarken gören Costas “Gelecek çok sağlıklı görünüyor. Fakat İngiliz akbabalar hala bizi korkutuyor. Altı tane çok iyi 15-16 yaş arası kardeşimiz var. Onlardan vakitsiz ayrılmak istemiyorum. Eğer sadece ceplerini düşünürlerse karmaşık bir kariyerleri olur. Bugünlerde futbol bir orman gibi ve çocukları çalmak için yapılan her hamle normal karşılanıyor. Tabii ki karar yine ailelerin ve çocukların ama bize güvenirlerse güvenilir ellerde olurlar” şeklinde konuşuyor.
Guardiola’dan Messi’ye La masia mezunları buna tanıklık ettiler.