18 MART 2010

NBA LA Clippers: Clippers manage 101-93 win over the Milwaukee Bucks
NBA
İLYASOVA'LI MILWAUKEE, LA CLIPPERS'A YENİLDİ

NBA’de Los Angeles Clippers, Staples Center’da konuk ettiği Milwaukee Bucks’ı 101-93 mağlup etti.
DOĞAL
Maçın en skorer ismi kaybeden ekip Milwaukee Bucks’tan 21 sayı, 5 asistle Brandon Jennings olurken, kazanan tarafta Chris Kaman 20 sayı, 7 reboundla ev sahibi ekibin kazanmasına yardımcı oldu.
DOĞAL
Son 13 maçın 12’sini kazanan Milwaukee Bucks’ta John Salmons 20 sayı, 3 asist atarken takımının mağlup olmasına engel olamadı.
DOĞAL
Los Angeles Clippers’ta Kaman’dan sonra en skorer isim 16 sayı, 3 asistle Drew Gooden olurken Ersan İlyasova Milwaukee takımına 6 sayı kazandırdı.
Öte yandan NBA’de oynanan diğer mücadelelerde şu sonuçlar alındı.

Charlotte Bobcats 100-92 Oklahoma City Thunder
Cleveland Cavaliers 99-94 Indiana Pacers
Philadelphia 76ers 108-97 New Jersey Nets
Toronto Raptors 106-105 Atlanta Hawks (H. Türkoğlu 16 sayı, 3 asist)
Boston Celtics 109-97 New York Knicks
Orlando Magic 110-84 San Antonio Spurs
Dallas Mavericks 113-106 Chicago Bulls
Houston Rockets 107-94 Memphis Grizzlies
Utah Jazz 122-100 Minnesota Timberwolves (Mehmet Okur 14 sayı, 6 ribaunt)
Golden State Warriors 131-121 New Orleans Hornets

***********

Premier League World # 38 FINAL SCRIPT
TITLE: TONY PULIS - STOKE

After sting
Yaklaşık iki sezondur menajerlerinin yönlendirmesiyle büyüyen Stoke City, kendini adamışlığı, disiplini ve netliğiyle adından söz ettirdi. Stoke City’nin hala devam etmekte olan ilgi çekici başarı hikayesini dinlemek için Tony Pulis’le görüştük.
TONY PULIS:
Yerinde saydıktan sonra yoluna devam edip puanlarını bir önceki yıla göre yükselten çok fazla kulüp olduğunu sanmıyorum. Kesinlikle ikinci yıl sendromu vardı ve bu daha ilk günden beri beni endişelendiriyordu. Önümüzde 11 maç var ve yolumuza devam edip mümkün olduğu kadar puan almamız bizim için gerçekten çok önemli…
Geçen sezon küme düşme korkusu yaşayan fakatsıralamanın ortasında sezonu kapatan Stoke City, bu sezon şu ana kadar rahat bir grafik çizdi. Helped in no small part by their biggest improvement this year - over 25% fewer goals conceded. Önemli defans oyuncuları derslerini öğrendiler.

TONY PULIS:
Huth harika oynuyor ve kendine ve kulübüne güven veriyor. Shawcross çok ilerledi ve bu da İngiltere Milli Takımı’na seçilmesini sağladı. Bence takımda epey bir gelişme var. Bunların en önemlisi ise kendilerine güvenerek rakipleriyle mücadele etmeleri… Oyuncularımız kariyerlerinin %90’ında olayın bir parçası olmaktan çok kazanmak istemişlerdir.

Henüz 22 yaşında olan Ryan Shawcross Stoke için defansif bir kaya adeta… Arsenal’in genç orta saha oyuncusu Aaron Ramsay’ın bacağını kırması İngiltere Milli Takımı hayallerine gölge düşürdü.

TONY PULIS:
Bence futbol sektöründeki herkes o mücadeleyi ve olayı gördü. Bana göre herkes bunun bir kaza olduğu konusunda hemfikir olacaktır. Ryan’ın kötü bir niyeti, bir kasıtı yoktu. Bu sadece dikkatsizlikle sonuçlanan bir mücadeleydi. Biz Aaron’u herkesten daha çok düşünüyoruz. Onun en kısa zamanda düzelerek sahalara geri döneceğini ve ne kadar harika bir oyuncu olduğunu tekrar göstereceğine inanıyoruz.
Wenger ise kızgın. Oyuncularının arka arkaya kötü sakatlıklar geçirmesinin bir tesadüf olmadığını savunuyor.

ARSENE WENGER:
Bunu kabul edemem. Bunun fiziksel açıdan sorumluluklarını kabul etmeleri lazım. Bu doğru bir davranış değil. Kabul etmiyorum bunu…

TONY PULIS:
Bence Wenger en başından beri söylemek istediklerini söylüyor. Eğer söylemek istediği bir şeyler varsa bunu yapıyor. Söylemesi gerekenleri söyleme ihtiyacı duyuyor. Arsene’nin sözlerini etkileyemem. Bence herkes, rakibiyle mücadele ederken çocuğun içten gelen bir müdahele yaptığına inanır. Daha önceden de söylediğim gibi bu sadece dikkatsizlikle yapılmış bir mücadeleydi ve kötü bir niyet yoktu. Bu sene Arsenal’le üç kez oynadık ve bir kez bile faul yaptığımızı düşünmüyorum. Bazı insanlar Arsenal’e karşı kaba oynadığımızı düşünüyorlar. Arsenal’le iki premiyer ligi, bir kupa maçı oynadık ve faul bile yapmadık. Bazı insanların öyle bir yol tercih ettiğimizle ilgili ön yargıları var. Bu inanç çok yersiz…

Her ne kadar kamu oyunun böyle bir algısı olsa da Stoke’un başarısı Pulis için yeni bir sorun yaratıyor. Büyük kulüpler, en etkileyici futbolcular için onları takımda tutmak isteyen kulübün kapısını çalıyorlar. Pulis bir realist, ama aynı zamanda kulübünün büyümesini isteyen hırslı bir menajer…

TONY PULIS:
Umarım bu takım en iyi oyuncularını elinde tutmak için en iyisini yapar. Bizim yapmaya çalıştığımız şey bu kulübün ilerlemesi ve amacımız Premiyer Lig’de ilk 10’a girmek. Vizyonumuz bu olmalı. Eğer iyi olursanız en iyi kulüpler gelirler ve en iyi oyuncularınızı elinizde tutmak çok zorlaşır. Etrafımızda böyle takımlar var. O yüzden onlarla rekabet edip oyuncularımızı elimizde tutmak istediğimize ikna etmemiz gerekiyor.

Fakat Stoke taraftarları, menajerlerinin bu yıl gerçek bir zirveye tırmanacağını bir basın toplantısıyla duyduklarında çok şaşırmış olmalılar. Pulis, bu Mayıs’ta bir hayır işi için Kilimanjaro Dağı’na çıkacak.

TONY PULIS:
Bu görev gözümü korkutuyor. Bu görevi iple çekiyorum, fakat çok zor olacağını biliyorum. Ben hayatımda daha önce böyle bir şey yapmamıştım. O yüzden benim için gerçek bir mücadele olacak ve bu mücadele sadece dağın zirvesine çıkmakla sınırlı değil, bir hayır kurumu için toplayabildiğim kadar para toplamak istiyorum. Orası gerçekten fantastik bir yer ve küçük çocuklar için harika bir yer. İnanılmaz bir derecede çocuklara bakıyorlar ve bizim görevimiz onlara yardım etmek. Yedi gün boyunca oranın açık kalması için uğraşacak olmam çok güzel olacak.

Ona bu yolculuğu boyunca komedyen, TV sunucusu ve Stoke City’nin en ünlü taraftarlarından biri olan Nick Hancock eşlik edecek.

TONY PULIS:
Ben orada sporculardan oluşan bir takım kurmaya çalışacağım ve Nick ise eğlence sektöründen bir takım kuracak. Biz zirveye çıkmak için yarışacağız. Kimin ilk oraya çıkacağına dair bahse girdik. Bu müsabaka çok hoş olacak. Nick’le aramdaki rekabet güzel olacak ve sonuna kadar gideceğiz.

NICK HANCOCK:
Tony rekabet etmeden bir odaya dahi giremez. Tony yarışmadan kahvaltısını bile edemez. O yüzden tamamen rekabet hakkında konuşmaya bayılır. Fakat ben sukünetimi koruyacağım ama tabii ki hırslı da olacağım.

5 takımdan ikisini oluşturacak Tony ve Nick, Stoke City’nin Britannia stadyumuna yaklaşık bir millik uzaklıkta bulunan yerel bir hayır kurumu olan Donna Louise Çocuk Yurdu için para toplamayı amaçlıyor. Bu amaç City’nin menajerinin hep kalbindeydi. Geçen sene de Londra Maratonu’nda koşarak aynı hayır kurumu için £ 40,000 toplamıştı. Anlayacağınız Mayıs’ta Pulis için hem sezon sonu başarısı, hem de bu bağış amacı bulunuyor.

TONY PULIS:

Eğer geçen seneye şu anı görmek için geri dönme şansınız olsaydı, gelişim görürdünüz. Her yönüyle ilerlemelere şahit olurdunuz. Bu da hep yapmaya çalıştığımız şey işte… Bunu sürdürmek istiyoruz. Premiyer ligdeki bu 3 yılı düşündüğümde her şeyin yerine oturduğunu görüyorum. Bu kulüp için ektiğimiz tohumların büyüyeceğine eminim.
Pragmatist, dobra, para kaynağı ve motive edici – Stoke City’nin üçüncü yılındaki büyük planını görmek için sabırsızlanıyoruz.

***********

Sailing Vuitton 8: Artemis and Azzurra of Italy qualify for the semifinals

Louis Vuitton Kupası Yelken Yarışları’nda İsveçli Artemis ve İtalyan Azzurra takımları, ikinci eleme turlarını kazanarak yarı finale girmeye hak kazandılar.
DOĞAL
Rüzgarın geciktirdiği yarış sonunda iki takım, yarı finale doğrudan giriş hakkı kazanan Yeni Zelanda ve İtalyan Mascalzone Latino takımlarının rakibi oldu.
DOĞAL
Auckland’de gerçekleşen yarışın ardından olimpiyatlarda altın madalya kazanan Ben Ainslie’ın kaptanlığını yaptığı İngiliz TeamOrigin ile Fransız ve Almanlardan kurulu All4One takımları yarışmadan elendi.


***********

Hull City, kulübü ilk kez Premiyer Lig’e taşıyan adam olan Phil Brown’ın görevine son verdi. Kaplanlar, geçen hafta sonu kendi sahalarında Arsenal’e yenilmişlerdi. Bu da son 15 maçta sadece bir kez zafer yaşayan takımı sondan ikinci sıraya itmişti.
IAIN DOWIE
Hull Başkanı Adam Pearson, yeni menajer görevine eski Charlton menajeri Iain Dowie’yi getirdi. Görevi basit: bozulmaya bir son vermek ve Hull’un Premiyer Lig’de kalmasını sağlamak…


***********


JULIEN FAUBERT – WEST HAM
West Ham’ın sağ beki Julien Faubert, Hull City’yi çarpıcı bir oyun ile 3-0 yendikleri maçta takımının formasını 50. kez giyişini kutladı.
Harika bir performans gösteren Fransız oyuncu, takım arkadaşları arasında da popülerliğini koruyor, çünkü önemli pozisyonlarda gol atmaktan çok pas vermeyi tercih ediyor.

JULIEN FAUBERT:
Bir süredir gol atmıyordum, o yüzden orta sahada oynasam bile tekrar gol atmak güzel bir his oldu. Son günlerde defans oyuncuları da maçın hücum hattının bir parçası olabiliyorlar. Bu yüzden gol attığım için çok memnundum ama Carlton Cole’e gole götüren pası vermek beni daha çok heyecanlandırmıştı. Kendim gol atmayı da sevsem de bir golcüye pozisyonu bitiren pası vermek hoşuma gidiyor. Carlton’a verdiğim o pas beni daha çok tatmin etti. Elbette attığım golden pişmanlık duyduğumu sanmayın. Tabii ki pişman değilim.

26 yaşındaki Faubert, Bordeaux’da oynarken adından söz ettirdi ve bu takımda kendisini geliştirerek Avrupa’nın en çok istenen genç oyuncularından biri haline geldi. Daha sonra Faubert, 2007 yazında Fransa’nın güney batısındaki üzüm bağları yerine Londra’nın sokaklarını tercih etti. Tabii ki bunun için West Ham’ın £6milyon ödeyerek fiyat teklifinde Glasgow Rangers’ı geçmesi gerekiyordu.

JULIEN FAUBERT:
Bordeaux’dan ayrılmamın nedeni yeni şeyler keşfetmek ve premier lig’de oynamak istememdi. O yüzden Bordeaux’yu terk etmek zorundaydım. O ligde artık keşfedecek bir şey kalmamıştı ve bu yüzden oradan ayrıldım. Kolay olmadı, çünkü Bordeaux’da gerçekten güzel yıllar geçirmiştim. Fakat Premier Lig’e gelmeye karar verdim ve burada oynamaktan dolayı mutluluk duyuyorum.

Faubert’in takıma ilk girişi sezon öncesi hazırlık sürecinde oldu. Önemli bir sözleşme imzalamak istiyordu, zaten o dönemin menajeri Alan Curbishley’in planları arasında da bu vardı. Fakat kötü bir başlangıç yaptı, henüz Premier Lig bile başlamadan ciddi bir sakatlık geçirdi.

JULIEN FAUBERT:
Kolay olmadı, çünkü ilk geldiğim zamanlarda aşilimi incittim. Böyle bir olay, hem yeni bir ülkeye, hem yeni bir kulübe geçtiğinizde gerçekten zor oluyor. Fakat şu an tekrar aynı seviyede futbol oynadığım için çok mutluyum. Geçen sezon çok zor geçti, çünkü bu tip sakatlıklardan kurtulup tekrar forma kavuşmak hep zaman almıştır.

Nihayet Ocak’ta Faubert, Premier Lig’deki ilk forma giyişini Fulham maçında yapmıştı. Fakat kendisini Curbishley’e kanıtlamakta zorlanmıştı ama onun yerine Gianfranco Zola’nın gelmesiyle beraber şansı da açıldı.
Yine de bir yıl sonra Faubert, İspanyol devi Real Madrid’e kiralandı. O sezon Real Madrid formasını sadece iki kez giydi fakat bu deneyimin kendisini geliştirdiğine inanıyor.

JULIEN FAUBERT:
Bizim West Ham’da da harika oyuncularımız var ama bir fark var. Bana göre Real Madrid dünyadaki en büyük takım. Kadro ve olayların gidişatı orada hallolmuş durumda. Bu gerçekten başka bir şey… Şampiyonlar Ligi’ni kazanan, “Avrupa’da yılın futbolcusu” seçilen oyuncularla beraber oynamak bana harika bir avantaj sağladı. Tekniğimi bile geliştirmemde yardımcı oldu.

Real Madrid, kiralık transferinin kalıcı olmasını istemeyince Faubert, Doğu Londra’ya geri döndü. Fakat bu sefer her şey değişmişti. Tamamen iyileşen ve iyi bir hazırlık sezonu geçiren Faubert artık kendini kanıtlamıştı. Artık kanat oyuncusu değil, sağ bek olarak sivrilmişti.

JULIEN FAUBERT:
Ben takıma geri döndüğümde teknik direktöre sağ bekte oynamak istediğimi söyledim. Çünkü bu pozisyon Bordeaux’daki görevimdi. Alışık olduğum pozisyona geri dönme ihtiyacı hissediyordum. Tabii ki bu bana çalışma olarak geri döndü ve şimdi diğer oyuncularla daha rahat oynuyorum. Bu bana verim olarak geri dönüyor.

Craig Bellamy ve James Collins gibi yetenekleri satmalarına rağmen Zola ve asistanı Steve Clarke en iyi oyuncuları takıma kazandırmak için çok çalıştı. Faubert de takım yönetiminin özel olduğunu düşünüyor.

FAUBERT:
Steve Clark eğer yanılmıyorsam Mourinho ile çalışmıştı. O yüzden futbolu iyi biliyor. Zaman Zola’nın zamanıdır artık, çünkü Chelsea’nin en büyük oyuncularından biriydi. Bize futboldaki vizyonlarını, kendi taktiklerini öğretiyorlar ve bence kendi eksikliklerini de öğreterek aynı hatayı yapmamızı engelliyorlar.

Bu aynı zamanda Rob Green’in yeteneğini muhafaza etmesine de yardımcı oluyor. Bu sezonun ilk 6 maçı sonrası çok çalışmaları gerektiğini anlayan Clark, West Ham’ın savunmasını iyi organize ediyor.

JULIEN FAUBERT:
Savunmada kendimizi çok güçlü hissediyoruz. En azından sezonun başından daha iyiyiz. Elbette Manchester United’dan 3 gol yedik ama iyi oynadık. Robert Green bizi bir kaç maçta harika kurtarışlarıyla korudu. Benim şahsi fikrime göre İngiltere Milli Takımı’nın kaleci seçmelerinde ilk tercih olmalı.

Aralık ayında iki David’in, yani Gold ve Sullivan’ın gelmesi, finansal sorunlardan sonra kulübü dengede tutmada yardımcı oldu. Şubat’ta Sullivan, yeni takımını sezon sonunda açığa bırakmakla tehdit etti. Bu da West Ham’ı kamçılayarak yeni sahiplerinin eski takımı Birmingham karşısında başarılı olmasını sağladı.

JULIEN FAUBERT:
Bence Sullivan gazetedeki o demecini önsezilerine dayanarak söyledi. Biz gerçekten iyi bir reaksiyona girdik. Birmingham karşısında harika bir maç çıkardık ve bizim için önemli bir maçtı. Sullivan’ın bu hareketi gelecekğimiz için önemliydi ve bazı şeylerin oyunculara söylenmesinin gerektiği doğru. Emin olun, biz de bu görüşe parallel gidiyoruz.

Takım, Maviler karşısında 2-0 kazanarak Premier Lig’in tarih kitabını yeniden yazdı ve Gold ile Sullivan’ın yüzünü güldürdü. İkinci gol, Faubert’in bir başka güzel asistinden sonra atılmıştı. Chelsea ve Bolton yenilgileri gidişatı durdurdu ama Faubert, West Ham’ın geleceğiyle ilgili olumlu düşünüyor.


JULIEN FAUBERT:
Sırada en zorlu maçların oynanacağının farkında olsam da kişisel olarak ben sahada kendimi daha iyi hissediyorum. Harika hissediyorum. Tüm sezon boyunca tutarlı bir şekilde oynamak ihtiyacı hissediyorum. Yaz boyunca yaptığım fiziksel çalışmanın meyvelerini artık toplamaya başladım. Bu yüzden iyi hissediyorum.