Tuesday, August 18, 2009

Sporting - Fiorentina

Teknik direktör Paulo Bento tüm 90 dakikalarda oynadı ve Viola golcüsü Adrian Mutu Portekiz, UEFA Euro 2000’de Romanya’yı 1-0 alt ettiğinde kullanılmayan yedek oyuncuydu.
Orta saha oyuncusu Simon Vukcevic ve Fiorentina forvet oyuncusu Stevan Jovetic, Karadağ Milli Takımı’nda takım arkadaşıydı.
Lions defans oyuncusu Leandro Grimi ve Viola forvet oyuncusu Alberto Gilardino, 2006-2007 sezonunda AC Milan’da beraber oynadılar. Felipe Caicedo (Sporting) ve Zdravko Kuzmanovic (Fiorentina) ise FC Basel 1893’te aynı sezon birlikteydiler.
Lisbon’da golsüz bir başlangıç yapan Twente, Hollanda’da erken gelen bir liderlik aldı.
Beş kez grup sahnesi için mücadele eden Sporting, arka arkaya dördüncü kez grup sahnesine çıkmayı amaçlıyor. 1997/98 sezonunda Beitar Jerusalem FC ile karşılaşan Sporting’i grup sahnesine çıkarmayan iki takım 2005/06 sezonunda Udinese ve onlardan üç yıl önce Inter oldu.
Cesare Prandelli’nin oyuncuları play-off ile geçen sezon Seri A’da dördüncü sırayı aldı. Kafa kafaya çarpıştığı Genoa CFC’yi böylece geçmiş oldu.
Fiorentina ise grup sahnesine iki kez çıktı. Geçen sezon SK Slavia Praha’yı yenen Fiorentina, 1999/2000 sezonunda ise RTS Widzew Lodz’u alt etti.

Monday, July 27, 2009

Vera Zvonareva CNN Türk Özel

Barış Kuyucu: Bu Türkiye'ye ilk gelişin... Öncelikle Türkiye'ye hoşgeldin. Türkiye ile ilgili ilk izlenimlerin neler?
Vera Zvonareva: Bildiğiniz gibi bu soruyla birkaç kez karşılaştım ve Türkiye ile ilgili güzel hislerim var. Burdaki tenis kulübünden çok etkilendim. İstanbul'dan çok etkilendim. Etrafımdaki insanlar çok yardımcı oldular. Hotel harika. İnsanların yaklaşımı harika. Böyle bir organizasyonun bir parçası olmak üzerimde büyük bir baskı oluşturuyor.
- Charliston turnuvasında bir sakatlık yaşadın. Fransa Açık ve Wimbledon'ı da tamamlayamadın. Şu an formunun durumu nasıl?- Formla ilgili konuşmanın zor olduğunu bilirsiniz. Daha önce birçok maçta oynadım. Sakatlığımdan bu yana Wimbledon'da sadece iki maç oynayabildim. Sonra bir kez daha sakatlandım ve ara vermek zorunda kaldım. 4 hafta kaybım var. Bu turnuvanın hazırlıklarına ancak 1 hafta önce başlayabildim. Sanıyorum sakatlığımdan beri gelişme gösterdim. Şu an daha iyiyim. Artık her gün antrenman yapabiliyorum. Kendimi buna epey zorladım. Kendimi yüzde 100 hazır hissetmiyorum. Fakat ilk maçıma en iyi şekilde hazır olurum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım.
- Şu ana kadar iki şampiyonluğun var. Bu 3'e çıkar mı?
- Bilirsiniz, bu sert bir rekabettir. Burdaki oyuncuların hepsi çok iyi. Hepimiz çok güçlüyüz. Şu anda düşündüğüm şey şampiyonluk değil. Ne zaman korta çıksam elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Neler yapabileceğimi göreceğiz ama çıktığım her maçı kazanmaya çalışacağım.
- Peki Korrytseva'ya karşı oynayacağın maçla ilgili neler söyleyeceksin? İkiniz de çok iyisiniz.- Evet onun çok iyi olduğunu ben de biliyorum. Onunla daha önce de oynamıştım ama Mariya'nın kortta deneyimli bir oyuncu olduğunu biliyorum. O yüzden benim için çok sert bir mücadele olacak. Bu, turnuvanın ilk maçı, hiç kolay olmayacak. Sezonun İlk sert kort zemin turnuvalarından biri... Bu çok zor olacak ama elimden geleni ardıma koymayacağım. Nasıl olacağını göreceğiz.
- Bu turnuvadaki en beğendiğin isimler kimler?
- Herkes :) Hepsi benim için en iyi isimler... Ben kimseyi eleyerek haksızlık yapmak istemiyorum. Bayanlar kategorisi artık en yüksek seviyede. Fiziksel ve zihinsel olarak çok güçlü bir seviye... Her maça önem vermek zorundasınız. Eğer bunu yapmazsanız asla başarılı olamazsınız.
- Türk hayranlarına iletmek istediğin son mesajın nedir? Burda birçok hayranın var.- Çok teşekkürler :) ama ben en iyi performansımı göstermek için burdayım. Herkesi orda görmek istiyorum. Umarım gelip beni desteklerler. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Bu turnuvaya yüzde 100 odaklanmak istiyorum. Umarım insanlar iyi bir tenis izlerler ve bundan keyif duyarlar.
- Sana turnuvada bol şans diliyorum ve bu röportaj için teşekkür ediyorum.
- Çok teşekkürler.
- Bol şans.
- Sağol.

Sunday, July 19, 2009

EMILIO BUTRAGEONO

ALP ÖZGEN- İstanbul'a, ülkemize ve yayınımıza hoşgeldin. Sizin gibi bir futbol efsanesini Cnn TÜRK'te ağırlamak büyük bir onur. Size birçok sorum var ama öncelikle şunu merak ediyorum. İstanbul'a geldiğinizde neler hissettiniz? Türkiye ile ilgili genel görüşleriniz nelerdir? Ve tabii ki Türk futboluyla ilgili yorumlarınızı da almak istiyorum...
BUTRAGEONO- Bu benim buraya ilk gelişim. Bu şehir çok büyüleyici. Bana göre dünyanın en çekici şehirlerinden biri... Buraya geldiğimde kendimi evimde gibi hissettim. İnsanlara nasıl davranacağınızı çok iyi biliyorsunuz. Türk futboluna gelince, Dünya Kupası Finalleri elemelerinde aynı gruptayız.
ALP- Evet, İspanya maçlarının ardından grupta sıkıntı yaşıyoruz.
BUTRAGEONO- Bence biz çok şanslıydık, Türkiye her iki maçta da çok iyi oynadı. Fakat biz ofansif olarak çok efektiftik. Siz de çok yetenekli oyunculara sahipsiniz. Ve tabii ki herşeye rağmen sizin de gruptan çıkma şansınız var. İşiniz kolay değil ama yine de bu gruptan çıkabilirsiniz... ,. ALP: Şu an Bosna Hersek bizim üstümüzde. Sizin bir maçınız var. İspanya, Bosna Hersek ile karşılaşacak. Fakat zaten İspanya gruptan çıkacaktır. Del Bosque bazı önemli oyuncularını bu maçta dinlendirecektir. Bu biraz tartışma yaratır mı?
BUTRAGEONO- . İspanyol oyuncular amaçlarına ulaşmak için çok dikkatlidirler. Her maç bizim için çok önemlidir ve İspanyol futbolcular milli forma altında hermnaça kazanmak için çıkarlar. Milli marşın okunduğu her maçı önemseriz. Ve tabii ki bu onurumuzu zedeleyecek bir tablo ortaya koymayız. O yüzden endişelenmeyin.
ALP: İspanya her zaman olduğu gibi kalbiyle oynayacak, bundan emin olabiliriz, öyle değil mi?
BUTRAGEONO- Kesinlikle, kesinlikle. Ülkeniz için oynadığınızda bu sizin için büyük bir onur oluyor. Ben kendi ülkem için birçok maçta oynadım ve Milli Marşınızı duyduğunuzda bu sizin için çok özel oluyor.
ALP- Türk futbolunda sizin takip ettiğiniz herhangi bir futbolcu var mı? Mesela favori Türk oyuncunuz kimdir? Türk Milli Takımı'ndan ya da Türkcell Süper Lig'den tanıdığınız oyuncu var mı?
BUTRAGEONO- Bence Milli Takım o ülkenin futbolunun yansımasıdır. Dün birisi bana en sevdiğim Türk futbolcusunu sormuştu. Ben Emre'yi çok seviyorum. Arda diğer oyunculardan ayrılıyor. Çok yetenekli kendisi. Fakat Emre'nin Kore'deki Dünya Kupası'nda performansı olağanüstüydü... O çok ilginç bir oyuncu...
ALP- Nihat Kahveci'yle ilgili bir soru sormak istiyorum size. O, Milli Takım'ın lider oyuncularından biridir. La Liga'da oynadı. Ne zaman bir maça çıksa bütün Türk taraftarlar televizyonlarının başına geçer. Hepimiz onun hem Real Sociaded'deki, hem de Villarreal'deki performansıyla gurur duyuyoruz. Bir sakatlık geçirdi ve bir daha eski performansını gösteremedi ama şimdi eski takımı Beşiktaş'a geri döndü. Eski bur futbolcu gözüyle onu ve LA Liga'dan sonra Beşiktaş'taki motivasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
BUTRAGEONO- Elbette onunla gurur duyuyorsunuz çünkü o dünyadaki en iyi Türk oyuncularından biri... Dizindeki sakatlık nedeniyle çok şanssız bir döneme girdi. Fakat hem REal Sociedad hem de Villareal'de harika bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Böyle sakatlıklar her zaman yaşanabilir. Bu bir süreçtir. Bunu Ronaldo bile yaşamıştır. İspanya'da çok iyi bir profesyonel oyunculuk çıkardı. Onun gittiği her takımda önemli bir oyuncu olduğundan şüphem yok. Aynı durum Milli Takım için de geçerli. Aslında son Şampiyonlar Ligi'nde de görülmeye değer bir performans sergiledi. Bu tür oyuncular hem yerel, hem de uluslararası anlamda çok önemlidirler.
ALP- Size Türk futboluyla ilgili sorular sormaya devam edeceğim, fakat önce UEFA Kupası'nın yeni formatıyla ilgili görüşlerinizi almak istiyorum. Siz daha önce UEFA kupasını iki kez kaldırdınız şu an artık farklı bir lig oldu. Şampiyonlar Ligi çok fantastik iken UEFA Kupası daha geri planda kaldı. Şimdi Platini, bu ligin tekrar parlamasınu istiyor.
BUTRAGEONO- Evet, evet. Ben Avrupa kupalarında mücadele etmeye başladığım zaman bütün ülkeler ve bütün liglerden bir şampiyon çıkardı. UEFA Kupası, uff, çok sert bir organizasyondu. Fakat artık şimdi daha farklı. Şampiyonlar Ligi daha ön planda... Her ülkenin en iyi takımları birbirleriyle oynuyor. UEFA Kupası ise belki biraz daha gölgede kaldı. Onlar bu açığı kapatmak için en iyi yolları deniyorlar. Hep beraber neler olacağını göreceğiz. UEFA Kupası bence birçok kupadan daha önemli yine de... İspanya'daki Sevilla için birkaç yıl evvel bu lig çok önem arz ediyordu. Fransa'da da benzer durum var. Bazı kulüpler için çok önemli bir organizasyon...
ALP- Biraz da Real Madrid'den konuşalım. Geçen sezon rakiplerine büyük fark atan Barcelona'nın yılıydı. Takım inanılmaz başarılara imza attı. Bu da Real Madrid için büyük bir hayalkırıklığı oldu. O yüzden transfer piyasasında çok agresifsiniz. Oyuncularla ilgili başka planınız var mı bilmiyorum ama Cristiano Ronaldo, Kaka Leite, Karim Benzema transferleri gerçekten olağanüstü oldu. Eminim ki Real Madrid taraftarları sezonun başlaması için sabırsızdırlar. Fakat bazı eleştiriler de oldu. Rakibinizin başkanı La Porta eleştiride bulundu, Michelle Platini eleştiride bulundu, sırf yüksek fiyatlar yüzünden, biliyorsunuz. Genel olarak diyorlar ki bu rakamlar çılgınlık. Yeryüzündü hiçbir oyuncu 94 milyon euro etmez diyorlar. Siz de Real Madrid için çalışıyorsunuz. Siz de bir zamanlar futbolcuydunuz. Bütün bu yaşananlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Futbol nereye gidiyor?
BUTRAGEONO- Son 20 yılda futbol dünyası çok değişti. 8 yıl evvel Zidane ile sözleşme imzaladığında da benzer eleştiriler yapıldı. Ve daha sonra Zidane tarihin en büyük futbolcularından biri oldu. Kİmse geri dönüp eleştirelere bakmadı ve Zİdane'ın bonservisi bir daha tartışılmadı. Şu anda da aynı durumu yaşıyoruz. Biz fiyatına bakmadan en iyi oyunculardan birini aldık. Bana göre herşey kitabına uygun bir şekilde yapıldı. Bizim artık tek yapmamız gereken beklemek... Bu soruyu emin olarak cevaplamak için 2-3 yıl geçmesi gerekiyor. Çok başarılı olacağımızı umuyorum. Fakat futbolda sürprizler her zaman olabilir.Bizim tek yapmamız gereken mücadele etmek... Biz dünyadaki en iyi kulüp olmak istiyoruz. Birçok ligde kazanmak istiyoruz. Çünkü taraftarlarımız da bunu bekliyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Biz bütün taraftarlarımıza saygı duyuyoruz. Bu insanlar futbola bağlı insanlar... Biz sadece oyunumuza konsantre olmak istiyoruz. İşte bu kadar...
ALP- Anlıyorum. Real Madrid dünya çapında bir kulüp.. Tüm dünyada birçok taraftarı var. O yüzden hep kazanmalısınız, hep başarılı olmalısınız. Fakat genel politikanız hakkında eleştirilerde bulunanlar var. Bu sezon bir maç sonunda IKER Cassillas'ın "Gençleri yetiştirmeliyiz, Rahul ya da Cassias gibi ruhları bulmalıyız" dediğini hatırlıyorum. Alt yapıdan futbolcu gelmemesini nasıl değelendiriyorsunuz?
BUTRAGEONO- Ben de alt yapıdan yetiştim. Dolayısıyla ben de endişeleniyorum. Fakat ben "biz"im ne aradığımıza bakıyorum. Gelecek yıllarda hedeflerimizin ne olduğunu biliyorum. Fakat akademimizde yeni oyuncular yetiştireceğiz.
ALP- Peki futbolcuların çocuk yaşta profesyonelleştirilmesi hakkında neler düşünüyorsunuz? Barcelona, Arsenal, Manchester United gibi büyük kulüpler bunu çok yapıyor. Başka ülkelere gidiyorsunuz. Mesela Brezilya'ya, Arjantin'e, Peru'ya gidip 11 yaşında bir futbolcu buluyorsunuz. İspanya'ya, Londra'ya götürüyorsunuz onu.
BUTRAGEONO- Biz henüz bunu yapmadık. Biz futbol, dünya endüstrisini düşünüyoruz. Bu doğru. Mesela Messi 15 yaşındayken Barcelona ile sözleşme imzalamıştı. Bunlar olağan şeyler... Eğer aile ve çocuk bunu uygun görüyorlarsa neden olmasın? Siz ona yeteneklerini geliştirme şansı veriyorsunuz. Herşey çok açık olursa bence uygundur.
ALP- Ve şimdi Türkiye ilie ilgili sorularla devam edelim. Öncelikle, Galatasaray, bu sezon Franck Rijkaard ile sözleşme imzaladı. Barcelona'da çok başarılı olmuştu zamanında. Ve şimdi sistemini Galatasaray için kullanıyor. Sizce şansı nedir? Çünkü biz çok sabırsız bir toplumuz. Medyamızı, biraz İtalyan, biraz İspanyol medyasına benzetebiliriz. Rİjkard ligin ilk üç haftasında başarısız olsa bile başı dertte demektir.
BUTRAGEONO- Sanıyorum bu uluslararası bir sorun. :) İspanya'da da benzer sorunları yaşıyoruz. Rijkaard benim için muhteşem bir hocadır. Şampiyonlar Ligi'nde oynadı. Ve takımını çok güzel oynatır. Ve bence sadece Galatasaray için değil, genel olarak Türk futbolu için çok önemli bir kazançtır. Ama tabii ki takımı için çok çalışması lazım. Oyunculara doğru mesaj vermesi gerekir. Galatasaray'lı taraftarlara tavsiyem onun çalışmasına izin vermeleri, ona zaman tanımalarıdır. Onun çok başarılı olacağından eminim. Çünkü çalışmak için iyi bir kulübe geldi.
ALP- O Barcelona'da hocalık kariyerine başladığında ilk maçları iyi değildi ama sonra çok başarılı oldu.
BUTRAGEONO- Sadece ilk maçlar değil, sezonun ilk yarısı inanılmaz kötü bir Barcelona vardı. Yönetim çok sakin davrandı ve onu kovmadılar. Onu anladılar ve daha sonra daha sonra olayı çözdüler ve başarılı oldular. ALP- Geçen sezon Luis Aragones burdaydı. Avrupa Şampiyonası'nda çok başarılı oldu ve onu her zaman takdir ettik ama Fenerbahçe'de aşı bir türlü tutmadı. Çünkü İspanya Milli Takımı'nda sisteminiz için sizin Andreas İniesta'nız, Xavi'niz, Fernando Torress'iniz var. Aynı sıkıntıyı Frank Rijkaard da yaşayabilir. Galatasaray için kendine ait bir düşünce yapısı var. Fakat oyuncuların kalitesi Barcenola'dakilerkle eşit değil.

BUTRAGEONO- Tabii ki belli bir kalite düzeyinin yakalanması lazım. . Onun kendi felsefesine uygun oyuncuları da getirmesi lazım. Fakat Rijkaard çok deneyimli bir hoca... Bunu yapması için yeteri kadar bilgisi var. O yüzden sadece onun çalışmasına izin verin ve ona sabır gösterin.
ALP- Galatasaray'ın yeni kalecisi Leo Franco oldu. Ligde onu defalarca izlediniz. Onunla ilgili ne düşünüyorsunuz. Çünkü biz onu 2000 yılındaki Mallorca - Galatasaray maçındaki kötü performansından hatırlıyoruz ama tabii üzerinden yıllar geçti......
BUTRAGUEONO- O Atletico Madrid'e gitti. Daha sonra çok deneyimi oldu. Onun çok iyi bir takım arkadaşı olduğunu soyunma odasındaki arkadaşlarından bilyoruz. Bence yardımı çok dokunacaktır. Atletico Madrid'de çok iyi bir performans sergiledi. Bence taraftarlar onun gelmesinden dolayı çok mutlu olmalılar.
- Luis Aragones ve Daniel Güiza'ya geri dönelim. Geçen sezon Fenerbahçe'de pek başarılı olamadılar. Onlardan çok şey bekleniyordu çünkü Aragones buraya Avrupa şampiyonu olarak geldi. Daniel Güiza da dünyanın en önemli liglerinden biri olan La Liga'nın önde gelen golcüsüydü. Çok başarılı olamadı. Sadece 11 gol attı. Biliyoruz ki Türkiye'ye bir daha geri dönmek istemiyor. İspanya'da kalmak istiyor. Onların performanslarını nasıl buluyorsunuz? Güiza'yı gelecekte nerede görüyorsunuz?
- The Guardian gibi onun geleceğini bilemem. Geleceği için çalışması lazım. Fakat İspanya'da performansı çok yüksekti, çok pozitifti. Daha kariyerine yeni başladığı yıllarda bile Milli Takım'da oynamıştı. Çünkü bizde B. Torres (???) var. Fakat o herşeyi anlıyordu. Yedek kulübesinden buralara geldi. Çok gol attı. Çok önemli bir oyuncuydu. Ben de o pozisyonda çok oynadım. Çok ilginçti. Onu severim. Ben her golcüyü severim. Burda neler olduğunu bilmiyorum. Benim de böyle problemlerim olmuştu. Meksika'ya taşınmıştım. İlk dört ayımı görmeliydiniz. - Sosyal, kültürel problemler mi olmuştu?- Evet... Ailenizden ayrılıyorsunuz. Yeni takım arkadaşlarınız oluyor. Yeni kültür, yeni bir ülke... Bazen buna alışmanız için zaman geçmesi gerekiyor. Belki de burdaki takımında da böyle oldu. Çünkü o çok iyi bir oyuncu...
- Belki Fenerbahçe'ye geri döndüğünde...
- Eminim ki ikinci sene her zaman daha iyi olacaktır.
- Ya Roberto Carlos?
- Roberto Carlos bir kahramandır. Buna herkes katılmalıdır. Bana göre o kulübümüzün tarihinde en iyi sol defans oyuncusudur. Bizim kulübümüz için yaptıkları için ona çok minnettarız. O gerçek bir kahraman...
- Biliyorsunuz ki Roberto Carlos hala Fenerbahçe'de oynuyor. Onun herhangi bir maçını izlediniz mi? Mesela Şampiyonlar Ligi'nde... Çünkü o hala çok hızlı.
- O hala çok iyi. Beş yaşından beri hala aynı şeyleri yapıyor. Fakat o İspanya'dayken bir devdi. Yaşayan bir efsaneydi. Onunla mutlu olacağınızı sanıyorum.
- Sizce Türk futbolundakiler spor ekonomisimi yükseltmek için, en büyük liglerden biri olmak için neler yapmalı? Spor camiasını, sporcuları, federasyonları, kulüpleri, tüm Spor medyasını kastediyorum. Çünkü siz İspanya'da çok başarılısınız.
- Bizim İspanya'da belirli bir bakış açımız vardır. 1982 yılında Barcelona'da Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yaptık. Herkesi kapsayan bu bakış açımız işe yaradı. Hükümet, federasyonlar, ligler, takımlar, herkes mükemmel şeyler yapmak için çok çalıştı. O yıldan beri çok iyi gittik. Hükümet büyük yatırım yaptı. Bence bizim ligimiz çok mücadeleci bir lig. Premiyer Lig'le beraber dünyadaki en iyi 2 ligden biri... Tek yaptığımız şey bir olup çalışmak... Bu çok uzun bir süreç oldu. Sabırlı olmalısınız. Gelecek için doğru standartı yakalamanız gerek.
- Ve son soruma geçiyorum. Türkiye'deki genç oyunculara neler tavsiye edersiniz? Türkiye'de genel bir görüş vardır. Belki bu Dünya'da da geçerli. Eğitim ve spor hayatlarında beraber uzun süre bir olamaz. Ebevenyler de "Oğlum ya da kızım, bunlardan bir tanesini seçmelisin. Eğitim mi yoksa spor mu?" derler. Siz ise bunların her ikisinin de bir arada gerçekleşeceğinin en somut örneğisiniz.
- Bana göre bilginin paylaşılması zordur. Fakat bunu yapmalılar. Bence spor harika birşeydir. Eğer spora yeteneğiniz varsa bunu yapmalısınız. Herhangi birşey için sabırlı olmak çok zordur çünkü.. Aynı anda hem eğitiminizi, hem geleceği düşünmelisiniz. Eğer birisi çok büyük bir yıldız olursa geleceğin jenerasyonu için bir örnek teşkil eder. Fakat üniversiteye gitmek, diploma almak çok önemli. Her gün daha iyiye gitmelisiniz. Her insan bununla yüzleşmelidir.
- Röportajımızı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim Bay Butrageono. Bu benim için çok büyük bir onur oldu. Tekrar sağolun.
- O zevk bana ait. Asıl ben teşekkür ederim.

Friday, May 1, 2009

En uzun top sektirme rekoru

Dan Magness, Londra'daki Covent Garden'da yaptığı gösteride resmi olarak futbolda en uzun süre top sektirme rekoru kırdı.
Büyük bir kalabalık 25 yaşındaki İngilizin bulunduğu özel olarak hazırlanan küpün etrafında toplanarak bu rekor denemesini izledi. Son olarak 2003 yılında Brezilyalı Martinho Eduardo Orige'ın gerçekleştirdiği ve Guinness'in koyduğu kurallara göre topun sürekli hareket halinde olması ve yere, kola, ellere değmemesi gereken top kontrolü rekorunu Magness 19 saat ve 30 dakika ile kırdığında saati gören seyirci tezahürat yaparak alkışladı. Fakat 24 saati kafasına koyan Magness futbol topunu havada tutmaya devam etti ve insanlar "Bu gösteri bittiğinde Dan Magness topu çeyrek milyon kere sektirmiş olacak" şeklinde yorum yaptı.
Magness bu rekoru kırabilmek için 6 hafta Olimpiyata hazırlanır gibi antrenman yapmış ve bu hazırlığı sırasında 20 kilo vermişti.

Wednesday, April 15, 2009

Porto - Manchester United

Porto’nun ilk ayakta 2-2’lik beraberliği yeterli olmasa da tarih Manchester United’ın Portekiz’i ziyaret ettiklerinde UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde kolay bir maç çıkartamayacaklarını söylüyor.
Konuk takım Porto deplasmanlarında şu ana kadar kazanamadı. Portekiz şampiyonları İngilizlerle kendi evlerinde oynadıkları 11 maçta şu ana kadar kaybetmediler. Bu maçların altı tanesi Estadio do Drago’da oynandı.
Porto bu alışkanlığını değiştirmek istemiyor. Taraftarları da takımlarının 2003/04 sezonunun ilk nakavt turunda kazandığı United zaferinin tekrarlanmasını görmek istiyor.
Jesualdo Ferreria’nın adamları United karşısında bir unutulmaz gece daha yaşarlarsa bundan keyif alacaklar. Cristian Rodriquez’in ilk ayakta 40. dakikadaki şutu onlara Old Trafford’da beklenmeyen bir liderlik vermişti. Her ne kadar Wayne Rooney, Bruno Alves’in hatasını kullansa da Porto iyi performansını göstermeye devam etmişti. Carlos Tevez, United’ı son beş dakika kala öne geçirmişti ama hala vakit vardı ve Edwin Van der Sar’ın 89. dakikadaki golü 2-2’lik beraberliği getirmişti.
Porto UEFA’daki 8 beraberliğinin bir tanesi hariç hepsini lehine çevirmeyi başardı. Buna bu sezonki Atletico de Madrid de dahil… Kendi sahalarındaki beraberlik sonrası yenilgileri de 1990/91 Avrupa Şampiyonası Kulüler Kupası’nın çeyrek finallerinde Bayern Münih’in ellerinden oldu. Alman takım, Münih’teki 1-1’lik beraberlikten sonra Portekiz’de 2-0 kazanmıştı.
United ise, Şampiyonlar Ligi’ndeki son dört nakavt beraberliğinin dördünü de lehine çeviremedi.
Old Trafford takımı, Estadio do Dragao’yu ziyaret eden ilk İngiliz takım olmuştu. Bu, 2003/04 sezonunda gerçekleşti. Porto geriden gelerek United’ı 2-1 yenmişti. Goller Benni McCarthy ve Quinton Fortune’dan gelmişti.

Porto’daki ilk ayaktaki takımlar şu şekildeydi:
Porto: Vitor Baia, Paulo Ferreira, Jorge Costa, Ricardo Carvalho, Nuno Valente, Maniche, Pedro Mendes, Dmitri Alenichev (Edgaras Jankauskas 63), Deco, Carlos Alberto (Ricardo Fernandes 75), Beni McCarthy (Bruno Moraes 83)
Man Utd: Tim Howard, Phil Neville (John O’Shea 70), Gary Neville, Wes Brown, Quinton Fortune, Roy Keane, Nicky Butt, Paul Scholes, Louis Saha (Cristiano Ronaldo 76), Ryan Giggs, Ruud van Nistelrooy
Portekiz takımı United’ı aynı zamanda 1977/78 UEFA Kupası’nda da 6-5 yenmişti.
United, 1996/97 UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finallerinde yine Porto’yla karşılaştı. Golsüz bir beraberlikten önce oynanan bu maçta ilk yarı 4-0 bitmişti. Ryan Giggs, Old Trafford’da takımının üçüncü golünü atmıştı ve diğer katkı sağlayan isimler Gary Neville’le Paul Scholes’di.
Porto, İngiliz takımlarını toplamda 5 kez yendi, 8 kez berabere kaldı ve 10 kez yenildi.
Kendi sahalarında ise 5 kez zafer yaşadılar, 6 kez berabere kaldılar, 0 kez yenildiler.
Ferreira’nın takımı son İngiliz ziyaretçileri karşısında 2-0 kazanmıştı. Estadio do Dragao’yu Aralık’ta ziyaret eden Arsenal FC bu maçta yenilmişti ve Porto bu sayede gruplarında ilk sıraya yerleşmişti.
United’ın Portekiz’e son turu Eylül 2007’de oldu. Bu yolculuk Sporting Clube karşısında 1-0’lık zaferle sona erdi. Golü atan isim Cristiano Ronaldo’ydu.
United’ın 1968 yılında Avrupa Kupası’nı ilk kaldırışı Portekiz takımı SL Benfica’yı finalde 4-1 yenmesiyle Wembley’de gerçekleşmişti.
United Portekiz takımlarıyla deplasmanda yaptığı maçlarda 4 kez kazandı, 1 kez berabere kaldı, 4 kez kaybetti. Toplamda ise 13 kez kazandı, 3 kez berabere kaldı, 4 kez kaybetti.
Porto’nun çeyrek final istatistiği: 5 maçta 2 galibiyet, 3 yenilgi…
Porto, Avrupa’da son sekiz takım arasında ilk olarak 1987 yılında kaldı, son kez ise 2004 yılında kaldılar.
United çeyrek finallere İtalyan şampiyonu Inter Milano’yu kendi evlerinde 2-0 yenerek, deplasmanda 0-0 berabere kalarak kaldı. Grup E’de 2 kez yendiler, 4 kez berabere kaldılar, 0 kez yenildiler. Bu mücadelede Bayern ve Liverpool, United ile beraber yenilgi yüzü görmeyen takım oldular.
United, Avrupa’da 15. kez çeyrek finallere kalıyor. Yaptıkları 14 maçta 10 kez kazandılar, 4 kez kaybettiler.
Alex’in adamları hem 2007’de, hem 2008’de AS Roma’yı yendiler. Eğer bu çeyrek finali de aşarsalar üç kez arka arkaya yarı finale çıkmış olacaklar. Bu da onlar için bir ilk olacak.
Porto bu sezon şimdiden yenilgi tattı. 3. maç gününde FC Dymamo Kyiv’e 1-0 yenilmişlerdi. Atletico’yla kaldıkları golsüz beraberliğin yanında kendi sahalarında Fenerbahçe’yi 3-1, Arsenal’i 2-0 yendiler.
United, 2008/09 sezonunda ilk deplasman maçlarını (Aalborg 3-0) kazandı. Fakat son üç maçlarında Celtic (1-1), Villarreal (0-0) ve Inter’le berabere kaldılar.
United orta saha oyuncusu Anderson 2005 ve 2007 yılları arasında iki sezon Porto forması giydi. United ikilisi Ronaldo ve Nani’nin Porto takımında Portekiz milli takımında beraber forma giydikleri takım arkadaşları bulunmakta: Bruno Alves ve Raul Meireles.
Uzun zamandır Porto taraftarı olan fanatikler Alex Ferguson’un takımıyla daha önce Avrupa’da önemli bir maç yaptıklarını hatırlayacaklardır. 1983/84 UEFA Kupası çeyrek finallerinde Porto, Scot’un Aberdeen FC takımını ve onun umutlarını durdurmuştu.
AC Milan’ın Mayıs 2007’de United karşısındaki yarı final başarısı bir İngiliz takımının Şampiyonlar Ligi’nin nakavt sahnesinde yabancı bir takıma karşı son yenilgisiydi.
Porto:
1-4 FC Schalke, 2007/08 UEFA Şampiyonlar Ligi ilk nakavt turu
8-7 CD Once Caldas, 2004 Avrupa/Güney Amerika Kupası Finali
3-5 UC Sampdoria, 1994/95 UEFA Kupası çeyrek finali
United:
4-5 Fehervar, 1984/85 UEFA Kupası çeyrek finalleri
3-4 Torpedo Moskva, 1992/93 UEFA Kupası ilk tur
6-5 Chelsea, 2007/08 UEFA Şampiyonlar Ligi finali

Kazanan takım Arsenal ya da Villarreal ile karşılaşacak ve yarı final 29 Nisan ve 5 Mayıs’ta oynanacak.

Wednesday, April 1, 2009

Mike Riley

MIKE RILEY: 17 Aralık 1964 doğumlu, FIFA kokartlı İngiliz profesyonel futbol hakemi. Mike Riley İngiltere Futbol Federasyonu'nun Batı Yorkshire bölgesi hakemlerindendir. 1989 yılında yardımcı hakem olarak göreve başlayan Mike Riley, 1994 yılında orta hakemlik görevine atanmıştır. 1999 yılında ise FIFA kokartı alarak uluslararası müsabakalarda da görev yapabilme hakkını elde etmiştir. Ayrıca Mike Riley İngiltere Premier Ligi'nde 1997 yılından buyana toplamda 378 karşılaşma yönetmiştir.
İngiliz hakemin kariyerinde bir FA Cup, bir Carling Cup, bir Honk Kong FA Cup finalleriyle iki de Euro 2004 müsabakaları bulunur.
2002 yılındaki Arsenal – Chelsea arasında oynanan FA Cup finalinde 5 oyuncuya (Henry, Vieira, Gudjohnsen, Le Saux, Terry) sarı kart göstermiştir ve yıllar sonra bu maç için kariyerinin doruk noktası yorumunu yapmıştır. Diğer önemli maçları Bolton – Middlesbrough (Carling Kupası finali; sarı kart gören oyuncular: Campo, Charlton, Frandsen, Boateng, Ricketts), Euro 2004’teki iki maç (İsveç-Bulgaristan, Letonya-Almanya; her iki maçta da 5 oyuncu sarı kart görmüştür), Lig Şampiyonası playoff finali 2005 (West Ham – Preston; Mullins, Walker, Hill ve Mawene sarı kart görmüştür) ve Hong Kong FA Cup 2007 finalidir (Güney Çin ve Happy Valley maçı; Lee Chi Ho ve De Souza sarı kart gören oyuncular).

Riley 2004 yılındaki Arsenal – Manchester United maçında yaptığı hatalarla çok konuşuldu. Bunlardan en önemlisi Wayne Rooney ve Sol Campbell arasında geçen pozisyondan sonra verdiği tartışmalı penaltı kararıydı. Birçok kritere göre bu pozisyonda temas ya hiç yoktu ya da çok az vardı. Daily Mail gazetesi bu olaydan sonra onu manşete taşıdı. Eski Bolton Wanderers menajeri Sam Allardyce 14 Ocak 2006 günü Blackburn Rovers maçından sonra Mike Riley’in iyi bir hakem olmadığını, isyanlara neden olduğunu, her iki takımın da onu istemediğini söyledi fakat £2000 cezaya çarptırıldı. 30 Mart 2006’da UEFA Kupası 2005-06 çeyrek finallerinde Levski – Schalke maçında bir Levski oyuncusunu göndermesiyle büyük tartışmalara sebep oldu. Halbuki ikinci sarı kart gören Cedric Bardon rakip takımın oyuncusuyla temasa girmemişti. Maçtan sonra Levski başkanı Todor Batkov, Riley’e “İngiliz homoseksüel” lakabını taktı. 30 Nisan 2007 maçında Reading-Newcastle maçında ev sahibinin maskotunu sahaya çok yakın durduğu için dışarı attı. Halbuki animatörün videolar izlendikten sonra herhangi bir suçu olmadığı görüldü. Riley’in faaliyetleri Euro 2008 elemelerinde de devam etti. 12 Eylül 2007’deki Arnavutluk – Hollanda maçının son dakikalarında Hollandalı defans oyuncusu Mario Melchiot’un kendi kalesine attığı golü saymadı. Üstelik serbest vuruşu Hollanda’ya verdi ve Arnavutluk Futbol Federasyonu UEFA’ya konuyla ilgili rapor yolladı. Şubat 2009’da Chelsea – Liverpool maçında Xabi Alonso’yla olan bir pozisyon sonrası Riley, topu kurallara uygun bir biçimde ayağına aldığı halde Frank Lampard’ı kırmızı kart göstererek oyundan çıkardı. Maçı Liverpool 2-0 kazandı. Aynı maçta Steven Gerrard 2 kez kırmızı kartlık hareket yaptığı halde Riley bunları görmezden geldi. Mike Riley benzer hataları yönettiği tüm Hull City maçlarında gösterdi.

Friday, March 20, 2009

Magazin

GERRARD FEATURE




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




1.35
Map to Liverpool

Şu an her erkeğin rüyalarında yaşayan Steven Gerrard’ın olduğu Liverpool’dayız.




1.42
Goals from 4-0 v Real Madrid

Liverooık, Anfield’da unutulmayan Avrupa geceleri yaşadı ve güçlü Real Madrid’I 4-0 ile yıkmaları oyuncuların arasında epey muhabbet konusu oldu.




1.52
STEVEN GERRARD (ENGLISH)

ÇOK ÖZEL BİR PERFORMANSTI, SONUÇTAN ÇOK MEMNUNDUK. REAL GİBİ ÖZEL BİR TAKIM KARŞISINDA YETERLİ GELMİŞTİK. O YÜZDEN ANFIELD’DA GERÇEKTEN İYİ BİR AKŞAM OLDU.




2.05
Gerrard goals alternate angles

Liverpool’un tılsımı için, bu kırmızılar içinde 100. Avrupa sahnesine çıkışıydı. Sadece gollerle ilgili değildi.




2.13
STEVEN GERRARD (ENGLISH)

Fade to black


bu kişisel olarak benim için çok özel bir geceydi. birçok kişi maçtan önce beni arayıp bunu hatırlatıyordu. bu dönüm noktasına ulaştığım için çok mutluyum ve bunu elde ettiğim için çok gururluyum.




2.27
Young Gerrard ball juggling Set up shots from interview

O, ilk kez takımıyla beraber 10 yıl evvel sahaya çıkmıştı. Fakat Liverpool tutkusu çok eskilere dayanıyor.




2.32
STEVEN GERRARD (ENGLISH)

kulübümü futbol izlemeye başladığımdan beri destekliyorum. futbolu lıverpool sayesinde sevmeye başladım. ailemin büyük bir çoğunluğu lıverpool taraftarı. birçok arkadaşım ve ben hala bu şehirde yaşıyoruz. o yüzden kazanıp güzel sonuçlar ve kupalar aldığımızda bunun bir parçası olmaktan dolayı büyük keyif alıyorum. takımın benim için herşey demek…




2.53
Fans singing “You’ll never walk alone”

Gerrard daha oyuncu bile olmadan evvel Liverpool’un sadık bir taraftarıydı.




3.00




STEVEN GERRARD (ENGLISH)

Casillas in front of fans
Fade to black

takımı izlemek için 4 ya da 5 pound öderdim. atmosfer benim için çok özeldi, hala da öyledir. orda durduğumda insanların hislerini belki de bu yüzden anlıyorum. çok fantastik taraftarlarımız var. avrupa gecelerinde boy gösteriyorlar. bayrakları getirip büyük gürültü koparıyorlar. karşı taraf için herşey çok daha zor oluyor.




3.31
This season’s goals from Gerrard

Gerrard Liverpool’un Avrupa’daki performanslarında hep ön tarafta yer aldı. Birçok kişi onun dünyanın en iyi orta saha oyuncusu olduğunu düşünüyor.




3.39
STEVEN GERRARD (ENGLISH)

Gerrard action

bu gerçekten benim gururumu okşuyor. insanların oyunumla ve performansımla ilgili güzel şeyler söylediklerini duyunca bu beni gülümsetiyor. dünyadaki en iyi orta saha oyuncusu olduğum görüşüne katılmıyorum, gerçekten çok iyi orta saha oyuncuları var. fakat bu oyuncularla beraber tek nefeste söylenmek çok güzel birşey…




3.58
STEVEN GERRARD (ENGLISH)

Shots of Iniesta, Messi, Xavi and Ronaldo

takdir ettiğim o oyuncular hala barcelona için oynamaktalar. ınıesta ve messi gibi… bu oyuncular onları izlediğim zaman beni gerçekten heyecanlandırıyorlar. diğer futbolculardan farklı bir seviyedeler. ve tabii ki manchester unıted’da oynayan crıstıano ronaldo da çok iyi bir oyuncu. bu yüzden onun rakibi olarak gösterilmek beni yaralıyor.




4.21
Torres goal

Gerrard kendi takım arkadaşlarını da takdir ediyor. Örneğin Fernando Torres ona gore dünyanın en çok korkulan golcülerinden birisi…










4.29













STEVEN GERRARD (ENGLISH)

Torres shots







bence biz fernando gibi bir oyuncuya sahip olduğumuz için çok şanslıyız. bana göre futbol takımımız için harika bir imza olmuştu. çok genç ama şimdiden o dünyadaki en iyi oyunculardan biri olarak gösteriliyor. onu ispanya için oynadığı yazda turnuvada görmeliydiniz. avrupa ve dünyanın en iyilerinden biri olduğunu kanıtlıyordu. bu sezon da çok harika goller atıyor. o yüzden ona sahip olduğumuz için çok şanslıyız.




4.55
Gerrard steadycam

Şimdi Liverpool’la beraber çeyrek finale çıkmış olan üç premiyer ligi takımı daha var. Bu yüzden hala bir İngiliz finali ihtimali bulunmakta.




5.02
STEVEN GERRARD (ENGLISH)

bence bir başka ingiliz takımıyla berabere kalmamız çok olası. umarım bu durumdan kurtuluruz ve inşallah yabancı bir takımla eşleşiriz. fakat biz kimseden korkmuyoruz. kimlerle karşı karşıya kalırsak kalalım kendimize güvenimiz tam… bunu son 3-4 yıldır kanıtladık. avrupa’daki herhangi bir takımı yenme kapatizesine sahibiz. o yüzden eşleşmelerin neler getireceğini bekleyip göreceğiz. hepimiz bunu görmek için sabırsızlanıyoruz ve heyecanlanıyoruz.




5.22
Rome 2007
Liverpool winning CL in 70’s and 80’s

Roma’daki final sahnesiyle beraber Liverpool bu kupayı yetmişlerde ve seksenlerde burada iki kez kazandığını hatırladı. Bu başarıyı tekrarlayabilecekler mi?




5.31
STEVEN GERRARD (ENGLISH)

BU TAKIMIMIZIN TARİHİDİR VE BUGÜNKÜ OYUNCULAR BU TARİHE KATKI YAPMALILAR. ANA FİKİR BUDUR. ROMA’YA GİDECEK TAKIM OLMAK İSTİYORUZ. BUNU TEKRAR BAŞARMAK İSTİYORUZ. O SİHİRLİ GECELERİ HATIRLIYORUZ. BUNU TEKRAR YAPARSAK GERÇEKTEN ÇOK ÖZEL OLACAK.




5.45
STEVEN GERRARD (ENGLISH)



SANIYORUM 2005 yılında kupayı kaldırırkenki reaksiyonumu görmüşsünüzdür. bu kupanın benim, takım arkadaşlarım ve lıverpool taraftarları için ne anlama geldiğini buradan anlayabilirsiniz. bu futbol yaşamım boyunca yaşadığım en iyi geceydi. gidebildiğim en uç noktaydı. o yüzden maçlara gidip bunu tekrar yapmayı istiyorum. bu duyguyu ve deneyimi tekrar yaşamak istiyorum.




6.05


End
QUARTER FINALISTS’ MUSIC PIECE




TIME
PICTURE:SOUND

COMMENTARY




6.06
Map to Nyon

Nyon’a hem eşleşmeler, hem çeyrek finaller, hem yarı finaller için gidiyoruz fakat öncelikle son 8 takımın nasıl buralara geldiğini kendimize hatırlatalım.




6.13
LIVERPOOL GRAPHIC

NO SCRIPT




6.16
The Kop sign
Gerrard, Torres, Benitez close up
Riera goal and celeb
Gerrard goal
Torres goal
Liverpool scarfs
Scoreboard

Liverpool, Atletico Madrid’le grup sahnesinde adeta bir at yarışındaydı. Bir sonraki turda Real Madrid’e yenilmeleri kaçınılmaz oldu ve onları hakiki rakip olarak ilan ettiler. Çünkü altıncı Avrupa kupalarını kovalıyorlardı.





6.31
STEVEN GERRARD
(ENGLISH)

BENİM İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY MAÇI KAZANMAK VE SON 8’DEKİ YERİMİZİ AYIRTMAKTI. GERÇEKTEN TAKIMIMIZ FANTASTİK BİR PERFORMANSA İMZA ATTI.




6.39
BARCELONA GRAPHIC

NO SCRIPT




6.42
Guardiola close up
Bojan Krkic goal and celeb
Conceed Juninho goal
Henry goal and celeb
Messi goal and celeb
Eto goal and celeb

Barcelona sert bir golle gruptan çıkmıştı. Lyon’da Fransız şampiyonlara karşı 1-1’lik beraberlik Nou Camp’ında ufak bir cesarete sahip olduklarını gösteriyordu. Fakat hiçbir zaman her şeyi bilemezsiniz. Barca ilk yarıda 4-1 öne geçmişti ve maç 6-3 sonlanmıştı.




7.02
JOSEP GUARDIOLA
(ENGLISH)

ÇEYREK FİNALLERDE OLDUĞUMUZ İÇİN MUTLUYUZ VE AVRUPA’DAKİ EN İYİ SEKİZ TAKIMDAN BİRİ OLDUK. BU BİZİM İÇİN İYİ HABER…




7.08
CHELSEA GRAPHIC

NO SCRIPT








7.11




Chelsea feet
Chelsea flag
Crunch tackles
Iaquinta goal and celeb Drogba goal
Scolari shots
Hiddink close up
Drogba goal and celeb





Chelsea hiç durmadan kampa girmişti ve Cluj karşısındaki maçı alıp gruptan çıkmayı garantiye almak için beklemeleri gerekiyordu. Filipe Scolari ile yollarını ayırmışlardı ve Juventus’la karşılaşan Guus Hiddink’le sözleşme imzalamışlardı. Maviler, Turin’deki 2-2 beraberlikten sonra deplasman gollerinin kuralını yazmışlardı.




7.29
DIDIER DROGBA
(ENGLISH)

BU, TAKIM İÇİN İYİ… BU BERABERLİK BİZİM İÇİN BİR ZAFER GİBİ… ORAYA GİDİP GRUPTAN ÇIKMAK İSTİYORDUK VE ÖYLE YAPTIK.




7.38
VILLARREAL GRAPHIC

NO SCRIPT




7.41
Villarreal goal and celeb
Crunch tackles x 2
Llorente goal and celeb
Team hugs

Villarreal, Şampiyonlar Ligi’nde kendi sahalarındaki yenilmezlik rekorunu sürdürdü. Manchester United’dan sonra ikinci geldi. Panathinaikos tarafından durdurulmalarına rağmen Atina’daki harika bir zaferle çeyrek finalde yerlerini aldılar.




7.55
BAYERN MUNICH GRAPHIC

NO SCRIPT




7.58

Klinsmann close up
Ribery goal and celeb
Podolski goal and celeb
Luca Toni goal
B.Munich goal and celeb
Klinsmann celeb

Bayern grupta mükemmel bir performans sergileyerek güçlerini ortaya koydu. Nakavt sahnesinde durdurulamaz oldular. Bahtsız Sporting’le çarpıştılar. Bu süreçte çeşitli rekorlar kırdılar ve sadece Avrupa çerçevesinde düşündüler.





8.13
MAN UNITED GRAPHIC

NO SCRIPT




8.16
Rooney goal and celeb
Teams out Inter v Man Utd
Giggs and Ronaldo pre match
Vidic goal and celeb
Ronaldo goal and celeb
Mourinho and Fergie handshake

Avrupa şampiyonları grup sahnesindeki yollarını kolay elde etmediler. Sonra eski bir düşmanla; Jose Mourinho ve Inter takımıyla yüzleştiler. United, İtalya’da berabere kaldı ve Old Trafford’da Mourinho’nun adamlarına ne kadar güçlü olduklarını kanıtladılar.





8.30
PORTO GRAPHIC

NO SCRIPT




8.33


Porto coach
Alvez goal, Porto fans and celeb
Lisandro goals x 2 and celeb

Porto harika bir performans gösterdi ve gruplarında birinci oldu. Porto had an excellent qualifying campaign, and topped their group. Atletico’ya karşı Vincente Calderon’da iki can alıcı gol kendi evlerinde golsüz beraberliğin herşey için yeteceği anlamına geliyordu.




8.45
ARSENAL GRAPHIC

NO SCRIPT




8.48







Fabregas mid shot
Adebayor goal and celeb against Porto
Van Persie goal and celeb
Juan goal and celeb
Diaby winning pen
Roma missed pen
Arsenal team celeb

Arsenal istikrarsız bir yol izledi. Grup sahnesinde Porto’dan sonra ikinci bitirdi. Roma’da 1-0’lık bir zafer yaşadılar ama Juan’ın golü çok işlerine yaradı. 120 dakikada kazanan olmadı ve Arsenal çeyrek finale biletini penaltılarla aldı. Böylece bu mücadeledeki son İtalyan takımı da yenen takım oldular.




9.06


End

Thursday, March 5, 2009

Hakem Sistemi Değişikliği

Profesyonel bir futbol liginde bir sonraki sezon asistan hakemler kullanılabilecek.
Uluslararası Futbol Birliği’ni hangi ligin idare edeceği kararlaştırılmadı, fakat İtalya ve Fransa, bu yargılama için gönüllü oldular. Kuzey Amerika Major Ligi de kalabalık seyircisiyle ve televizyonuyla bu yarışa ortak oldu.
İtalyan Futbol Federasyonu Antonello Valentini, Cumartesi günü yaptığı açıklamada “Biz iki ek hakem kullanmak için hazırız. FIFA ne diyorsa denemeye hazırız. Büyük ihtimalle bubu 2009-10 İtalya Kupası’nda deneyeceğiz. Ayrıca biz zaten UEFA 19 yaş altı Avrupa Şampiyonası’nda üç İtalyan hakemle penaltı bölgesi hakemini denemiştik” şeklinde konuştu.
UEFA başkanı Michel Platini, Polonya ve Ukrayna’da 2012 Avrupa Şampiyonaso’nda IFAB’nin kural değişikliklerini uygulayacağını söyledi. Eğer bu gerçekleşirse extra adam gücüne yetki vermeyi planlayan IFAB Mart 2011’deki toplantıda değişikliklei kabul etmek durumunda kalacak.
Platini sözlerine “Ben hala video hakemine karşıyım. Eğer ek bir hakeminiz varsa zaten top gol olursa görecektir. Bir başka sisteme ihtiyacınız yok. 2012’de herşey mantıklı olacaktır. Bu herşeyin doğru olmasını sağlayacak” şeklinde devam etti.
Geçen sene Slovenya, Macaristan ve Kıbrıs’taki 19 yaş altı Avrupa Şampiyonası’nda bu sistem bir nebze olsun denendi.
IFAB, 1966 Dünya Kupası finalindeli İngiliz forvet Geoff Hurst’ün attığı gibi tartışmalı gollere bir son vermek istiyor. Çizgi hakemine danışılmayan golün atıldığı maçta İngiltere karşılaşmayı 4-2 kazanmıştı.
IFAB yeni kuralları değerlendirirken FIFA ve İngiltere’deki dört birlik, geçen sene bu yöntemlerin pahalı ve karmaşık olduğu söylenmesine rağmen teknolojik çözümlerin güncellenmesini kabul ettiler.
FIFA başkanı Sepp Blatter “Gol çizgisi teknolojisi çok güvenli. Cairos Teknoloji gibi bazı şirketler daha kolay ve kesin çözüm getiren yöntemleri yapmak için hazır olduklarını söylediler” dedi.
Adidas ve Cairos Teknoloji şirketleri beraber top çizgiyi geçtiğinde o anda sinyal veren bir mikroçip geliştirdiler.
Öte yandan FIFA’nın devre arasının 20 dakikaya çıkartılması teklifi gündemden düşürüldü.
Katılımcılar, önceliklerinin oyunun imajını korumak olduğunu işittiler. Düşünce ayrılığı ve küfürlü tezahüratların sona erdirilmesi için tavsiyeler verildi. Oyunculara sıfır tölerans politikası güden Dallas yaptığı açıklamada “Güçlü olmalıyız ve saygınlık kazanmalıyız. Ayrıca hem teknik direktörlere, hem de oyunculara saygı göstermeliyiz. Her iki yönden de işe yarıyor” şeklinde konuştu. Dallas aksi halde sarı kartların kendilerine gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Salı günü yeni hakemler Polideportivo Municipal de Benalmadena’da bir hazırlık sürecine girdiler. UEFA Hakem Paneli Öğretim Üyesi Profesör Werner Helsen tarafından hazırlanan antrenmanlara başladılar. Helsen’e FIFA öğretim üyeleri Steve Bennett ve Valentin Ivanov da eşlik ettiler. Bennet yaptığı açıklamada “Yerel Benalmadena’lılar düşünce ayrılıkları yaşanan gerçek maç durumları yaratıyorlar. Pozisyonlar ve hareketlerle ilgili düşünmek zorundalar. Düdük, uyarı tekniği, vücut dili, konsantrasyon ve farkında olmak çok önemlidir” şeklinde konuştu. Eski uluslar arası İsviçreli hakem Urs Meier katılımcılara maçın taktiksel akıcılığının öğrenmeleri gerektiğini tavsiye etti. Meier sözlerine “Birçok hakem aksiyona çok yakındır. Oyunculara futbol oynama alanı vermeliler. Esnek olmalısınız. Yanlara, arkaya, öne koşmalısınız. Eğer bir takım topu kaybederse durum değişir ve adapte olmanız gerekir. Iyi bir hakem bol bol futbol izlemelidir ve oyunu iyi analiz etmelidir. Kendi liglerinizde hangi takım tangi taktikle oynuyor bilmelisiniz.” Şeklinde devam etti.

Wednesday, February 25, 2009

Villarreal Panathinaikos maçıyla ilgili notlar

İlk nakavt turu ayağında Panathinaikos’u yenen Villarreal takımı böylece Şampiyonlar Ligi arenasında kendi sahalarında inanılmaz bir rekora imza attılar. İspanyol kulüp bu arenadaki yolculuklarına devam ettiler ve yarı finaller için her yolu denediler ve tedbirli görünüyorlar.
E grubunda Villarreal kendi sahalarında iki maç kazandılar. Dokuz puanla Manchester United’dan sonra ikinci sırayı aldılar. El Madrigal’de hiçbir Şampiyonlar Ligi maçını kaybetmeyerek gurur duyulacak bir rekora imza attılar. 2005/06 sezonunda kendi sahalarında 5 galibiyet, 5 beraberlik gördüler. Villarreal bu turda yalnızca bir maç kaybetti. Bu maç deplasmanda 2-0 yenildikleri Celtic maçıydı.
2005/06 sezonunun ilk nakavt turunda Rangers’la berabere kaldılar. Villarreal ve Panathinaikos daha önce hiçbir UEFA maçında karşı karşıya gelmediler ama İspanyol takım iki kez Yunan rakiplerle karşılaştı ve bu maçların ikisini de kazandı. 2004/05 UEFA Kupası’nda Egaleo FC’yi 4-0 yendiler ve Javi Venta’yla Santi Cazorla bu maçta skor yaptılar. O sezon çeyrek finale yükseldiler ama AZ Alkmaar’a 3-2 yenildiler.
2007/08 UEFA Kupası’nda Villarreal, AEK Athens deplasmanına gitti ve 2-1 kazandı. O sezon ilerlemeleri FC Zenit St. Petersburg sayesinde son buldu.
B grubunda başarılı bir grafik izleyen Panathinaikos son 7 yıldan beri ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde nakavt sahnesine çıktı.
Panathinaikos’un deplasmandaki bir maçında Anorthosis Famagusta’ya 3-1 yenildi. Bu maçın rövanşı Spiro Louis stadyumunda 1-0’lık bir zaferle sonuçlandı. Kendi sahalarında yaptıkları öbür maçlarda Inter’e 2-0 yenildiler, Bremen’le 2-2 berabere kaldılar.
Panathinaikos 1999 yılından beri İspanya’da yaptığı 9 UEFA maçının hepsini kaybetti. Bu periyod boyunca 5 gol attılar. İspanyollarla yaptıkları toplam 17 maçta üç kez kazandılar, beş kez berabere kaldılar ve 9 kez yenildiler.
Pascal Cygan Arsenal FC’de oynarken 2004/05 sezonunda Panathinaikos’a karşı başarısız oldu. Robert Pires de İngiliz kulüpte forma giymişti.

VILLARREAL

Gonzalo Rodriguez ve Santi Cazorla oynanan 6 maçta da forma giydi. Cezalı oyuncular Joan Capdevila, Guille Franco ve Ariel Ibagaza… Diego Lopez ve Cazorla bu sezon takımın oynadığı tüm 24 Liga maçında da oynadı. Kaleci Lopez her dakika görevindeydi. Rossi Malaga CF maçında attığı gol ile Juan Roman Riquelme’nin kulüp rekorunu yakaladı. Fabricio Fuentes 10 Ocak’taki Valencia maçında kulübün 500. Liga golüne imza attı. Llorente yazın takıma transfer olduğundan beri 7 gol attı. Şampiyonlar Ligi kadrosunda ise şöyle değişiklikler oldu. Joan Tomas kadroya alındı. Edmilson SE Palmeiras’a verildi, Jozy Altidore Xerez CD’ye kiralandı. İspanyol Don Balon futbol dergisi Senna’yı 2007/08 sezonunun en iyi oyuncusu seçti.

Sakatlar şöyle:
Javi Venta – sağ ayak bileği kirişi nedeniyle 6 Aralık – 18 Ocak arası forma giymedi
Giuseppe Rossi – sol ayak bileği burkulması nedeniyle 27 Ocak – 8 Şubat arası forma giymedi
Joan Capdevila – 13-21 Şubat arası sağ baldır burkulması nedeniyle forma giymedi ama Sporting Gijon maçına çıktı
Nihat Kahveci – 27 Eylül-29 Kasım arası sağ kalça yırtılması nedeniyle ve 9 Ocak-21 Şubat arası sağ dizi nedeniyle forma giyemedi
Gonzalo Rodriguez – sağ uyluk yırtılması nedeniyle 8 Şubat’tan beri yok
Angel Lopez – 15 Şubat’tan beri ağrıyan kalçası nedeniyle yok



PANATHINAIKOS

Gilberto Anorthosis maçında 50. kez Şampiyonlar Ligi’nde görev almış oldu ama Giannis Goumas UEFA maçlarında 75. kez forma giydi. 2 oyuncu 10 maçta birden forma giydi: Loukas Vintra, Dimitris Salpingidis… Vintra her dakika oynadı. Goumas’ın FC Dinamo Tbilisi maçı Avrupa’daki 70. maçıydı ama bu sayıyı 75’e çıkardı. Sadece üç Yunan oyuncu UEFA’da bu sayıyı geçebildi: Antonis Nikopolidis (89 maç), Predrag Djordjevic (83) ve Nikos Liberopoulos (76). Panathinaikos 115 faul yaparak bu sezon bir rekora imza attı. Simao, Goumas, Nikos Spiropoulos cezaları nedeniyle forma giyemeyecekler. Teknik direktör Henk ten Cate yaptığı açıklamada “Villarreal karşısında performansımız bizim için çok önemli. Tek negatif şey benim Karagounis ve Goumas’ı dinlendirmek istemem. Fakat bu maçın gidişatı bu lüksü engelleyecek gibi görünüyor. Çarşamba akşamı onlara geçit vermeyeceğiz” şeklinde konuştu. Takımın Şampiyonlar Ligi kadrosunda değişiklik oldu. SE Palmeiras’dan David, Legia Warszawa’dan Jakub Wawrzyniak alındı. SC Corinthians Paulista’ya Rodrigo Souza verildi. Werder Bremen’e Alexandros Tziolis, FC Kavala’ya Stefanos Siontis kiralandı. Takım bu sene 100. yılını kutluyor. Karagounis 12 Şubat’ta 3. kez baba oldu.

Sakatlar şöyle:
Bryce Moon – 7 Kasım – 10 Ocak arası dizi nedeniyle takımda yer almadı
Mikael Nilsson – 29 Kasım – 10 Ocak arası sol kasığı nedeniyle takımda yer almadı
Gabriel – 3 Aralık – 4 Ocak ila 7-21 Şubat arası sağ ayağı nedeniyle takımda yer almadı
Giannis Goumas – 4 Ocak – 21 Şubat arası sağ dizi nedeniyle takımda yer almadı
Christos Melissis – 7-21 Şubat arası sağ kalçası nedeniyle takımda yer almadı
Vangelis Mantzios – 9 Aralık – 4 Ocak arası sağ anatı nedeniyle takımda yer almadı
Loukas Vintra – 20 Şubat’tan beri sol baldırı nedeniyle yok
Marcelo Mattos – 17 Şubat’tan beri sağ kalça zorlanması nedeniyle yok

Tuesday, February 24, 2009

Barcelona - Lyon maçıyla ilgili biraz daha bilgi

Josep Guardiola Şampiyonlar Ligi arenasında Claude Puel’e karşı galip gelerek tarihin bir kez daha tekerrür etmesini istiyor. FC Barcelona ve Olympique Lyon’un bu iki teknik direktörü 1993/94 sezonunda oyuncu olarak karşı karşıya gelmişlerdi ve AS Monaco’lu olarak Guardiola o turnuvada hem evde (2-0), hem de deplasmanda (1-0) kazanmıştı.
Barcelona bu sezon finale ulaşacak gibi görünüyor ve C grubunda her maçta ortalama 3 gol attılar. Öte yandan iki kez Avrupa şampiyonu olan takım deplasmandaki üç maçını da kazandı.
Fransa şampiyonu Lyon ise üç yıldan beri ilk kez çeyrek finale kalmak istiyor. Üç zafer, iki beraberlik ve bir yenilgiyle F grubunda ikinci sırayı aldılar. Fakat Barcelona’yla oynadıkları son dört maçta rakiplerini yenmeyi başaramadılar.
İki kulüp 2001/02 sezonunda ilk kez karşı karşıya geldiler. Patrick Kluiver (78) ve Rivaldo’nun (87, penaltı) attıkları goller 10 Ekim 2001’de Barcelona’ya 2-0’lık zafer getirdi. 13 gün sonra ise Stade de Gerland’da dramatik bir maç oynandı. Barcelona’yı son 16’ya gönderen maçta golleri atanlar Kluivert (9), Rivaldo (18), Peguy Luyindula (66), Eric Carriere (88) ve Gerard Lopez (94)’di. Sidney Govou ve Juninho Pernambucano Lyon takımında oynarken Xavi Hernandez ve Carles Puyol Barcelona’daydı.
İki kulüp geçen sezon bir kez daha karşı karşıya geldiler. 19 Eylül 2007’de Barcelona, Lionel Messi (82), Thierry Henry (91) ve François Clerc’in (21) golleriyle bu maçtan 3-0 galip geldi.
Gerland’daki son buluşmadaki kadrolar ise şu şekildeydi:

Lyon: Remy Vercoutre, Anthony Reveillere, Sebastien Squalliaci, Anderson, Fabio Grosso, Fabio Santos (Kim Kallström), Jeremy Toulalan, Juninho Pernambucano, Sidney Govou, Fred (Kader Keita), Hatem Ben Arfa (Loic Remy)
Barcelona: Victor Valdes, Gianluca Zambrotta (Rafael Marquez), Carles Puyol, Gabriel Milito, Eric Abidal, Xavi Hernandez, Yaya Toure, Eidur Gudjohnsen (Ronaldinho), Lionel Messi, Bojan Krkic, Andres Iniesta

Lyon, İspanyol kulüplerle yaptığı 6 maçta 3 galibiyet, 1 beraberlik, 2 yenilgi gördü. Barcelona’nın ise Fransa’da üç galibiyet, bir beraberlik ve 2 yenilgi gördü. Yenildiği takımlar OGC Nice, FC Metz, Paris Saint-Germain FC oldu.
1994/95 UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finallerinde PSG’nin 2-1’lik skoruna karşı koyamadığından beri Barcelona yaptığı 5 maçta zafer gördü. Bunlardan biri de aynı rakiplerine karşı 1996/97 UEFA Kupası finalinde kazandıkları 1-0’lık zaferdi.

LYON:
Lyon’un FC Bayern München ile yaptığı maç UEFA’daki 150. maçıydı. Juninho Pernambucano’nun FC Streaua Bucureşti’ye attığı gol ise kendisinin UEFA’da attığı 16. golüydü ve böylelikle Sony Anderson’un rekorunu yakaladı. Hugo Lloris, Jean-Alain Boumsong, Ederson, Jean II Makoun, Jeremy Toulalan ve Karim Benzema 6 maçta da forma giydiler. Lloris ve Toulalan bu maçların her dakikasında oynadı. Benzema attığı 5 golle bu turnuvada Lionel Messi, Steven Gerrard ve Miroslav Klose’yle beraber en çok gol atan isimlerden biri oldu. Toulalan 19 faul yaparak en çok faul yapan isim oldu. Lyon grubunda toplam 10 gol attı.
Takımın kadrosunda şu gibi değişiklikler oldu. Alecandre Lacazette ve Enzo Reale kadroya alındı. Kadrodan çıkartılan kimse yok.
Sakatlar ise şu şekilde:
François Clerc – 10 Ağustos’tan beri dizindeki sakatlık nedeniyle yok
Clement Grenier – Temmuz’dan beri diz problemi nedeniyle yok
Mathieu Bodmer – 5 Ekim’den beri kasık problemi nedeniyle yok. Fakat antrenmanlara başladı.
Sebastien Faure – 27 Kasım’dan beri diz problemi nedeniyle yok
Anthony Reveillere – 22 Kasım’dan beri sol dizi nedeniyle yok
Sidney Govou – 14 Ocak’tan beri aşil sorunu nedeniyle yok. 15 Mart’a kadar forma giyemeyecek.
Fabio Santos – 12 Şubat’tan beri kalça problemi nedeniyle yok
Cesar Delgado – 1-21 Şubat arası kasık sorunu nedeniyle yoktu. Ama Nancy karşılaşmasında forma giydi.
Bu arada ilginç bir not: 7 Mart’ta Lille ile yapacakları maçta İtalyan şarkıcı Zucchero Fornaciari şarkı söyleyecek.

BARCELONA:
Barcelona eğer 3 gol daha atarsa UEFA’daki gol sayısı 700’e ulaşacak. Hiçbir Barcelona oyuncusu 8 maçta birden forma giyemedi ama Victor Valdes, Gerard Pique, Xavi Hernandez ve Thierry Henry yedi kez sahaya çıktılar. Lionel Messi 5 gol atarak Karim Benzema, Steven Gerrard ve Miroslav Klose’yle beraber en skorer isim oldu. Barcelona attığı 18 gol ile en skorer takım oldu. Rafael Marquez aldığı ceza nedeniyle forma giyemeyecek. Valdes Barcelona’nın 24 lig maçında da forma giyen tek isim oldu. Takım ligdeki 71 golünden 22 tanesini son 15 dakikada attı. Xavi’nin Espanyol maçında sahaya çıkması kulübü için 453. forma giyişi oldu ve böylece tüm zamanların listesinde Carles Rexach’tan sonra ikinci sıraya yerleşti. Takımın kadrosunda herhangi bir değişiklik, yani giriş veya çıkış olmadı.
Sakatlar ise şöyle:
Rafael Marquez – baldırı nedeniyle 21 Ocak ve 1 Şubat arasında takımda yer almadı
Carles Puyol – Sol kalçası nedeniyle 29 Ocak-8 Şubat ila 8-21 Şubat arası takımda yer almadı
Andres Iniesta – 4 Kasım-3 Ocak arası sağ kalçası, 17 Şubat’tan beri de sol kalça incinmesi nedeniyle takımda yok
Gabriel Milito – diz sorunu nedeniyle 29 Nisan 2008’den beri takımda yok
Eric Abidal – 21 Şubat’tan beri sağ anat kası yırtığı nedeniyle yok. Espanyol maçının 24. dakikasında bu sorun nedeniyle maça devam edemedi.
Barcelona 12 Şubat’ta ilk Lig a maçının 80. yıldönümünü kutladı. 1929 yılında Racing’e karşı 2-0’lık bir zaferleri vardı. Messi 12 Ocak’ta “FIFA Dünyada yılın oyuncusu” ödülünde Cristiano Ronaldo’dan sonra ikinci gelen isim oldu. Xavi ancak 50. olabildi. Aralık’ta Xavi ve Sergio Busquets, Barcelona’yla olan sözleşmelerini sırasıyla Haziran 2014 ve Haziran 2013’e kadar uzattı. Aleksandr Hleb yılın Belarus’lu oyuncusu seçildi. Böylece son 7 yılda 6 kez bu sıfatı almış oldu.

Sunday, February 22, 2009

Bernie Ecclestone Honda ile ilgili neler söyledi?

Formula 1'in patronu Bernie Ecclestone, Honda'yı F1'de tutabilmek için yaptığı teklifin takımın yöneticileri tarafından reddedildiğini açıkladı.

78 yaşındaki İngiliz patron Bernie Ecclestone, News of the World gazetesine yaptığı açıklamada "Ben yönetime tüm hisseleri satın almaları için yardım etmeye çalıştım. Yaptığım teklifi almaları gerekiyordu. Kimsenin reddedemeyeceği çok iyi bir teklifti. Bu onlara güven sağlayacaktı fakat herşeyi tek başlarına yapmak istediler" şeklinde konuştu.

Formula 1 için daha fazla gelir kaynağı arayan Formula 1 Takımları Birliği'nde bu hareketiyle söz sahibi olmayı uman milyoner sözlerine "Artık yapabileceğimiz tek şey ummak ve dua etmek" şeklinde devam etti.

Aralık ayında bu sporu bırakacağını açıklayan Japon araba üreticisinin üç seçeneğinin olduğunu söyleyen Ecclestone bu seçeneklerin yönetimin tüm hisseleri satın almak, İngiliz iş adamı Richard Branson'un Virgin Şirketler Grubu'nu satmak ya da takımı bitirmek olduğunu iddia etti.

Branson Cumartesi günü BBC radyosuna yaptığı açıklamada Formula 1'i çok sevdiğini, eğer şartlarda anlaşılabilseydi takımı kurtarabileceğini söylemişti.

Öte yandan eğer takım kurtulabilseydi eski dünya şampiyonu Ayrton'un yeğeni olan Brezilyalı Bruno Senna'nın takımda yer alacağını söyleyen Ecclestone sözlerine "İşin en kötü yanı bizimle çalışmak isteyen bir Bruno'muz var. Eğer bu gerçekleşseydi F1'de Senna soyadının tekrar duyulması herkes için harika olacaktı" şeklinde son verdi.

Saturday, February 21, 2009

Galatasaray - Bordeaux maçı öncesi özel notlar…

Galatasaray, İstanbul’da Bordeaux karşısında yapacağı UEFA Kupası maçında bir başka hayal kırıklığına geçit vermek istemiyor.
İki taraf bu sezon ilk karşılaştıkları maçta 0-0 berabere kalmışlardı. İki takım 2006/07 sezonu UEFA Şampiyonlar Ligi’nde iki kez karşı karşıya gelmişlerdi. Takımların Türkiye’de yaptıkları tek maç 0-0 sonuçlanmıştı.
12 Eylül 2006’daki bu maçtaki kadro şu şekildeydi:

Galatasaray: Faryd Mondragon, Stjepan Tomas, Rigobert Song, Necati Ateş, Hasan Şaş (Cihan Haspolatlı, 76), Sasa Ilic (Mehmet Topal, 76), Junichi Inamoto, Ferhat Özturun, Sabri Sarıoğlu, Arda Turan, Ümit Karan (Hasan Kabze, 61)
Bordeaux: Ulrich Rame, Franck Jurietti, Jean-Claude Darcheville (Lilian Laslandes, 85), David Jemmali, Johan Micoud, Wendel, Julien Faubert, Pierre Ducasse, Florian Marange, Marc Planus, Marouane Chamakh (Edixon Perea, 85)

Aynı yıl yine UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ikinci C grubu karşılaşmasında Bordeaux’nun gollerini Alejandro Cesar Alonso, Lilian Laslandes ve Julien Faubert attı. Arda Turan’ın çıkartıldığı maçta Galatasaray’ın teknik direktörü Erik Gerets’ti ve Gerets 73. dakikada Junichi Inamoto sayesinde teselli bulacaktı.
İki takım aynı zamanda 2007/08 UEFA Kupası H Grubu maçında karşılaştı. Stade Chaban-Delmas’da oynanan karşılaşmada Laurent Blanc’ın Bordeaux’su maçı 2-1 kazandı. Eski Blackburn Rovers ve AS Roma golcüsü Shabani Nonda, Karl-Heinz Feldkamp’ın başında olduğu Galatasaray için penaltı golünü attı. Fakat ikinci yarıda gelen Fernando Cavenaghi ve Marouane Chamakh’ın golleri skoru değiştirdi.
Bordeux, Türk takımlarıyla toplam 6 kez karşı karşıya geldi. 1985/86 Avrupa Şampiyonası Kulüpler Kupası’nın ilk turunda Fenerbahçe’ye kendi evlerinde 3-2 yenildiklerinden sonra Süper Lig takımlarıyla yaptıkları 5 maçta da yenilmediler.
Galatasaray, Fransız takımlarla yaptığı 16 Avrupa maçında deplasmanda 5 kez kazandı, 4 kez berabere kaldı, 7 kez kaybetti. Kendi sahalarında Ligue 1 takımlarıyla yaptığı 7 maçta ise 3 kez kazandı, 3 kez berabere kaldı, 1 kez yenildi.
Bordeaux’nun teknik direktörü Blanc oyunculuk kariyerinde Türk takımlarıyla yalnızca bir kez karşılaştı. Eski Fransa defans oyuncusu 16 uluslar arası golünden birini 9 Ekim 1996’da gerçekleşen ve 4-0 sonuçlanan Fransa-Türkiye maçında Paris’te atmıştı.
Alman teknik direktör Michael Skibbe, Galatasaray’a transfer olduğundan beri Fransız takımla yalnızca bir kez karşılaştı. Bayer 04 Leverkusen takımındayken ise 2006/07 UEFA Kupası 16. turda RC Lens takımıyla yaptığı maçta kendi sahasında 3-0 kazanırken Fransa’da 2-1 mağlup oldu.
Bordeaux defans oyuncusu Franck Jurietti ve Galatasaray forvet oyuncusu Nonda 2000 ve 2003 yılları arasında AS Monaco FC’de takım arkadaşıydılar. 25 Ekim 2000 yılında Galatasaray’a karşı beraber bir Şampiyonlar Ligi maçı oynadılar ve karşılaşmayı 4-2 kazandılar. Galatasaray’a karşı atılan dördüncü Monaco golünü Nonda atmıştı.
Jurietti cezalı olduğu için İstanbul’da forma giyemeyecek. Takım arkadaşları Chamakh, Souleymane Diawara, Yohann Gourcuff ve Wendel de cezalı konumunda. Galatasaray’da ise Emre Aşık, Fernando Meira, Milan Baros ve Lincoln yok. Matthieu Chalme bir maçlık cezadan sonra tekrar forma giyebilecek.
Galatasaray kendi sahalarında yaptıkları son 7 maçında 2 kez kazandı, 3 kez berabere kaldı, 2 kez kaybetti. Bu maç Bordeaux’nun UEFA Kupası’ndaki 100. maçı olacak.
Galatasaray 1999/2000 sezonu UEFA Kupası final maçında penaltılar sonrasında Arsenal FC’yi 4-1 yenerek şampiyon olmuştu. Maç normal sürede 0-0 bitmişti.
Bordeaux’nun penaltı istatiğine bakacak olursak, 1984/85 Avrupa Şampiyonası Kulüpler Kupası çeyrek finallerinde 2-2 biten FC Dnipro Dnipropetrovsk maçını penaltılar sonrası 5-3 kazanmıştır. Ayrıca 1986/87 UEFA Kupası yarı finalinde 1-1 biten FC Lokomotive Leipzig maçı sonrası penaltılar nedeniyle 6-5 mağlup olmuşlardır.
Galatasaray bu sezon geçen senenin şampiyonu olarak UEFA Kupası’na katılmaya hak kazanan 6 takımdan biridir. Diğerleriyse R. Standard de Liege (Belçika), Olympiacos CFP (Yunanistan), Aalborg BK (Danimarka), FC Shakhtar Donetsk (Ukrayna) ve FC Zenit St. Petersburg (Rusya)’dur.
2007/08 sezonunda Fransa’da ikinci olan Bordeaux UEFA Kupası’na Şampiyonlar Ligi A grubunda üçüncü olduktan sonra katılmıştır. Galatasaray cephesine bakacak olursak, takım UEFA Kupası B grubunda ikinci olmuştur.
Baros, Avrupa liglerinde bu sezon attığı 4 golle en skoker oyuncusu olmuştur. Eski Liverpool FC takım arkadaşı Harry Kewell’ın ise iki golü bulunmaktadır.
Bordeaux’da bu sezon Avrupa’da 1’den fazla gol atan tek isim 2008/09 UEFA Şampiyonlar Ligi’nde attığı iki golle Gourcuff olmuştur.
Bu turdan galip gelen takım 18/19 Mart’ta Nec Nijmegen ya da Hamburger SV ile karşılaşacak.

Friday, February 20, 2009

Barcelona ve Lyon maçı öncesi notlar

Josep Guardiola, UEFA Şampiyonlar Ligi arenasında bir kez daha Claude Puel’i yenerek tarihin tekerrür etmesini umuyor.
FC Barcelona ve Olympique Lyon’un teknik direktörleri en son 1993/94 sezonunda karşı karşıya gelmişlerdi ama o sezon her ikisi de oyuncuydu. Guardiola İspanyol kulübünde forma giyerken Puel AS Monaco FC takımındaydı. Guardiola’nın takımı evdeki karşılaşmayı 2-0, deplasmandaki karşılaşmayı ise 1-0 kazanmıştı.
Barcelona o yıl finale kalmayı başarmıştı ve 15 yıl sonra hedefleri Grup C’den kazanarak çıkmak ve her maçta ortalama 3 gol atarak yeniden o başarıyı yakalamak…
Öte yandan iki kez Avrupa şampiyonu olan takım deplasmandaki üç maçını da kazanmış durumda, bu yüzden Lyon’a özgüvenle yolculuk ediyorlar.
Barcelona’yla oynadıkları son 4 maçı kaybeden Fransa şampiyonu Lyon ise son üç yıldır ilk kez çeyrek finale kalmak istiyor. Puel’in takımı F grubunda üç kez kazandı, iki kez berabere kaldı, bir kez yenildi.
İki takım ilk kez 2001/02 sezonunda karşı karşıya geldiler. Patrick Kluivert (78) ve Rivaldo’nın (87, penaltı) golleriyle 10 Ekim 2001’de oynanan bu maçta Barcelona 2-0 galip gelmişti.
Geçen sezonun grup sahnesinde takımlar ikinci kez karşı karşıya geldiler ve 19 Eylül 2007’de oynanan bu maçta Barcelona, Lionel Messi (82), Thierry Henry (91) ve François Clerc’in (21) golleriyle 3-0 galip geldi. 27 Kasım’da ise Andreas Iniesta (3), Messi (58, penaltı), Juninho’nun (7) golleri ve 10. dakikadaki penaltıyla taraflar 2-2 berabere kaldılar.
Gerland’daki son maçta kadrolar şu şekildeydi:

Lyon: Remy Vercoutre, Anthony Reveillere, Sebastien Squillaci, Anderson, Fabio Grosso, Fabio Santos (Kim Kallström), Jeremy Toulalan, Juninho Pernambucano, Sidney Govou, Fred (Kader Keita), Hatem Ben Arfa (Loic Remy)
Barcelona: Victor Valdes, Gialuca Zambrotta (Rafael Marquez), Carles Puyol, Gabriel Milito, Eric Abidal, Xavi Hernandez, Yaya Toure, Eidur Gudjohnsen (Ronaldinho), Lionel Messi, Bojan Krkic, Andres Iniesta


Lyon’un diğer İspanyol kulüplerle olan maçlarına bakacak olursak, son dönemdeki tek zaferleri, 2003/04 sezonu UEFA Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında Real Sociedad de Futbol’u 2-0 yendikleri maç oldu.
Barcelona’nın Fransa’da saygıdeğer bir grafikleri var. Üç zafer, bir beraberlik ve iki yenilgi… Fakat geçmişlerinde OGC Nice, FC Metz ve Paris Saint Germain FC’ye yenilmişlikleri bulunmakta…
1994/95 UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finallerinde PSG’ye 2-1 yenildiklerinden beri Barcelona, Fransız kulüplerle yaptığı maçlarda beş kez galibiyet yaşadı. Dört maçın yanı sıra 1996/97 UEFA Kupası finalinde aynı rakiplerine karşı 1-0 galibiyet yaşadılar. Guardiola da finalde yer almıştı.
Puel ilk kez bir oyuncu olarak bir UEFA karşılaşmasında Monaco’nun Valencia’ya 5-3 kaybettiği 1980/81 UEFA Kupası maçında forma giymişti. 9 yıl sonra Monaco’nun 0-0 beraberlikten sonra gelen penaltılarla Real Valladolid CF’yi yendiği çeyrek final maçında forma giyecekti.
1999/2000 UEFA Kupası 4. tur maçında RCD Mallorca’nın Monaco’yu 4-2 yendiği maçta bir teknik direktör olarak görev aldı. 2004/05 UEFA Kupası’nda LOSC Lille Metropole’le beraber Sevilla FC’yi 1-0 yenilgiye uğrattı. Bir sonraki yıl UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki umutları Villarreal CF’ye 1-0 yenilmeleriyle yıkıldı. Ardından UEFA Kupası’nda Sevilla onları 2-1 yendi.
Puel, Monaco’da teknik direktör olarak çalışırken Barcelona’lı ikili Henry ve Rafael Marquez’le beraber çalıştı, Lille’deyken ise Eric Abidal ile çalıştı.
Barcelona takımında daha önce Ligue 1’de forma giyen iki oyuncu var. Bunlar: Seydou Keita (Olympique de Marseille, FC Lorient, RC Lens) ve Yaya Toure (Monaco)…
Hem Barcelona’da, hem Lyon’da forma giyen Sonny Anderson’un şimdi Fransa şampiyonu için çifte görevi bulunmakta… Öte yandan ikinci ayak 11 Mart’ta Camp Nou’da oynanacak.