Monday, July 27, 2009

Vera Zvonareva CNN Türk Özel

Barış Kuyucu: Bu Türkiye'ye ilk gelişin... Öncelikle Türkiye'ye hoşgeldin. Türkiye ile ilgili ilk izlenimlerin neler?
Vera Zvonareva: Bildiğiniz gibi bu soruyla birkaç kez karşılaştım ve Türkiye ile ilgili güzel hislerim var. Burdaki tenis kulübünden çok etkilendim. İstanbul'dan çok etkilendim. Etrafımdaki insanlar çok yardımcı oldular. Hotel harika. İnsanların yaklaşımı harika. Böyle bir organizasyonun bir parçası olmak üzerimde büyük bir baskı oluşturuyor.
- Charliston turnuvasında bir sakatlık yaşadın. Fransa Açık ve Wimbledon'ı da tamamlayamadın. Şu an formunun durumu nasıl?- Formla ilgili konuşmanın zor olduğunu bilirsiniz. Daha önce birçok maçta oynadım. Sakatlığımdan bu yana Wimbledon'da sadece iki maç oynayabildim. Sonra bir kez daha sakatlandım ve ara vermek zorunda kaldım. 4 hafta kaybım var. Bu turnuvanın hazırlıklarına ancak 1 hafta önce başlayabildim. Sanıyorum sakatlığımdan beri gelişme gösterdim. Şu an daha iyiyim. Artık her gün antrenman yapabiliyorum. Kendimi buna epey zorladım. Kendimi yüzde 100 hazır hissetmiyorum. Fakat ilk maçıma en iyi şekilde hazır olurum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım.
- Şu ana kadar iki şampiyonluğun var. Bu 3'e çıkar mı?
- Bilirsiniz, bu sert bir rekabettir. Burdaki oyuncuların hepsi çok iyi. Hepimiz çok güçlüyüz. Şu anda düşündüğüm şey şampiyonluk değil. Ne zaman korta çıksam elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Neler yapabileceğimi göreceğiz ama çıktığım her maçı kazanmaya çalışacağım.
- Peki Korrytseva'ya karşı oynayacağın maçla ilgili neler söyleyeceksin? İkiniz de çok iyisiniz.- Evet onun çok iyi olduğunu ben de biliyorum. Onunla daha önce de oynamıştım ama Mariya'nın kortta deneyimli bir oyuncu olduğunu biliyorum. O yüzden benim için çok sert bir mücadele olacak. Bu, turnuvanın ilk maçı, hiç kolay olmayacak. Sezonun İlk sert kort zemin turnuvalarından biri... Bu çok zor olacak ama elimden geleni ardıma koymayacağım. Nasıl olacağını göreceğiz.
- Bu turnuvadaki en beğendiğin isimler kimler?
- Herkes :) Hepsi benim için en iyi isimler... Ben kimseyi eleyerek haksızlık yapmak istemiyorum. Bayanlar kategorisi artık en yüksek seviyede. Fiziksel ve zihinsel olarak çok güçlü bir seviye... Her maça önem vermek zorundasınız. Eğer bunu yapmazsanız asla başarılı olamazsınız.
- Türk hayranlarına iletmek istediğin son mesajın nedir? Burda birçok hayranın var.- Çok teşekkürler :) ama ben en iyi performansımı göstermek için burdayım. Herkesi orda görmek istiyorum. Umarım gelip beni desteklerler. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Bu turnuvaya yüzde 100 odaklanmak istiyorum. Umarım insanlar iyi bir tenis izlerler ve bundan keyif duyarlar.
- Sana turnuvada bol şans diliyorum ve bu röportaj için teşekkür ediyorum.
- Çok teşekkürler.
- Bol şans.
- Sağol.

Sunday, July 19, 2009

EMILIO BUTRAGEONO

ALP ÖZGEN- İstanbul'a, ülkemize ve yayınımıza hoşgeldin. Sizin gibi bir futbol efsanesini Cnn TÜRK'te ağırlamak büyük bir onur. Size birçok sorum var ama öncelikle şunu merak ediyorum. İstanbul'a geldiğinizde neler hissettiniz? Türkiye ile ilgili genel görüşleriniz nelerdir? Ve tabii ki Türk futboluyla ilgili yorumlarınızı da almak istiyorum...
BUTRAGEONO- Bu benim buraya ilk gelişim. Bu şehir çok büyüleyici. Bana göre dünyanın en çekici şehirlerinden biri... Buraya geldiğimde kendimi evimde gibi hissettim. İnsanlara nasıl davranacağınızı çok iyi biliyorsunuz. Türk futboluna gelince, Dünya Kupası Finalleri elemelerinde aynı gruptayız.
ALP- Evet, İspanya maçlarının ardından grupta sıkıntı yaşıyoruz.
BUTRAGEONO- Bence biz çok şanslıydık, Türkiye her iki maçta da çok iyi oynadı. Fakat biz ofansif olarak çok efektiftik. Siz de çok yetenekli oyunculara sahipsiniz. Ve tabii ki herşeye rağmen sizin de gruptan çıkma şansınız var. İşiniz kolay değil ama yine de bu gruptan çıkabilirsiniz... ,. ALP: Şu an Bosna Hersek bizim üstümüzde. Sizin bir maçınız var. İspanya, Bosna Hersek ile karşılaşacak. Fakat zaten İspanya gruptan çıkacaktır. Del Bosque bazı önemli oyuncularını bu maçta dinlendirecektir. Bu biraz tartışma yaratır mı?
BUTRAGEONO- . İspanyol oyuncular amaçlarına ulaşmak için çok dikkatlidirler. Her maç bizim için çok önemlidir ve İspanyol futbolcular milli forma altında hermnaça kazanmak için çıkarlar. Milli marşın okunduğu her maçı önemseriz. Ve tabii ki bu onurumuzu zedeleyecek bir tablo ortaya koymayız. O yüzden endişelenmeyin.
ALP: İspanya her zaman olduğu gibi kalbiyle oynayacak, bundan emin olabiliriz, öyle değil mi?
BUTRAGEONO- Kesinlikle, kesinlikle. Ülkeniz için oynadığınızda bu sizin için büyük bir onur oluyor. Ben kendi ülkem için birçok maçta oynadım ve Milli Marşınızı duyduğunuzda bu sizin için çok özel oluyor.
ALP- Türk futbolunda sizin takip ettiğiniz herhangi bir futbolcu var mı? Mesela favori Türk oyuncunuz kimdir? Türk Milli Takımı'ndan ya da Türkcell Süper Lig'den tanıdığınız oyuncu var mı?
BUTRAGEONO- Bence Milli Takım o ülkenin futbolunun yansımasıdır. Dün birisi bana en sevdiğim Türk futbolcusunu sormuştu. Ben Emre'yi çok seviyorum. Arda diğer oyunculardan ayrılıyor. Çok yetenekli kendisi. Fakat Emre'nin Kore'deki Dünya Kupası'nda performansı olağanüstüydü... O çok ilginç bir oyuncu...
ALP- Nihat Kahveci'yle ilgili bir soru sormak istiyorum size. O, Milli Takım'ın lider oyuncularından biridir. La Liga'da oynadı. Ne zaman bir maça çıksa bütün Türk taraftarlar televizyonlarının başına geçer. Hepimiz onun hem Real Sociaded'deki, hem de Villarreal'deki performansıyla gurur duyuyoruz. Bir sakatlık geçirdi ve bir daha eski performansını gösteremedi ama şimdi eski takımı Beşiktaş'a geri döndü. Eski bur futbolcu gözüyle onu ve LA Liga'dan sonra Beşiktaş'taki motivasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
BUTRAGEONO- Elbette onunla gurur duyuyorsunuz çünkü o dünyadaki en iyi Türk oyuncularından biri... Dizindeki sakatlık nedeniyle çok şanssız bir döneme girdi. Fakat hem REal Sociedad hem de Villareal'de harika bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Böyle sakatlıklar her zaman yaşanabilir. Bu bir süreçtir. Bunu Ronaldo bile yaşamıştır. İspanya'da çok iyi bir profesyonel oyunculuk çıkardı. Onun gittiği her takımda önemli bir oyuncu olduğundan şüphem yok. Aynı durum Milli Takım için de geçerli. Aslında son Şampiyonlar Ligi'nde de görülmeye değer bir performans sergiledi. Bu tür oyuncular hem yerel, hem de uluslararası anlamda çok önemlidirler.
ALP- Size Türk futboluyla ilgili sorular sormaya devam edeceğim, fakat önce UEFA Kupası'nın yeni formatıyla ilgili görüşlerinizi almak istiyorum. Siz daha önce UEFA kupasını iki kez kaldırdınız şu an artık farklı bir lig oldu. Şampiyonlar Ligi çok fantastik iken UEFA Kupası daha geri planda kaldı. Şimdi Platini, bu ligin tekrar parlamasınu istiyor.
BUTRAGEONO- Evet, evet. Ben Avrupa kupalarında mücadele etmeye başladığım zaman bütün ülkeler ve bütün liglerden bir şampiyon çıkardı. UEFA Kupası, uff, çok sert bir organizasyondu. Fakat artık şimdi daha farklı. Şampiyonlar Ligi daha ön planda... Her ülkenin en iyi takımları birbirleriyle oynuyor. UEFA Kupası ise belki biraz daha gölgede kaldı. Onlar bu açığı kapatmak için en iyi yolları deniyorlar. Hep beraber neler olacağını göreceğiz. UEFA Kupası bence birçok kupadan daha önemli yine de... İspanya'daki Sevilla için birkaç yıl evvel bu lig çok önem arz ediyordu. Fransa'da da benzer durum var. Bazı kulüpler için çok önemli bir organizasyon...
ALP- Biraz da Real Madrid'den konuşalım. Geçen sezon rakiplerine büyük fark atan Barcelona'nın yılıydı. Takım inanılmaz başarılara imza attı. Bu da Real Madrid için büyük bir hayalkırıklığı oldu. O yüzden transfer piyasasında çok agresifsiniz. Oyuncularla ilgili başka planınız var mı bilmiyorum ama Cristiano Ronaldo, Kaka Leite, Karim Benzema transferleri gerçekten olağanüstü oldu. Eminim ki Real Madrid taraftarları sezonun başlaması için sabırsızdırlar. Fakat bazı eleştiriler de oldu. Rakibinizin başkanı La Porta eleştiride bulundu, Michelle Platini eleştiride bulundu, sırf yüksek fiyatlar yüzünden, biliyorsunuz. Genel olarak diyorlar ki bu rakamlar çılgınlık. Yeryüzündü hiçbir oyuncu 94 milyon euro etmez diyorlar. Siz de Real Madrid için çalışıyorsunuz. Siz de bir zamanlar futbolcuydunuz. Bütün bu yaşananlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Futbol nereye gidiyor?
BUTRAGEONO- Son 20 yılda futbol dünyası çok değişti. 8 yıl evvel Zidane ile sözleşme imzaladığında da benzer eleştiriler yapıldı. Ve daha sonra Zidane tarihin en büyük futbolcularından biri oldu. Kİmse geri dönüp eleştirelere bakmadı ve Zİdane'ın bonservisi bir daha tartışılmadı. Şu anda da aynı durumu yaşıyoruz. Biz fiyatına bakmadan en iyi oyunculardan birini aldık. Bana göre herşey kitabına uygun bir şekilde yapıldı. Bizim artık tek yapmamız gereken beklemek... Bu soruyu emin olarak cevaplamak için 2-3 yıl geçmesi gerekiyor. Çok başarılı olacağımızı umuyorum. Fakat futbolda sürprizler her zaman olabilir.Bizim tek yapmamız gereken mücadele etmek... Biz dünyadaki en iyi kulüp olmak istiyoruz. Birçok ligde kazanmak istiyoruz. Çünkü taraftarlarımız da bunu bekliyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Biz bütün taraftarlarımıza saygı duyuyoruz. Bu insanlar futbola bağlı insanlar... Biz sadece oyunumuza konsantre olmak istiyoruz. İşte bu kadar...
ALP- Anlıyorum. Real Madrid dünya çapında bir kulüp.. Tüm dünyada birçok taraftarı var. O yüzden hep kazanmalısınız, hep başarılı olmalısınız. Fakat genel politikanız hakkında eleştirilerde bulunanlar var. Bu sezon bir maç sonunda IKER Cassillas'ın "Gençleri yetiştirmeliyiz, Rahul ya da Cassias gibi ruhları bulmalıyız" dediğini hatırlıyorum. Alt yapıdan futbolcu gelmemesini nasıl değelendiriyorsunuz?
BUTRAGEONO- Ben de alt yapıdan yetiştim. Dolayısıyla ben de endişeleniyorum. Fakat ben "biz"im ne aradığımıza bakıyorum. Gelecek yıllarda hedeflerimizin ne olduğunu biliyorum. Fakat akademimizde yeni oyuncular yetiştireceğiz.
ALP- Peki futbolcuların çocuk yaşta profesyonelleştirilmesi hakkında neler düşünüyorsunuz? Barcelona, Arsenal, Manchester United gibi büyük kulüpler bunu çok yapıyor. Başka ülkelere gidiyorsunuz. Mesela Brezilya'ya, Arjantin'e, Peru'ya gidip 11 yaşında bir futbolcu buluyorsunuz. İspanya'ya, Londra'ya götürüyorsunuz onu.
BUTRAGEONO- Biz henüz bunu yapmadık. Biz futbol, dünya endüstrisini düşünüyoruz. Bu doğru. Mesela Messi 15 yaşındayken Barcelona ile sözleşme imzalamıştı. Bunlar olağan şeyler... Eğer aile ve çocuk bunu uygun görüyorlarsa neden olmasın? Siz ona yeteneklerini geliştirme şansı veriyorsunuz. Herşey çok açık olursa bence uygundur.
ALP- Ve şimdi Türkiye ilie ilgili sorularla devam edelim. Öncelikle, Galatasaray, bu sezon Franck Rijkaard ile sözleşme imzaladı. Barcelona'da çok başarılı olmuştu zamanında. Ve şimdi sistemini Galatasaray için kullanıyor. Sizce şansı nedir? Çünkü biz çok sabırsız bir toplumuz. Medyamızı, biraz İtalyan, biraz İspanyol medyasına benzetebiliriz. Rİjkard ligin ilk üç haftasında başarısız olsa bile başı dertte demektir.
BUTRAGEONO- Sanıyorum bu uluslararası bir sorun. :) İspanya'da da benzer sorunları yaşıyoruz. Rijkaard benim için muhteşem bir hocadır. Şampiyonlar Ligi'nde oynadı. Ve takımını çok güzel oynatır. Ve bence sadece Galatasaray için değil, genel olarak Türk futbolu için çok önemli bir kazançtır. Ama tabii ki takımı için çok çalışması lazım. Oyunculara doğru mesaj vermesi gerekir. Galatasaray'lı taraftarlara tavsiyem onun çalışmasına izin vermeleri, ona zaman tanımalarıdır. Onun çok başarılı olacağından eminim. Çünkü çalışmak için iyi bir kulübe geldi.
ALP- O Barcelona'da hocalık kariyerine başladığında ilk maçları iyi değildi ama sonra çok başarılı oldu.
BUTRAGEONO- Sadece ilk maçlar değil, sezonun ilk yarısı inanılmaz kötü bir Barcelona vardı. Yönetim çok sakin davrandı ve onu kovmadılar. Onu anladılar ve daha sonra daha sonra olayı çözdüler ve başarılı oldular. ALP- Geçen sezon Luis Aragones burdaydı. Avrupa Şampiyonası'nda çok başarılı oldu ve onu her zaman takdir ettik ama Fenerbahçe'de aşı bir türlü tutmadı. Çünkü İspanya Milli Takımı'nda sisteminiz için sizin Andreas İniesta'nız, Xavi'niz, Fernando Torress'iniz var. Aynı sıkıntıyı Frank Rijkaard da yaşayabilir. Galatasaray için kendine ait bir düşünce yapısı var. Fakat oyuncuların kalitesi Barcenola'dakilerkle eşit değil.

BUTRAGEONO- Tabii ki belli bir kalite düzeyinin yakalanması lazım. . Onun kendi felsefesine uygun oyuncuları da getirmesi lazım. Fakat Rijkaard çok deneyimli bir hoca... Bunu yapması için yeteri kadar bilgisi var. O yüzden sadece onun çalışmasına izin verin ve ona sabır gösterin.
ALP- Galatasaray'ın yeni kalecisi Leo Franco oldu. Ligde onu defalarca izlediniz. Onunla ilgili ne düşünüyorsunuz. Çünkü biz onu 2000 yılındaki Mallorca - Galatasaray maçındaki kötü performansından hatırlıyoruz ama tabii üzerinden yıllar geçti......
BUTRAGUEONO- O Atletico Madrid'e gitti. Daha sonra çok deneyimi oldu. Onun çok iyi bir takım arkadaşı olduğunu soyunma odasındaki arkadaşlarından bilyoruz. Bence yardımı çok dokunacaktır. Atletico Madrid'de çok iyi bir performans sergiledi. Bence taraftarlar onun gelmesinden dolayı çok mutlu olmalılar.
- Luis Aragones ve Daniel Güiza'ya geri dönelim. Geçen sezon Fenerbahçe'de pek başarılı olamadılar. Onlardan çok şey bekleniyordu çünkü Aragones buraya Avrupa şampiyonu olarak geldi. Daniel Güiza da dünyanın en önemli liglerinden biri olan La Liga'nın önde gelen golcüsüydü. Çok başarılı olamadı. Sadece 11 gol attı. Biliyoruz ki Türkiye'ye bir daha geri dönmek istemiyor. İspanya'da kalmak istiyor. Onların performanslarını nasıl buluyorsunuz? Güiza'yı gelecekte nerede görüyorsunuz?
- The Guardian gibi onun geleceğini bilemem. Geleceği için çalışması lazım. Fakat İspanya'da performansı çok yüksekti, çok pozitifti. Daha kariyerine yeni başladığı yıllarda bile Milli Takım'da oynamıştı. Çünkü bizde B. Torres (???) var. Fakat o herşeyi anlıyordu. Yedek kulübesinden buralara geldi. Çok gol attı. Çok önemli bir oyuncuydu. Ben de o pozisyonda çok oynadım. Çok ilginçti. Onu severim. Ben her golcüyü severim. Burda neler olduğunu bilmiyorum. Benim de böyle problemlerim olmuştu. Meksika'ya taşınmıştım. İlk dört ayımı görmeliydiniz. - Sosyal, kültürel problemler mi olmuştu?- Evet... Ailenizden ayrılıyorsunuz. Yeni takım arkadaşlarınız oluyor. Yeni kültür, yeni bir ülke... Bazen buna alışmanız için zaman geçmesi gerekiyor. Belki de burdaki takımında da böyle oldu. Çünkü o çok iyi bir oyuncu...
- Belki Fenerbahçe'ye geri döndüğünde...
- Eminim ki ikinci sene her zaman daha iyi olacaktır.
- Ya Roberto Carlos?
- Roberto Carlos bir kahramandır. Buna herkes katılmalıdır. Bana göre o kulübümüzün tarihinde en iyi sol defans oyuncusudur. Bizim kulübümüz için yaptıkları için ona çok minnettarız. O gerçek bir kahraman...
- Biliyorsunuz ki Roberto Carlos hala Fenerbahçe'de oynuyor. Onun herhangi bir maçını izlediniz mi? Mesela Şampiyonlar Ligi'nde... Çünkü o hala çok hızlı.
- O hala çok iyi. Beş yaşından beri hala aynı şeyleri yapıyor. Fakat o İspanya'dayken bir devdi. Yaşayan bir efsaneydi. Onunla mutlu olacağınızı sanıyorum.
- Sizce Türk futbolundakiler spor ekonomisimi yükseltmek için, en büyük liglerden biri olmak için neler yapmalı? Spor camiasını, sporcuları, federasyonları, kulüpleri, tüm Spor medyasını kastediyorum. Çünkü siz İspanya'da çok başarılısınız.
- Bizim İspanya'da belirli bir bakış açımız vardır. 1982 yılında Barcelona'da Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yaptık. Herkesi kapsayan bu bakış açımız işe yaradı. Hükümet, federasyonlar, ligler, takımlar, herkes mükemmel şeyler yapmak için çok çalıştı. O yıldan beri çok iyi gittik. Hükümet büyük yatırım yaptı. Bence bizim ligimiz çok mücadeleci bir lig. Premiyer Lig'le beraber dünyadaki en iyi 2 ligden biri... Tek yaptığımız şey bir olup çalışmak... Bu çok uzun bir süreç oldu. Sabırlı olmalısınız. Gelecek için doğru standartı yakalamanız gerek.
- Ve son soruma geçiyorum. Türkiye'deki genç oyunculara neler tavsiye edersiniz? Türkiye'de genel bir görüş vardır. Belki bu Dünya'da da geçerli. Eğitim ve spor hayatlarında beraber uzun süre bir olamaz. Ebevenyler de "Oğlum ya da kızım, bunlardan bir tanesini seçmelisin. Eğitim mi yoksa spor mu?" derler. Siz ise bunların her ikisinin de bir arada gerçekleşeceğinin en somut örneğisiniz.
- Bana göre bilginin paylaşılması zordur. Fakat bunu yapmalılar. Bence spor harika birşeydir. Eğer spora yeteneğiniz varsa bunu yapmalısınız. Herhangi birşey için sabırlı olmak çok zordur çünkü.. Aynı anda hem eğitiminizi, hem geleceği düşünmelisiniz. Eğer birisi çok büyük bir yıldız olursa geleceğin jenerasyonu için bir örnek teşkil eder. Fakat üniversiteye gitmek, diploma almak çok önemli. Her gün daha iyiye gitmelisiniz. Her insan bununla yüzleşmelidir.
- Röportajımızı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim Bay Butrageono. Bu benim için çok büyük bir onur oldu. Tekrar sağolun.
- O zevk bana ait. Asıl ben teşekkür ederim.