Friday, April 16, 2010

16 NİSAN 2010

Fulham v wolverhampton
Ağustos ayına geri dönersek, Wolverhampton Wanderers’ın tek bir amacı olduğunu görürüz: Premier Lig’de kalmak… Yavaş ama emin adımlarla bu amaca yaklaştılar. Stoke City maçındaki golsüz beraberlik iyi olmadı ama alt sıralardaki takımların kötü performansları Wolves için avantaj oldu. Wolves’un Premier Lig’de ikinci sezonunu yaşaması çok uzak bir fikir değil…

Karl henry:
Sezona başladığımızda potansiyelimizi kanıtlamak için yola çıktık. Premier Lig’de oynayacak kadar iyi olduğumuzu göstermek istiyorduk. Artık şimdi her şey puanlara kaldı. Yazın son bir kaç maçta ne kadar iyi oynadığımızı düşünüp böbürlenmek için tatile çıkmayacağız. Daha çok puan almak için çalışacağız.

İşin zor olan kısmı hemen hemen bitti. Son 4 maç kala, Wolves, sıralamanın en altındaki 3 takımdan 6 puan daha yukarıda… Fakat verimli takım kaptanı Karl Henry, Wolves’un Arsenal yenilgisinden sonra Stoke City’le golsüz berabere kalmasını seyretmek zorunda kaldı. İki maç daha deplasmanda oynanacak ve bu Henry için hiç kolay olmayacak. Henry, ailesinin etkisiyle doğduğundan beri Wolves taraftarı… O yüzden takımı Premier Lig’de kalmasını sağlamanın ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyor.


karl henry:
Üvey babam büyük bir Wolves taraftarıydı ve bu yüzden şu an nerede olduğumu sürekli hatırlatıyor. Sürekli kulübün ne şanlı bir tarihe sahip olduğunu söyleyip duruyor. O yüzden bu takımın kaptanı olmak benim için bir ayrıcalık… Her hafta takıma liderlik etmek benim için büyük bir onur. Eğer bu ligde kalırsak harika bir başarı yaşayacağız.

Şubat ayının başlarında durum kötü görünüyordu, Wolves küme düşecek gibi gözüküyordu. Takım, Championship’te oynayan Crystal Palace tarafından Federasyon Kupası’ndan elenmişti ve Birmingham derbisinde de mağlup olmuştu. Bu sebeple Mick McCarthy taktik değiştirdi ve takımı toparladı. Flooding the midfield in a four-five-one formation, a more solid looking wolves side finally found a formula that worked.

Karl henry:
O dönemde bir çok takım kendini geliştirmişti. Noel geldiğinde yolun yarısına gelmişsiniz demektir. Herkesle oynamış ve ligde ne kadar büyük takımlar olduğunu görmüşsünüzdür. Bunu fark ettiğimizde oyun tarzımızı değiştirebileceğimizi düşündük. Patronumuza, menajerimize ve yardımcı antrenörümüze sadakat gösterdik ve bu da işe yaradı.

Bu hafta sonu, Wolves, Fulham deplasmanında oynayacak. Roy Hodgson’ın takımı Avrupa’da da oynadı ve Premier Ligdeki yerini sağlamlaştırdı. Takımın tek sorunu yorgunluk… Yorucu serüvenlerinde 56. maça çıkacaklar. Fulham’ın Liverpool ile 0-0 beraber kalması, Batı Londra’lıların tükendiği izlenimi verdi.

Karl henry:
Games defintley take their tole on a team ve özellikle Avrupa yolculukları onlara yardımcı olmadı. Umarım yorgunlardır ve onlara üstünlük kurabiliriz. Fulman’ı köşeye sıkıştırmayı ve onlara göz dağı vermeyi umuyoruz. Zor bir maç olacak ama neden kazanamayalım?


Henry, bu maçta yine gergin olacak ve takım arkadaşlarının verimli olmasını sağlamaya çalışacak. Eğer Wolves, Premier Lig’de kalmayı garantilerse, Henry bunu sahada arkadaşlarıyla kutlayacak.

*********

GARRY FLITCROFT & MATT JANSEN
Merhaba, ben Garry Flitcroft ve ben Matt Jansen. Bizi hatırladınız mı?
Evet, hatırlıyoruz. Blackburn’in eski oyuncuları şu an Leigh Genesis adında bir kulübün menajerliğini ve antrenörlüğünü yapıyor. İkilinin isimleri bu vesileyle tekrar gündeme geldi. The club is in the Northern Premier League Division One North – competing seven divisions below the Premier League.
GARRY FLITCROFT:
Leigh ile çalışmaya başladığımda ilk başta işim tüm vaktimi almıyordu. Fakat göreve tam zamanlı başladıktan sonra gerçekten bu işi yapmaya çok heveslendim. Belki de gelecekte premier lig’de bu işime devam ederim. Göreve geldiğimde Neil Warnock beni aradı ve kendisinin de bu işe Leigh’de başladığını, başlangıç için doğru yere geldiğimi, gelecekte yükselme şansım olduğunu söyledi. Artık tüm planlarımı buna göre ayarladım. Artık maçta ne yapılması gerektiğini biliyorum. Kendime güveniyorum. Hangi ligde olursa olsun, oyuncularla iletişim kurmak, onlara derdinizi anlatmak zordur. Fakat bu evreyi artık aştığımı düşünüyorum. Bu işi yapmaktan keyif alıyorum ve bu göreve devam etmek istiyorum.

MATT JANSEN:
Garry benim arkadaşımdır, uzun süre beraber top koşturduk. Çok iyi bir adamdır. Eğer oyunculara sorarsanız onunla beraber çalışmaktan keyif aldıklarını söyleyeceklerdir. Çok saygı görüyor ve çok iyi birisi… Garry, yardımcı antrenörü olmamı istediğinde, seve seve kabul ettim.

Oyuncu olduğu zamanlarda bile Flitcroft, her zaman yöneticilikteki potansiyelini göstermişti. Blackburn Rovers’daki 10 yıllık oyunculuk kariyerinin 6 senesini takım kaptanı olarak geçirdi. Flitcroft, Manchester City’de genç bir oyuncu iken öğrendiklerini takım arkadaşlarına aşılayarak Blackburn’de yeni bir dönem başlatmıştı.
GARRY FLITCROFT:
Manchester City ile henüz 12 yaşındayken antlaşma imzalamıştım ve orada geçirdiğim her dakikadan keyif almıştım. Profesyonel futbol kariyerime ise 18 yaşımdayken başlamıştım. Orada harika bir dört yıl geçirmiştim. Orada alt yapıya çok önem veriyorlardı. Paul Lake, Niall Quinn gibi oyuncular vardı. Quinny harika bir oyuncuydu. Paul Walsh geldi sonra… Muhteşem bir oyuncuydu. Keith Curle, Terry Phelan… İyi bir ekiptik.
Manchester City, o zamanlar Peter Reid tarafından çalıştırılıyordu. Reid, takımı modern bir çağa taşımıştı. Reid, çok geçmeden Flitcroft’u orta sahaya yerleştirdi, fakat 1996 yılında satıldı.
GARRY FLITCROFT:

THEY NEEDED TO SELL ME WİTH THE TAKEOVER WİTH SWALES AND FRANCİS LEE. O zamanlar satış bakımından değerli bir oyuncuydum ve Blackburn’e gitmek zorunda kaldım. İlk başta oraya gitmek istememiştim, fakat daha sonra Blackburn’de geçirdiğim zamandan keyif aldım. Arsenal de beni istemişti ama Blackburn’e transfer olmuştum. Ama yeni takımımı da sevmiştim. Blackburn 1994-1995 sezonunda şampiyon olmuştu. Shearer, Sutton, Sherwood, Wilcox, Ripley gibi benim dışımda da iyi oyuncular vardı. Kenny ve Ray Harford’la beraber harika vakit geçirdim. Güzeldi.
Flitcroft, takıma geldiğinde Blackburn son şampiyondu, fakat kulübü bir önceki sezon şampiyonluğa taşıyan Kenny Dalglish’in büyüsü kısa sürede tükendi. Rovers, duraklama dönemine girmişti. Bir çok menajer takımı çalıştırıp ayrıldı. Graeme Souness, Blackburn’ü tekrar premier lig’e çıkarana kadar, takım küme düşmüştü.
GARRY FLITCROFT:
Premier Lig’e tekrar çıktığımızda ben takım kaptanıydım. Güzel günlerdi. Maçları kazandığınız zaman kendinizi harika hissedersiniz. Takımımız yükseliyordu, soyunma odasında güzel zamanlar geçiriyorduk. Matt Jansen’ın takıma gelişi de bizim açımızdan çok iyi olmuştu. Graeme, takıma birçok iyi İngiliz oyuncuyu kazandırmıştı ve birbirimize kenetlenmiştik. Yeni gelen İngilizler ve Keith Gillespie gibi İrlandalı arkadaşlar takımın toparlanmasını sağlamıştı. Soyunma odamızdaki kadro çok zengindi.
O sezon, Blackburn, Flitcroft’un eski takım arkadaşı Matt Jansen’i kazanmıştı. Jansen takımın yıldızı olmuştu. Jansen’in attığı 23 gol, Rovers’ı ikinci sıraya yükseltmişti ve takımın İngiltere Premier Ligi’ne geri dönmesini sağlamıştı. Jansen, 15 ay boyunca Ewood Park’ta parlamıştı fakat aslında profesyonel futbol hayatı daha eskilere dayanıyordu. Yerel takımı Carlisle’de gösterdiği performans ile bir çok insanı etkilemişti. Manchester United da dahil olmak üzere bir çok kulüp, Jansen ile ilgilense de imzayı attırmayı başaran takım Crystal Palace olmuştu. O dönem 20 yaşında olan Jansen, böylece ilk Premier Lig deneyimi Kartallar ile yaşamıştı.
MATT JANSEN
Yanlış hatırlamıyorsam, premier ligdeki ilk golümü deplasmanda Aston Villa’ya atmıştım. Kalede yanılmıyorsam Bosnich vardı. Bu benim için harika bir başlangıç oldu. Premier Lig’in tadını ilk kez bu golümle çıkarmıştım. Gerçekten harika bir deneyimdi.
Kimsenin Jansen’in oyunculuk kabiliyetinden şüphesi yoktu, fakat küçük bir mahalleden büyük bir şehre geçiş yapması bazılarını endişelendiriyordu.
MATT JANSEN
Annem ve babam çok genç yaşta oraya gittiğim için kaygılandılar. O dönemin yöneticisi Ron Noades’e ve eşine, benim onlarla yaşayıp yaşayamayacağımı sordular. Onlar da aileme benim bir hafta evlerinde kalabileceğimi, fakat sonra kendi yoluma gitmem gerektiğini söylediler. Fakat neticede Noades ve eşiyle 6 ay beraber yaşadım ve hala onlarla görüşüyorum. Çok iyi insanlar…
Fakat Jansen’in yeteneği Palace’ı küme düşmekten kurtaramadı. Artık çok geçti ve finansal sorunları olan kulüp Jansen’i satışa çıkardı. Ama Alex Ferguson’un başında olduğu Manchester United’ın teklifi reddedildi.
MATT JANSEN
Crystal yetkilileri beni arayıp sermaye için beni satmak zorunda olduklarını söylediği dönemde Arsenal ve Manchester United benimle ilgileniyordu. Fakat Blackburn’e gitmemi istediler, çünkü Blackburn daha yüksek bir fiyat teklif etmişti. Jack Walker’ın yanında daha önceden de beraber çalıştığım Brian Kidd de Manchester United’dan transfer olmuştu. Bu, Blackburn’ü tercih etmemdeki bir diğer sebepti.
Jansen, Blackburn’e transfer olduktan kısa bir süre sonra Palace’de elde ettiği güçlü performansı göstermeye başladı. Fakat tıpkı Güney Londra’da olduğu gibi, Jansen’in golleri Rovers’ı küme düşmekten kurtaramadı. Blackburn, Premier Ligi’nde şampiyon olduktan sadece 4 yıl sonra lige veda etmişti.
Blackburn, Premier Lig’e tekrar merhaba dedikten sonra golleriyle adından söz ettiren Matt, beklendiği gibi yine formdaydı. Her geçen hafta yükselttiği performansı İngiltere Milli Takımı’nın başındaki Sven-Goran Eriksson’un da dikkatini çekti. Eriksson o dönem, 2002 Dünya Kupası’nın kadrosunu oluşturmaya çalışıyordu. Jansen, onun için muhtemel bir adaydı.
MATT JANSEN
Liverpool ile deplasmanda karşılaşacaktık. Sezonun sondan ikinci maçıydı. Eriksson, Graeme Souness’e “Matt Jansen’in sakatlanmamasını sağlayın, çünkü Dünya Kupası’na gidecek” demiş. Graeme Souness bana böyle söyledi. Ben de sakatlanmadım, hatta motive olup gol bile attım. Ertesi günü Milli Takımın kadrosu açıklanacaktı. Eve arabamla dönerken radyoyu açmıştım ama kadroda adım geçmiyordu. Daha sonra Tord Grip’in Manchester United – Arsenal maçını izledikten sonra Sven ile aynı arabaya bindiğini ve Tord’un ona benim yerime Martin Keown’u almasını önerdiğini öğrendik. Çok utanç vericiydi.
O sezon geriye tek maç kalmıştı. Jansen yedek oyuncuydu. Blackburn taraftarı Mark Hughes’e alkış tutuyordu, çünkü Mark Hughes profesyonel futbol hayatına bir jübile ile son veriyordu. Son düdük çaldıktan sonra hayat ne Jansen, ne de Hughes için aynı olacaktı.
Matt Jansen:
En iyi yapılacak şeyin bir haftalığına uzaklara gidip kafamı dinlendirmek olduğunu düşünmüştüm. Sezon bitmişti. Hafta sonu için Roma’ya gitmiştik. Romalıların orada yaptıklarını yapmıştık. Mesela o küçük Scooter’lardan bir tane kiralamıştık. Fakat Scooter’ı kullanırken bir taksi bana çarpmıştı. 6 gün boyunca komada kalmıştım. Bu olaydan sonra uzun süren rehabilitasyon serüvenim başlamıştı.
Altı ay sonra Blackburn’e geri dönen Matt, kazadan sonra kendini tam olarak toparlayamamıştı. Kazanın etkisi hala devam ediyordu.
MATT JANSEN:
Kendimi cezalandırmaya başlamıştım. Maçlarda kendimi çok hırpalıyordum. Çok basit hatalar yapıyordum. Bu, tamamen kendime olan güvensizliğimle alakalıydı. Kısacası, psikolojik sorunlarım vardı. Bu problemimi çözmeye çalışıyordum ama sorunu anlayamıyordum. Mücadeleyi bıraktım. Ardından kiraya verildim. Performansım düşüşe geçmişti. Kazadan önceki formuma geri dönemiyordum. Ne yazık ki asla eskisi gibi olamamıştım.
GARRY FLOTCROFT:
Matt, rehabilitasyon merkezinden geri döndüğünde onunla çok çalıştım. Şu an burada birbirimize çok yakın olmamızın nedeni de o günlere dayanıyor. Onu arayıp, Leigh Genesis’e gelip gelemeyeğini sorduğumda “Kesinlikle orada olacağım” dedi. Oyuncu/menajer konumunda… İlk kez bir takımı çalıştırıyor. Artık o da takımın bir parçası, çocuklar ona saygı duyuyor. Antrenmanlarda onun hala çok iyi olduğunu görebilirsiniz. Diğer çocuklar da onu örnek alıyor. Hala biraz kendine güven eksikliği var ama onunla çalışmayı çok seviyorum. Harika bir adam ve iyi anlaşıyoruz.
MATT JANSEN:
Ligde daha önce birçok teklif almıştım. Roma’da yaptığım kazadan sonra karşılaştığım problemlere rağmen iyi bir gelişmeydi. Fakat hayal kırıklığına uğramıştım. Bir daha asla kazadan önceki gibi iyi olamayacağımı hissediyordum. Bu düşünce önüme engel koydu. O yüzden bir sonraki adımım antrenörlüğe başlamak olmalı. Bakalım zaman bize ne gösterecek?

12 aydır bu yeni ortaklığı sürdüren Flitcroft ve Jansen, eski Manchester City oyuncusu Mike Quigley ile beraber Leigh Genesis’e damgalarını vuruyorlar. Takımdan ayrılıklara neden olan maddi sorunlara ve kulübün geleceğinin belirsizliğini korumasına rağmen amaçları takımı play-off’lara taşımak…
GARRY FLITCROFT:
Ben her zaman hırslı biri olmuşumdur. Mümkün olduğunca yükseğe çıkmak istiyorum. Burada sıfırdan bu işe başladım, sıradaki amacım kulübü bir üst lige taşımak… Eğer bu takımda kendimi gösterebilirsem, kariyerimde daha yükseğe çıkabilirim. Bir futbolcu olarak bunu başarmıştım, bir menajer olarak da bunu yapmak istiyorum. Elimden gelenin en iyisini yaparsam eğer, belki de bir gün Premier Lig’de iş bulurum.
MUHABİR:
Belki de Manchester City olur…
GARRY FLITCROFT:
Evet, Manchester City ya da Blackburn güzel olur.
Takım çalıştırmak ve antrenörlük konusunda yeni şeyler öğrenen iki adam, belki de daha büyük bir şeyin başlangıcına imza atıyorlardır. En kısa zamanda Garry Filtcroft ve Matt Jansen’in Premier Lig’e geri dönmesini umuyoruz.

**********

Tennis Monte Carlo 5: David Ferrer and Rafael Nadal progress to semi-finals.

Monte Carlo Tenis Turnuvası’nda ünlü tenisçi Rafael Nadal, yoğun güneş ışığının altında rakibi Juan Carlos Ferrero’yu 6-4, 6-2’lik setlerle yenerek yarı finale yükseldi. Nadal, yaptığı açıklamada Ferrero’yu ancak çok iyi bir tenisçinin yenebileceğini söyleyerek rakibini övdü.

DOĞAL
Yarı finale çıkan bir diğer isim Philipp Kohlschreiber’i 7-5, 7-6’lık setlerle mağlup eden İspanyol raket David Ferrer oldu. Ferrer, yarı finalde Rafael Nadl ile karşılaşacak.

*********

Liverpool v west ham united
Rafael Benitez, 6 yıl önce takımın başına geldiğinden beri, Liverpool en kötü sezonunu bu yıl yaşadı. Sezon başladığında şampiyonluk için favori olan takımın şu an ilk 4 sırada bile bulunamaması kafaları karıştırdı. Liverpool’un Şampiyonlar Ligi trenini kaçırmasıyla beraber Amerikalı sahipler takımı satışa çıkardı. İspanyol menajer bir başka zorlu hafta daha yaşayacak.

Rafael benitez:
Futbolda her şey bir haftada değişebilir. Bu yüzden çok kritik bir hafta sonu yaşayacağız. Önümüzde çok önemli maçlar var. Bu hafta sonu neler olacağını göreceğiz. Sıradaki maçları kazanmamız lazım.

Gfx:
2008/09
Pld 38 w 25 d 11 l 2
2009/10
Pld 34 w 16 d 8 l 10
Geçen sezon, Liverpool Premier Lig’de elinden gelenin en iyisini yapıp çok iyi puanlar aldı, fakat bu, Manchester United’ı devirmeye yetmedi. Bu yıl daha iyisini yapmak istediler, fakat başaramadılar. Ligin bitimine 4 maç kala bu sezon takımın şu ana kadar topladığı puanlar, geçen sezonun toplamından 30 puan daha geride…

rafael benitez:
Bu yıl iyi bir sezon geçirmiyoruz. Umarım lig bitmeden daha iyi oluruz. Bu sezonki hatalarımızı dikkatlice analiz edip gelecek sezon doğru taktikler kullanmamız lazım.

Fernando Torres, geçen hafta golsüz beraberlikle sonuçlanan Fulham maçında forma giyemedi ve diz sakatlığının ciddiyetini öğrenmek için uzmana başvurdu. Torres’in West Ham maçında da oynaması beklenmiyor, fakat ünlü yıldızın Atletico Madrid ile oynanacak Avrupa Ligi maçına kadar toparlaması lazım. Torres’in sakatlığı takımı endişelendirmeye devam ediyor.


Rafael benitez:
Dün, Fernando ve doktorları ile konuştum. Kendisini nasıl hissettiğini anlamaya çalıştık. Şu an fizyoterapist eşliğinde çok çalışıp eski formuna geri dönmeye ve güçlenmeye çalışıyor. Neler olacağını göreceğiz.


Saha dışında, Liverpool taraftarı sürekli memnuniyetsizliğini dile getiriyordu. Suçu, kulübü satışa çıkaran Amerikalılar Tom Hicks ve George Gillett’in üzerine atıyorlardı. Amerikalı ikili nihayet bu hafta kulübü satmak istediklerini itiraf etti.

Rafael benitez:
Bence kulüp ileriye bakıyor ve bu olayda olumlu düşünüyorum. Yeni bir başkanımız var ve işini biliyor. Ama şu an bir menajer olarak benim West Ham maçına odaklanmam gerekiyor.

Liverpool’un rakibi West Ham, arka arkaya aldığı 6 yenilgiden sonra toparlandı. Everton’da beraberlikle sonuçlanan maç çok önemliydi. Ardından kendi evlerinde Sunderland’i mağlup etmeleri çok iyi oldu. Gianfranco Zola, takımının daha yukarıya çıkartıp küme düşmekten kurtarmak istiyor.
Liverpool’un kendi sahasındaki zafer rekoru, West Ham’ı korkutuyor. Anfield’da arka arkaya 8 kez zafer yaşayan Liverpool ise geçen hafta Fulham ile golsüz berabere kalmasının ardından ilk 6’da kalmaya çalışıyor. Bir sezon neleri değiştiriyor?

***********

FI China 1: McLaren driver Lewis Hamilton fastest in Shanghai practice sessions.
Çin Grand Prix’si öncesi deneme sürüşlerini ilk sırada bitiren isim McLaren pilotu Lewis Hamilton oldu.
DOĞAL
2008 Dünya Şampiyonu’nu 0.248 saniyelik bir farkla Mercedes pilotu Nico Rosberg ikinci sırada izlerken, Hamilton’un takım arkadaşı Jenson Button üçüncü oldu.
DOĞAL
Mercedes’in efsanevi Alman pilotu Michael Schumacher’in dördüncü sırayı aldığı yarışta Toro Rosso pilotu Sebastien Buemi kaza yaptı. İsçivre’li pilot Buemi, kazadan yara almadan kurtuldu.

*******

Tennis Monte Carlo 4 Up: Ferrero, Nalbandian and Djokovic all through to the next round
Monte Carlo Tenis Turnuvası’nın 4. turu çekişmeli geçen maçlara sahne oldu. Juan Carlos Ferrero, Fransız tenisçi Jo-Wilfried Tsonga’yı 6-1, 3-6, 7-5’lik setlerle yenerek Rafael Nadal’ın çeyrek finaldeki rakibi oldu.
DOĞAL
Sırp oyuncu Novak Djokovic, İsveçli rakibi Stanislas Wawrinka’yı 6-4, 6-4’lük setlerle yenerek turnuvada son sekize kalan bir başka oyuncu oldu.
DOĞAL
Çeyrek finale yükselen bir diğer isim, İspanyol raket Tommy Robredo’yu 6-3, 6-4’lük setlerle mağlup eden Arnantinli yıldız David Nalbandian oldu.

No comments: